Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Çocukluğumun Kayseri' si

Çocukluğumun Kayseri' si
 

Zaman ne de çabuk geçiyor. Yok ederek, geçmişle olan bağları. Dur inecek vardı, diyemiyorsunuz. İnadına taşıyor sizi durmadan geleceğe. Bir mola yerinde dönüyorsunuz, o güzelim anlara. Şimdilerde kimse bilmez, bizim kuşakta ise tatlı anıların yumağı. Nasılda dönüp duruyorlar, beynimde anılar, yaz beni , yaz beni deyi... Dayanamıyorsunuz cazibesine, siyah beyaz resimlerin...

Kağnı pazarı, Saman pazarı, At pazarı, Ot pazarı, Kazancılar, Düvenönü, Keçikapı, Amele pazarı... Şimdiki kuşak doğal olarak habersiz, kağnıdan, samandan, kazandan, ottan, düvenden, keçiden... Ne güzel günlerdi diyeceğim geliyor geçmişe, ama bilgisayarımın başında okuyorum bu masalları, kendimle çelişerek ! Kana kana iç, bardağı beş kuruş diyen su satıcıları, deve dişi şemşamer diye koroya katılan ayçiçeği satıcıları, gazeteler kolunda, biraz da görme özürlü gazeteci el yordamıyla dağıtıyor tüm gazeteleri büyük bir şevkle.

Boş araba abi taşıyalım mı diye yaklaşıyor on üç yaşında bir çocuk, dört tekerlekli arabasıyla.. Patlıcan “Yamıla” diye geçiyor bir seyyar satıcı yanınızdan. Boyayalım abi, badem yağlı bol cilalı diyen bir erkek çocuğu.... Sepet kolunda yaşlıca bir satıcı geçiyor taze yumurta diye.... Kayseri’nin dillere destan satıcısı geçiyor, bütün görkemiyle ses tonuyla; “ Koyun ayağı var, kelle var” bizim kuşaktan bunu bilmeyen bir kişi yoktur. Futbolla tanışan çocukluğumuz. Çaman ekmek yirmi beş kuruş diyen satıcılar. “Neni” yaşıyor mu bilmiyorum, Ermeni Asıllı Kayseri Spor amigosu. Tüm sanatsal faaliyetlerde, organizelerde adı geçen.

Çamanı bilir misiniz bilmem, Kayseri’ye özgü yoksul katığı.- Pastırmanın da koruma malzemesini, dış sıvasını oluşturuyor.- Şimdilerde o da sosyeteleşti. Beylerin , akşamcıların masasını şenlendiriyor. Kayseri Kalesinin o görkemli halinde, sebze meyve pazarı. Kayserimize özgü seçemezsin, elini vuramazsın, şansına ne gelirse hesabıyla. Ne yazık ki eve geldiğinizde yarısı çürük zerzevat. Pastırmamız, sucuğumuz meşhur bilirsiniz. Ama bu meşhurluğu Afyon kapmak üzere haberiniz olsun hey hemşehrilerim... Mantımızın tadına doyum olmaz. Bir kaşığa kırk mantı sığmıyorsa, bu Kayseri Mantısı olamaz. Bunlardan haberiniz olsun. Kayserimize özgü bir çok Kayserili fıkrası anlatılır. Bazıları uydurmadır. Bunu bilesiniz.

Ben size bir iki tane gerçeğini anlatayım:

Kayserili’nin biri askere gider. Askerde komutanları, okur yazar olanlar iki adım ileri çıksın der. Bizim okur yazar olmayan Kayserili de iki adım ileri çıkar. Komutan ileri çıkanlardan sırasıyla tahsillerini sormaya başlar. Sıra bizim Kayseriliye gelir.”Senin tahsilin nedir evladım “der komutan. Bizim Kayserili, kendinden emin: “ Okur yazarlığım yok ama Kayseriliyim , komutanım” der.

Bir de; Kayserimize özgü bir gelenekten bahsetmek istiyorum.

Kayserili anlayışının temelini ticaret oluşturur. Çocukların ticari dehası küçük yaşlar da belirlenir. Bundan Adam olmaz demişlerse hemen onu okutmanın yollarını araştırırlar ve okuturlar. Memleketin başına siyasetçi yaparlar!!!

Erciyes’imizi unutmayın çok güzel bakar bize, selamlarını esirgemez.. Karı eksik olmaz yaz kış. Zaten karı erirse yazın, kıyamet kopmuş demektir. Selçuklu eserlerini, Selçuklular tarafından Gevher Nesibe adına kurulmuş ilk hastaneyi görmek isterseniz, Kayseri’ye gitmeniz gerekli. Mimar Sinan’ın doğduğu köyü, eserlerini, tarihi kalesini, kümbetleri görmek için de Kayseri’de olmanız gerekli. Kayseri’ye ticari anlayışı getiren tarihi anlayışın merkezi, Kültepe Kaniş Karum’u da mutlaka görmelisiniz.

Ah ! çocukluğumun kenti şimdi senden uzaklardayım. İşe yaramayanlarındanım. Becerebiliyorsam blog yazıyorum kendimce...Bir nostalji havasında türkülerin söyleniyor şimdi belleğimde: “Gesi Bağlarında dolanıyorum, Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun ve inceden inceden süpürgesi yoncadan diye bir Türkü duyuyorum.

Sana selamlarımı yolluyorum, çocukluğumun kenti...

Erdoğan Şahin

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..