Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu
 

Öner Samanlı, Mersin milletvekili olarak hizmet vermeye hazırım...(Dalkavuk Medya) www.dalkavuk.com


ALLI, YEŞİLLİ, KARELİ GÖMLEKLİ KEÇİ, NASIL KÖPEK OLUR..?

Yıllar önceydi, bir amirim özel yaşantım, giyim kuşamımdaki hassasiyetim ve özenimle ilgili merakını giderebilmek için ilginç yöntemlere başvuruyordu.

Ona şu fıkrayı anlattım.

Adamın birisi uçağa yanında küçük bir keçisi ile binmek üzereyken, kabin memuru;

-Elinizdeki belgede köpek ibaresi yazılı oysa sizin tasması ile kucağınızda taşıdığınız bir keçi..

Demiş.

Adam bu açıklamaya kızgın bir tavır ile,

-Köpeğimin özel hayatı ile, havayollarınızın bu kadar ilgileneceğini düşünemezdim.

Yanıtı olmuş ve uçağındaki yerine geçmiş.

Ben de, sohbetin ana mesajını fıkranın sonunda verirken şunları söyledim…

- Özel hayat benim ve bana ait özel hayatımı sorgulamak isteyen izin vermediğim ilgisiz kişilerin bir yarası olduğu kanaatini taşırım. Bu durumda yaralarına da, davul tozu serpmelerini öneririm…!

TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLER VE BENZER DURUMLAR

Vatandaşın görüş ve düşüncelerini ciddiye alan, Siyasi Partiler ile, vatandaşın görüş ve düşüncelerini ciddiye almaktan öte, Siyasi Partilerin karar mekanizmalarındakiler, MYKK ve Genel Başkanlarıdır….

Kimi Partilerde ise Genel Başkana rağmen sesi güçlü çıkan milletvekilinin parti içerisindeki söz hakkı, ağırlığı, yahut ta aldığı Genel Başkan yardımcılığı görevindeki, baskın liderliğinin söz konusu oluşu ve fark edilişi de gözlemlenebilir..

Bunlar geçmiş, bugün ve yarınki siyasi arenadaki siyasi partilerde sürekli yaşanan somut olgulardır.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NDE SON DURUM

Bundan önceki yazılarımızda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin esas itibariyle bugünkü sürece kadar akan bir suyun içindeki, belirsiz rotalı bir ağaç gövdesi olduğunu, aleni söylemekten de çekinmediğimiz ortadadır.

BAYKAL GİTTİ PARTİ İÇİNDEKİ SORUNLAR BİTTİ Mİ..?

Bugüne kadar, 18 yıldır Genel Başkanlık görevinde bulunan, Deniz Baykal hakkında, karizma ve vizyonerliğin, kendisinde bugünkü 70 li yaşında bile mevcut bulunduğunu yazdık.

Ancak CHP içerisindeki küskünlüklerin, CHP’sine oy vermeyen seçmenin tepkilerinin esas nedeninin de, Baykal’ın artık tahammül edilemeyen liderlik sultasından kaynaklandığı yönündeki düşünce tarzımızı da ötelemedik.

Yiğidi öldürmek yerine hakkını savunmayı dün olduğu gibi bugünde ilke ve kararlı yazarlık çizgimizde sürdürmeyi her zaman yeğledik.

HALKÇI ECEVİT VE KASKETi, ARTIK DEMODE OLMUŞTUR..!

CHP’sinin çiçeği burnundaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun, milletin fertlerinin tamamı üzerinde bir, “Halkçı Ecevit” den uyarlanan, “Halkçı Kemal” şeklindeki yakıştırmalarla, Cumhuriyet Halk Partisini yükseklere taşımasını, başarılı oy düzeyini yakalamasını sanmayın..!

Bu konudaki kararlı dik duruşum bugün ve yarın yıllar sonra da aynı şekilde devam edecektir.

Ama kesinlikle, doğruluk ve yapıcı olmaktan yana olduğumu da belirtmekte yarar görüyorum.

BÜLENT ECEVİT DOĞRU VE DÜRÜST BİR DEVLET ADAMI OLMUŞTUR

Bülent Ecevit’in başkanlıklarında bulunduğu partilerde ve iktidar süreçlerindeki Başbakanlıkları, doğru ve dürüst devlet adamı olmasıyla daima örtüşmüştür.

Buna kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum.

Ancak her şeyin doğru ve dürüstlük ile bitmeyeceği de kesindir.

Bir liderin, konuşma üslubu, karizmatik görüntüsü, giyimi ve kuşamı, estetiği, bakışı, duruşu ile örtüşen kişilik yapısı yani vizyondaki yeri, dikkatleri üstüne çekebilecek özelliklerin asıl olanlarındandır.

Bir ülkenin lideri, pısırık, bakımsız, aşırı hümanist, aşırı kilolu, aşırı zayıf, aşırı uzun, yahut kısa olmalı mıdır…?

Kesinlikle hayır bu tarzlarda olmamalıdır..!

Ayrıca, işçi ve köylü ile konuşurken de, kentli ile konuşurken de daima vakur, özenli bir duruşun sahibi olmalıdır.

Bakınız; Mustafa kemal Atatürk…!

Liderliklerin büyük çaba ve emeklerle elde edilmesinin yanı sıra bir tesadüf yahut şans eseri kişinin kendisini, lider koltuğunda bulması da şaşırılacak bir olay değildir.

KEMAL KILIÇDAROĞLU ŞANSLI BİR SÜRECİN TESADÜFİ GENEL BAŞKANI MIDIR..?

Öncelikle hayır…!

Neden hayır..?

Deniz Baykal, CHP içindeki “Karda yürüyüp izini belli etmeyen muhaliflerini” kendisinin gidişi için sürekli senaryolar üretildiğini, bir bombanın mutlaka kamuoyunda patlamasına dair endişeleri olmayan gayet de rahat birisi olmuş değildir..?

Eski bir kurt siyasetçi olduğu unutulmamalıdır.!

Burası Türkiye, ortak çıkarlar için zaman zaman iktidar ve muhalefet vekilleri her zaman işbirliği yaparlar.

Örneğin maaşlarının, sosyal haklarının, iki yılda emekli olmalarının ortak platformunda buluşmalarını herkes bilir.

Baykal’ın, Ankara milletvekili Sayın Nesrin Baytok’u yıllarca sekreterliğini yaptıktan sonra, kendisine hizmetlerindeki özverilerinin vefa borcu gereğince, Milletvekilliği ile ödüllendirilmesi ahde vefanın çok doğru ve yerinde bir örneğidir.

Ancak, her partide ve CHP’sinde de mutlaka Genel Başkan’a karşı zaman zaman ses yükseltenler, yahut da görüntüde destek verirken, arkadan entrikalarda bulunanlar olabilir.

EN UMULMADIK YERDE, BİR TAŞ GELİR VE BAŞ YARAR….

İşte bu nedenle de ülkemizde bu anlamlı söz yıllardır yazılır söylenir…

Kalleş kalleştir. Karşınızdan değil kesinlikle arkanızdan vuracaktır.

Akıllı bir lider de daima buna hazır olmalıdır.

Deniz Baykal, aslı itibarıyla hukukçudur, aynı zamanda CHP’sinin tüm birimlerinde görev alarak, hizmet ederek Genel Başkanlık koltuğuna oturmuştur.

Bu nedenle de, kesinlikle zaman içerisinde, atı alan Üsküdar’ı geçtim sanısında olsa da, o atı geri adımlarıyla Üsküdar’a varmak için şahlandığı yere, tepe üstü çakabilecek meziyet ve siyaset dehasına da sahiptir.

KADİR TOPBAŞ’I SOLLAYAMAYAN, KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN, GENEL BAŞKANLIK SÜRECİNDEKİ GELECEĞİ NEDİR../

Bu başlıktaki sorunun net cevabı ancak kahin olmakla verilebilir.

Fakat birazda gerçeklerin aydınlığında düşünerek yol haritası çizilmesine de engel yoktur.

Kemal Kılıçdaroğlu, aradaki fark oy sayısı az yada çok olması fark etmeksizin, İstanbul Belediye Başkanlığı görevini CHP’sine kazandıramamıştır.

Kadir Topbaş karşısında hükmen mağlup olmuşsa, şimdi nasıl Türkiye’nin ve CHP’sinin umut ışığı olabilecektir.

Bu durum oldukça düşündürücüdür.

Birde bu durumuna, karizmatik ve vizyonerlik sıkıntıları eklendiğinde avantajlar, dezavantajlara doğru yönlenmektedir.

Daha ilk günüde, sen üzerine yarım milyarlık gömlek giyip meydana çıkmışsın diyenlere karşı, “Recep Bey” olarak adlandırdığı, Başbakandan alması gereken çok dersler de olduğu aşikardır.

Bir Genel Başkan, gömleği ile tartışmayı, arkadaşlar al dedi aldım, böyle marka olduğunu bilmiyordum dememelidir.

Peki ne diyecektir…

‘Ben bir ülkenin, ana muhalefet partisinin genel başkanı isem, tabiî ki üzerime giydiğim her şeyimle, temsil yeteneğimi ortaya koyacağım.

Beğendiğim bir şeyi, doğru alım gücüm yeterli ise, almama karşı kişisel özgürlüğüm çerçevesinde kimsenin de yorum yapmasına izin vermem..!’

Şeklindeki bir yanıtlama olmalıydı.

ŞAHSEN BEN, CHP GENEL BAŞKANI OLSAYDIM, NE SÖYLERDİM..?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerinde ben olmuş olsaydım, daha da ileri gider ve o gazetecilere tepkiyi ve cevabı nezaketle verirdim.

Şöyle ki;

Ben ülkülerini ve ufkunu, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dünyaca kabul görmüş liderin kurduğu partinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıyım…

Milletimi ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmem gerekir.

Bu doğru ahlakımın, doğru yaşam tarzımın, doğru ve ilkeli liderliğimin yanı sıra, giyim kuşamım tavır ve davranışlarımın da ismimle örtüşerek bütünleşmesi gerekir.

Memleketimin içerisinde yaşanan ve ortaya çıkartılması haber yapılması gereken yüzlerce yolsuzlukların, arsızlıkların, hukuk dışılıkların, gelir dağılımlarındaki sosyal adaletsizliklerin bulunduğu bir süreçte olduğumuz halde, gömleğimin markasının gündeme taşınarak haber yapılmasını çok yanlış buluyorum.

Ana Muhalefet çalışmalarındaki artı ve eksilerimi konuşunuz haber yapınız…!

Giyimim mutlaka yakışan olmalıdır.

Bunun da ölçütü de ister işportadan olsun, isterse ekonomik gücümün yeterli olabildiği herhangi bir lüks markadan, bence farksızdır.

Sizlerin bu mevzularda haber yaptıklarınız, ne yazık ki habercilik ile alakalı değildir…!

Arkadaşlar, Atatürk’ün çizdiği yolda ve rotadayız…

Kısa zamanda yapacak çok işlerimiz var…!”

Olurdu. Saygı ve sevgilerimle.

Öner SAMANLI

e-iletişim: onersamanli@ hotmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..