Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '16

 
Kategori
Eğitim
 

Daha fazla ergen girişimci! Ama nasıl?

Daha fazla ergen girişimci! Ama nasıl?
 

Z’leri tutabilene aşk olsun” demiştim geçen yazıda. Evet, şimdiki gençler harika olmasına harika da Z kuşağının hepsi erken yaşta girişimci olmuyor. Sadece belli bir kısmı filiz verecek cesareti buluyor. Hangileri mi? 

Sezgileri Güçlü:

Durumu çok iyi değerlendirip soruna çözüm bulduracak işler değil, doğrudan çözüm sunan işler yapıyorlar.

Yaratıcı:

İnsanlar artık sıradan şeyler tüketmek istemiyorlar. Girişimci gençler Farklı fikirler üretebiliyorlar.

Üretken:

Sadece bir fikir üretmekle kalmıyorlar, işlerini bir adım öteye taşıyacak fikirler üretiyorlar.

Sabırlı:

Erkenden pes etmiyorlar. Bir işin sonuçlarını elde etmek için acele etmiyorlar.  

Karizmatik:

İyi bir fikirle ortaya çıkmakla onu satabilmek farklı şeyler. Girişimci gençler farklı sosyal, kültürel gruplardaki kişilere nasıl hitap edeceklerini, onları nasıl ikna edeceklerini biliyorlar.

İnatçı:

İyi bir girişimci, işlerin oturmasının zaman alacağını bilir. İşte girişimci gençler hemen ikinci günden pes edip işin peşini bırakmaz. Proje kendi kendine yetebilir hale gelene, istediğini elde edene kadar inatla çaba göstermeye devam ederler.

Yenilikçi:

Yepyeni fırsatları ya da var olanda yapılabilecek değişiklikleri görebiliyorlar.

Tutumlu:

Para kazanmak için para harcamayı biliyorlar ama kazandıklarından fazlasını değil. Doğru şeye yatırım yapıp aynı zamanda kar edebiliyorlar.

Cana yakın:

Kimse başkalarının yardımı olmadan tek başına başarılı olamaz. Girişimci gençlerin insan ilişkileri güçlü. İnsanlarla sürekli bir bağ içinde olmak ise başarının vazgeçilmezlerinden.

Korkusuz:

İlk fikirleri milyonlar kazandırmamış olabilir. Ama onlar pes etmeyip her seferinde yeni bir fikirle yollarına devam ederek başarıyı yakalıyorlar.

Bu çocukların anne-babaları, öğretmenleri ya da büyükleri olarak bize düşen tüm bu özelliklerini kullanabilecekleri fırsatları sunmak. Onlara köstek değil, destek olmak. Araştırmalar kurulan küçük ölçekli girişimlerin sadece %50’sinin 5 yılı devirebildiğini gösteriyor. 10 yıl boyunca varlığını sürdüren küçük girişimlerin oranı ise %33! Biz büyükler, genç girişimcileri nasıl teşvik eder, bu %33 içerisine girmelerini nasıl sağlarız?

1.     Becerilerini fark etmeleri için destekleyin Bunu neredeyse her yazımda söylüyorum değil mi? Bir kez daha söyleyeyim: Herkesin harika yapabildiği bir şey vardır. Gençlerin bu becerilerini ortaya çıkartıp, bu becerilerle fark yaratabileceği fırsatlar yaratın! Eline kalem kağıt geçtiğinde çizim yapan bir çocuğu bilgisayar mühendisi yapmaya çalışırsanız, bu onu köreltmekten başka işe yaramayacaktır! Halbuki çizim becerileriyle ilgili desteklemek, severek bir şeyler üretmesini sağladığı gibi, özgüveni açısından da faydalı olacaktır. 

2.     Problem varsa çözüm de vardır: Çok sevdiğim bir hikaye var: Bir adam bahçesindeki dikenleri sökmeyi her gün ertelemektedir. Her yeni gün aynı şeyi der: “Yarın sökerim”. Bir gün komşusu onu şöyle uyarır: “her geçen gün dikenler daha da kök salıyor kuvvetleniyor. Sen ise her geçen gün yaşlanıyor, güçten düşüyorsun. Dikenleri onlar bu kadar köklenmeden, senin de gücün yerindeyken sökmelisin!” Siz de çocuklarınıza, herhangi bir problem varsa bunu fark eder etmez çözmeleri gerektiğini öğretin. Bu onların problem çözme becerilerini geliştirecektir. Hatta problemleri fırsata dönüştürebileceklerini de öğretin, zira her problem gelişmemizi sağlayan atlama tahtalarıdır.

3.     Girişimci hikayelerini paylaşın: Bazen herkesin birazcık iteklenmeye ihtiyacı olur. Başkalarının nasıl başarılı olduğu, bulundukları konuma gelmeden önce ne gibi badireler atlattıklarını duymak genç girişimciler için ilham verici olduğu kadar korkularını yenmelerini de sağlayacaktır. Hatta tanıştırabiliyorsanız birebir tanışmalarını sağlayın, internetten konuşmalarını dinletin. “O yaptıysa, ben de yapabilirim” demelerini sağlayın!

4.     Onlara kulak verin: Coşkuyla bir şeyler mi anlatıyor? Hemen o anda ne yapıyorsanız bırakın ve can kulağıyla dinlemeye başlayın. Fikirlerini, hayallerini büyük gruplar önünde de anlatması için fırsatlar yaratın. Bu onun hem sunum becerilerinin, hem de ikna kabiliyetinin gelişmesine de olanak yaratacaktır. Sonra bir bakmışsınız, dünya devlerinin önünde çığır açacak fikirlerini sunuyor!

5.     Hatadan korkmamayı öğretin:  Zekanın ya da davranışın sonucunun değil gösterilen çabanın takdir edilmesinin öneminde bahsetmiştim. Maalesef sınavdan en yüksek not aldığında, yarışta birinci geldiğinde, tabağını bitirdiğinde takdir edilen çocuklar, aynı başarıyı gösteremeyeceği endişesiyle yeni şeyler denemekten ya da yanlış yapmaktan korkar hale geliyorlar. Halbuki hatalar en büyük öğretmenlerdir. Çocuklarınıza, büyük başarıların birçok başarısız deneme sonrasında edinildiğini anlatın.

6.     Biraz “iş” bilgisi fena olmaz: Bütçe nedir, nasıl yapılır, yasal sorumluluklar nelerdir, ortaklık nasıl kurulur, vergi nedir gibi temel iş bilgileri çocuğunuzun çok işine yarayacaktır. Zira harika fikirleri olsa dahi, onu finanse etmek, pazarlamak, tüketici yaratmak bambaşka bir beceri. Bu konularda gerekirse profesyonel destek almasına yardımcı olabilirsiniz.

 
Yeni kuşak… Hepsi zehir gibi… Sadece biraz ciddiye alınmaya ihtiyaçları var. Gazetelerde, haberlerde daha çok “genç girişimci” haberi okumak istiyorsak birazcık yer açmamız ve “sen yaparsın” diye sırtlarını sıvazlamamız yeterli! 
 
 
 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..