Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '15

 
Kategori
Kitap
 

Dan Brown'un "Cehennem"i İstanbul'a uzanıyor

Dan Brown'un "Cehennem"i İstanbul'a uzanıyor
 

"Tehlikeli zamanlarda , harekete geçmemekten daha büyük günah yoktur."


Cehennemin en karanlık yerleri,/ buhran zamanlarında/ tarafsız kalanlara ayrılmıştır. (Dante)  

Baştan söyleyeyim "cehennem" edebi bir roman değil; fakat Dante'nin yüzyıllardır bir çok sanatçıya ilham kaynağı  olmuş "İlahi Komedya" şaheserinden yapılan alıntılar ve romanda sözü edilen sanat eserleri insanı baştan çıkarmaya yetiyor. Zaten romanın adı çok cazip ve sizi kendine davet ediyor. 

Kitap Dante'nin yukardaki çarpıcı sözüyle başlıyor , altı yüz sayfalık romanda bir kaç defa bu alıntıya ve Dante'den başka alıntılara rastlıyorsunuz. Eser Dante'nin "İlahi Komedya" sinden esinlenerek bizi maceralı bir yolculuğa çıkarıyor. Boticelli'nin Dante'nin cehenneminden esinlenerek yaptığı  kat kat cehennem figüründen  tut da Dante'nin ölüm maskesine kadar. Romanda iki türlü yolculuk var; sanat tarihi yolculuğu ve roman konusu gereği kaçış hikayesi. Tabii ki romandaki sanat eserlerine yapılan yolculuğu çok sevdim ben. Floransa'dan başlayıp Venedik'e oradan da İstanbul'a uzanan dünyanın en güzel tarihi kentlerinde gezinmek, eğer o yerleri daha önce ziyaret ettiyseniz mekanın gözünüzde yeniden canlanması, ziyaret etmediyseniz merak edip görme isteğinizin artması kaçınılmaz bir sonuç doğuruyor. Öyle ki kitabı okurken sanat eserlerinin peşine düşeyim dedim ve internette gezinirken "Cengiz Özdemir Hoca'nın( hoca olduğunu yorumlardan öğrendim)  romanda  geçen tüm eserleri kronolojik bir biçimde  düzenlemiş olduğu fotoğraf sergisine rastladım ve okumam daha anlamlı hale geldi. Kitabı okuyacaklar için, önerim okurken kesinlikle bu fotoğraf sergisini sık aralıklarla ziyaret etmeleridir. 

Romanın konusuna kısaca değinecek olursak çağımızın problemleri aşırı nüfus, teknoloji, teknolojiyi kötüye kullanan hükümetler, genetik oyunlar, ortalıkta salınan virüsler.... Özellikle dünyanın kaldıramayacağı nüfus patlamasına nasıl bir çözüm bulunabilir sorusu ile karşı karşıya kalıyorsunuz.  Dünyaya virüs şırınga edip, (geçmiş yüzyıllardaki  veba gibi) salgın hastalıkla  nüfusun yarısını yok etmek mi; yoksa genetik bilimi kullanarak kısırlaştırma yöntemiyle mi sınırlama getirilmeli? (Zira söylenilene göre dünya dört milyar insana ancak yetiyor.) Bu konu etrafında simge bilimci profösür Robert Langdon ve kim olduğunu ve kimin tarafında olduğunu zor anladığımız Sienna'nın soluk soluğa   yanılsama cinayetler eşliğinde kaçış hikayesi anlatılıyor.  Bu kaçış Yerebatan Sarnıcında son buluyor; nihayet seksen dördüncü bölümde, 467. sayfada İstanbul'a geliyorlar. Romanı okumaya başladığınız andan itibaren ne zaman İstanbul'a gelecekler diye merakla beklediğiniz an ancak kitabın sonunda karşınıza çıkıyor. Geleceği planlamak isteyen Bertrand Zobrist adlı bir "transhümanist" Yerebatan Sarnıcının sularına "viral vektör" denen, saldırdığı hücreye genetik bilgi aşılayan bir virüs yaymıştır.... (Romantik anlar yaşadığım Yerebatan Sarnıcında bu hikayeyle karşılaşmak doğrusu pek hoşuma gitmedi.)

Yazar İstanbul'u şöyle özetliyor; "burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi. Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; Doğu ile batı...Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu ebedi şehir gerçekten de eski dünyadan daha eski dünyaya uzanan bir köprüydü." Brown, Ayasofya, Sultan Ahmet, Topkapı Sarayı hakkında da bilgi vererek İstanbul turizmine katkıda bulunuyor; hatta Kenedi Caddesinden geçerken ABD başkanı Kenedi'nin, yıkılan imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyetini kuran Atatürk'e hayranlığından da söz etmeden geçmiyor. Yani İstanbul; Doğu'nun Batı'yla buluşması, Dünyanın dört yol ağzıydı! (bu söz çok hoşuma gitti)

Romanı okuduktan sonra kendime şunları söyledim. Daha önce Leonardo De Vinci'yi incelediğinde de sende büyük merak uyandıran Floransa'ya mutlaka git, Venedik'i yeniden ziyaret et, çok sevdiğin kent olan İstanbul'u her şeye rağmen daha derinden hisset ve bu zamana kadar alıntılarıyla idare ettiğin "İlahi komedya"yı oku artık.....

27/04/2015                                                                                            

 
Toplam blog
: 71
: 1292
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Öğretmenim, şu anda yurt dışında görev yapıyorum. ..