Darbeler kaderimiz mi?

Ne güzel bir akşamdı hazırlandığımız. Gözümüzün nuru, biriciğimiz, sevgili torunumun doğum gününü kutlayacaktık. Her şey en ince detayına kadar düşünüldü, hazırlıklar tamamlandı, konuklarımız geldi.

Pastayı kesme zamanı geldiğinde torunumun ve arkadaşlarının gözlerindeki pırıltı görülmeye değerdi. Hepsi de ışık saçıyordu. Geleceğe umuttu gözlerinde yakaladığım.

Aradan geçen yaklaşık bir saat sonrasında aldığım bir telefonla neye döndüğümü şaşırdım. Hemen televizyonu açtım. Gördüklerim karşısında şok yaşadım. Çocuklar da televizyona bakınca neler oluyor diye sormaya başladılar. Ülke yönetimiyle alakalı sorunlar yaşanıyor ama düzelecek diyerek çocukların derhal evlerine dönmelerini sağladık. Mutlu başlayan bir gecemiz endişe verici, güven kırıcı bir durumla sonlanmıştı.

Türkiye’nin kaderi miydi bu?

Günlerdir izliyorum. Hala sağlıklı bir sonuca ulaşmış değilim tüm olan bitenle alakalı.

Düşüncem;

Zamanında yapılan uyarılar ciddiye alınsaydı, şimdi ne bu darbe teşebbüsü yaşanır ve bu kadar insanımız ölürdü, ne de kapı kapı dolaşıp bunlar terör örgütüdür kabul edin diye uğraşıyor olurduk.

Bugün cemaat denen güruhu zararsız gören devletler de ileride pişman olacaklar, tıpkı bizimkilerin olduğu gibi.

Yılanın başını zamanında ezmezsen döner, dolaşır, semirir ve nihayetinde sokar!

Yaşadığımız üzücü de olsa ne yazık ki bu.

Umarım yeterince ders almışızdır bu acı olaydan.

Umarım bu güruhu temizleme gayretleri tüm muhaliflere karşı bir yok etme çabasına dönüşmez.

Umarım bu acı olay ülkemizde gerçek bir demokrasinin yerleşmesi için vesile olur ve darbeler kaderimiz olmaz... 22 Temmuz 2016