Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Değerlendirme (Performance evaluation)

Değerlendirme (Performance evaluation)
 

Şirket veya ülke yönetimlerinin (yöneticilerinin) değerlendirilmesi nasıl yapılır? Genel olarak karşılaştırma bazında aşağıdaki kriterler kullanılır. (1) Cari dönem verileri geçmiş dönemlerin verileri ile karşılaştırılarak. (2) Emsal şirket veya ülkelerin verileri kullanılarak. (3) Olması gereken veya olması planlanmış verilerle gerçekleşen veriler karşılaştırılarak. Burada genellikle bütçeler, master planlar, 4 veya 5 yıllık plan verileri kullanılır. Bazen de çok değişken (volatile) ortamlarda daha kısa vadeli hedefler, mesela revize bütçeler veya 3 aylık gibi kısa tahminler (forecast’lar) kullanılır.

 

Şirketlerde bu konular aşağı yukarı oturmuştur. Aşağı yukarı bütün Amerikan şirketlerinde (ve hatta uluslararası şirketlerin çoğunda) yönetimlerin değerlendirmesi için karşılaştırma bazında bu kriterler kullanılır. Şirketlerde performans olarak da, satışlar, kar ve karın satışa oranı gibi veriler kullanılır. Tabii ki pazar payı, karın toplam aktiflere oranı gibi başka veriler de kullanılır ama en başta bakılan, satışlar, kar ve karın satışa oranıdır. Şüphesiz karın tarifinde de farklılıklar olabilir. Örneğin, kar deyince bazıları vergi sonrası net kara bakar, bazıları ise son yıllarda moda olan vergi ve amortisman öncesi (EBITDA) kara bakar.

 

Ülke yönetimlerinin (ve yöneticilerinin) değerlendirilmesinde de karşılaştırma bakımından yine geçmiş yıllar, emsal ülkeler, bütçe ve uzun vadeli planlar kullanılır. Karşılaştırılan ekonomik veriler ise çoğunlukla Toplam Milli Gelir veya Toplam Gayri Safi Milli Hasıla, (amortisman gibi bazı şeyler hariç kabaca aynı), Fert Başına Düşen Milli Gelir veya Fert başına Gayri Safi Milli Hasıla, Milli Gelir dağılımında meydana gelen düzelme veya bozulma, Bütçe Açığı veya Fazlası, Toplam Dış Borçlar, Toplam İç Borçlar, bunların kamu borçları, özel borçlar gibi kırılımları ve bunlarının her birinin Milli Gelire oranları gibi oranlar (rasyolar) dır. Bunlardan en önemlisi ve en çok kullanılanı fert başına düşen milli gelirde (sabit fiyatlarla) geçen yıla oranla meydana gelen artış, diğer bir tabirle ekonomik büyüme oranıdır.

 

Bu değerlendirmeler yapılırken işin içine sübjektivite katmak mümkün müdür. Evet mümkündür. Mesela eğer iktidarda iseniz ve fert başına milli gelirde geçen yıla göre iyi bir artış olmuşsa, dikkati oraya çeken yorumlar yaparsınız. Eğer muhalefette iseniz ve eğer toplam borçlarda çok artış meydana gelmişse dikkati o noktaya çekersiniz ve “evet büyüme oldu ama ne pahasına oldu, borçlar o kadar arttı ki bu borçları ileride ödeyemeyecek ve çok kötü durumlara düşeceğiz” diye yorumlar yaparsınız. Veya, “evet milli gelir büyüdü hatta fert başına düşen milli gelir de büyüdü ama gelir dağılımı bozuldu, zengin daha zengin, fakir daha fakir hale geldi” diye propaganda yapabilirsiniz.

 

Ülke yönetimlerinin değerlendirmesinde sadece ekonomik veriler yer almaz. Ülkeler için ekonomik hedeflerin yanında sosyal hedefler de vardır. Bir iktidarın ekonomik verileri çok iyi hale getirmesi yeterli değildir. Diğer bazı sosyal hedefler de vardır. Bunlardan en önemli bazıları şunlardır. (1) Bireylerin hakkının, hukukunun devlet tarafından korunması, bunda meydana gelecek iyileşme. Mahkemelerin iyi ve tarafsız ve hızlı kararlar vereceğine dair olan güven. Malüm, geciken adalet adalet değildir. (2) Bürokrasinin azaltılması, devlet dairelerinde vatandaşın işlerinin hızlı ve güler yüzle yapılması, vatandaşın hayatının kolaylaştırılması. Mesela nufus cüzdanınız mı kayboldu, bunu kolaylıkla yeniden alabilmeniz; tapuda, vergi dairesinde, karakolda, emniyette vb işlerinizin çabuk ve kolay görülmesi. (3) Sosyal yardımlar; ekonomik bir getirisi olmamasına rağmen işsizlere, yaşlılara vb sosyal yardımlar yapılması, onların aç, açıkta bırakılmaması. (4) Tıbbi hizmetler; vatandaşların hastanelerde, aile hekimliklerinde, ambülans hizmetlerinde işlerinin hızlı ve kolaylıkla yapılması. (5) Devlet dairelerinde devletin vatandaşa yukarıdan bakmaması, onu hor görmemesi, bugün git yarın gel anlayışının terk edilerek tam tersi devletin görevinin vatandaşına hizmet etmek olduğu anlayışının bütün devlet dairelerinde ve devlet çalışanlarında yerleştirilmesi. (6) Yukarıda saydıklarımın dışında devletten beklenen ve kısa vadede ekonomik getirisi olmayan (eğitim gibi)  daha pek çok sosyal hizmetin iyileştirilmesi.

 

Önümüzde ki referandumda vatandaş oyunu kullanırken bilerek veya bilmeyerek, farkında olarak veya olmayarak yukarıda saydığım ve saymadığım daha pek çok kriteri göz önünde bulunduracaktır. Ben böyle düşünüyorum, hayırlısı olur inşallah.

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..