- Kategori
- Güncel
Depresyondayım ve AKP'liyim
AKP böyyük işlerine birini daha katarak, Türkiye’deki depresif oranını % 5’ten % 10’a çıkararak 2’ye katlamış: Sıkı başarı...
“Türkiye’de 2014 yılında, 8 milyon 179 bin kişinin antidepresan kullandığı, antidepresan kullanımında ise, kadınların erkekleri ikiye katladığı ortaya çıktı.”
http://www.taraf.com.tr/saglik/turkiyenin-depresyon-haritasi-aciklandi/
Ancaak:
Depresyon, son 32 yılın 3 neo-liberalizm dalgasının ürünü. Önce ANAP’a, sonra DYP’ye / Çiller’e, en son da AKP’ye oy verenlerin oranı tabii ki % 50’nin üzerinde. Ülkemizde sınıf atlamak isteyenlerin oranı, zaten neredeyse % 100. Çok basit: Geziciler’in anababaları AKP sayesinde Geziciler’i okula gönderecek parayı buldu ve Geziciler de işlerini AKP döneminde yaratılmış alanlarda seçtiler. Durum o derece yani.
Yani:
Sınıf atlamak var, sınıf atlamak var.
Yani:
Depresyon var, depresyon var.
Sınıf atlama çabası nasıl kronik depresyon yapar?
Bir: İnanılmaz vahşi çalışma koşulları nedeniyle.
İki: Cılkı çıkan trafik, toplu taşımasızlık ve artan gündelik ortalama yolda gçene saat ile...
Üç: Aile kurumunun çökmesiyle.
Dört: Bireyin atomlaşmasıyla.
Beş: Herkesin çıkarcılaşmasıyla.
Altı: Yaşama temposunun aşırı artmasıyla ve yalnız kalamamakla ve özel zamansızlıkla.
Yedi: Psikiyatrinin ve psikolojinin bir sanayi olmasıyla, hastanın tedavisinin bitmemesinin doktorun çıkarına olmasıyla.
Sekiz: Fonda, ilaç şirketlerinin ‘oo, yee’ vokaliyle...
Peki, bunun çaresi ne veya var mı?
Denerlerse, 10 yıllık bir sosyal demokrat iktidar. Hoş, o da kendine öre depresif yaratıyor ama göreli olarak çok çok daha az.
Gerçek şu:
Neo-liberalizm, geleceği ipotek ederek, öğrenilmiş çaresizlik ötesi bir toplu-intihar-histerisi dalgası oluşturmuş durumda.
Eh, tabii ki asıl çarenin devrim olduğunu ama ne kitlenin, ne de entellektüelllerin henüz devrim-öncesi duruma gelmesinin bile birkaç onyıl alacağını da belirtmek gerek.