Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '12

 
Kategori
Müşteri Hizmetleri
 

Digitürk Eziyeti

Digitürk Eziyeti
 

Çokları gibi Lig Tv yayını izleyebilmek için Digitürk abonesi olan zavallılardan biriyim. Zavallı deyişim ekonomik yahut sosyal bir gönderme içermiyor. Tamamen teknik aksaklıklara duçar olmanın basit bir tanımlaması..

Geçen haftalarda birçok yerde olduğu gibi şehrimizde de kar yağışı olmuştu. Daha kar başlar başlamaz Digitürk yayını gitti. Aynı sorunu şehrin başka yerlerindeki arkadaşlarım da yaşadı.

Sosyal medyayı yakından takip eden Digitürk (ki bu hususta yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim derim, zira anında mesajla irtibat kuruyorlar. Tabi sorunu gideriyorlar mı derseniz onu ilerleyen satırlarda konuşalım derim, parantezi kapatalım) aynı hassasiyeti ne yazık ki teknik destek hususunda gösteremiyor.

O zaman "Bölgenizdeki hava şartlarından kaynaklanan anlık kesintiler olabilir" şeklinde soğuk bir bilgilendirme ile savsaklanmıştık. O gün boyunca yayın yoktu. Bu Digitürk decoderlerinin kötü bir özelliği yayın gittikten sonra yeniden kurulum gerektirmesi... Yok fişi sök-tak, kartı çıkart-tak, yeniden kurulum yap.. Bunun daha pratik olanı yok mu?

Apartmandaki ortak çanaktan yayın alan komşularımda yayın var, bizde yok. Akşam vaktinde yukarıdaki aç-kapa ayinlerinden sonra yayın gelince işin arkasını aramadım.. Ta ki düne kadar..

Hava bulutlanır bulutlanmaz yayın gitti. "Bizim Digitürk artık buluttan da nem kapmaya başladı" diye twit attım. Digitürk destek hattı anında mesaj ile irtibata geçti, ardından da aradılar. O vakit kar yağışı henüz yoktu sadece hafiften yağmur yağmaya başlamıştı..

Destek hattından arayan arkadaş çeşitli noktalarda sorun olabileceğinden bahsetti; çanak, kablo vs. Lakin bundan bir kaç ay önce ağaçları yerinden söken fırtınada bile yayınımız gitmemişken iki damla yağmura mı yenik düştük? Çünkü çanak aynı çanak, LNB aynı LNB, kablo aynı kablo, receiver aynı receiver.. Sorunu gidermek için servis yönlendireceklerini lakin servis ücreti ödemem gerekeceğini de söyleyince artık nutkum tutuldu! Bir de servisten randevu filan alınacak, artık ne zaman teşrif ederlerse!

Üstelik ikide bir sök-tak işlemleri yapmak ve yeniden kurulum yapmak hem sinir bozucu hem de saçma! Hani arada bir yayın gelmiş mi diye yoklamak istesem "öyle yağma yok, bütün işlemleri baştan yap" diyor bizim receiver..

Dolayısıyla akşamdan beri 15-20 defa saydığım işlemleri yapmak zorunda kaldım. Her defasında büyük bir ümitle başlayan süreç hüsranla sonuçlanıyor. Hadi kar yağışı etkiliyor diyelim yahu 10 saattir kar yağmıyor, üstelik sabah güneş açtı!

Üstüne üstlük gribim. Hem de ne grip. 3 gündür perperişan dolanıyorum daha doğrusu sürünüyorum. Böyle yorgan döşek bir haldeyken kitap okuyamadığım için yapabileceğim tek şey yatak-mendil-TV kombinasyonu..

Bu üçleme de TV kısmı Digitürk sayesinde eksik kaldığı için haliyle keyfimiz iyice kaçıyor. Hastalığı bu kadar dert etmeyecekken TV olmadığından sıkılıyorum. İnternet bunu biraz hafifletiyor ama o kadar mecalim olmuyor..

Bana yaşattıklarından dolayı Digitürk'e ne diyeyim simdi? Mis gibi bir hava, kuşlar cıvıldıyor, pazar sabahına özgü bir sessizlik; gürültü patırtı yok, araba-korna sesi yok amma ve lakin bizim Digitürk yayını da yok. Evin içi de sessiz ve görüntüsüz. Ha pardon, arada yüksek volümlü hapşırıklarım ve darbeli matkap ayarında burun temizleme çalışmalarım bu sessizliği bozuyor.

Evet, ne diyordu Digitürk? " Hayallerine dokun". Biz de bu sessizlikte hayallerimize dokunmaya çalışıyoruz artık. Baktım elim yetişmiyor süpürge sapını aldığım gibi daldım hayale...

Sevgi ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

Denizli/ 22 Ocak 2012

Twitter.com/murathacioglu

murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..