Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '18

 
Kategori
Kültürler
 

Dirmil Kültür Katmanları

Dirmil Kültür Katmanları
 

Dirmil'e genel bakış


     Dirmil halkı Oğuz boylarındandır. Sarıkeçili aşiretine aittirler.  Yörede Sarıkeçililer Afyon Dinar, Burdur Aziziye ve Dirmil’de bulunduğunu söylersek, kuzeyden güneye doğrusal iniş söz konusudur. Dirmil’i kuranların Alanya ile de ilişkileri olduğunu Hayati Kuzucu yazar.

     Bölgede Osmanlı döneminde Hamitoğullarının Gölhisar beyi Mehmet ve Yunus bey hakimiyet kurmuşlardır.15.yy sonlarında Aydın vilayetinden bazı Türkmenlerin Dirmilcik bölgesine göç ettiği iddiası varsa da bu bazı açılardan genel geçer ilkelere ters düşmektedir. Tarihin birçok dönemlerinde alçak ve sıcak alanlardan yüksek ve iklimi sert alanlara göç hareketine çok fazla rastlanılmamıştır. Kaldı ki Osmanlı iskan politikası çerçevesinde genel uygulama; kırsal ve dağlık alanlardaki nüfusun, daha çok tarım arazilerine yakın bölgelere yerleştirilmesi biçiminde olmuştur. Bu durumda Aydın’dan Dirmil’e bir göç hareketinin olabileceği ihtimali son derece zayıf bir yaklaşım olarak telakki edilmelidir.(blogcu)

     Antalya körfezinin batısı ile Dalaman Çayının doğusu arasında kalan bölgeye Likya denmektedir. Patara antik kenti içerisinde bulunan “Yol kılavuz Anıtı” üzerindeki Tlos, Oinoanda Balbura’dan gelip Trimili üzerinden Cibrya’ya ifadesi’ndeki Trimili bu gün için Dirmil olarak söylenegelmiştir.

     Luvi dilinde Trimili dağ doruğu anlamına gelir. Bölgede Likya’ya Cybria, Bubon, Balbura üçgeni arasında kalan bu bölgenin, antik çağa ait kalıntıları ilçenin doğusunda ve Üç Meşe mevkiinin kuzeyindeki yerli halkın “Gavur Beşiği” dediği alan, Dirmil’in çok eskiden itibaren yerleşmeye açık olduğunu göstermektedir.

     Dirmil Çörten Köyü Gırcık Mevki mezarlığında Müslümanlar defnedilmiş ama mezarlarda kiremit dediğimiz pişirilmiş toprak kullanılmış. Bu da son dönem Bizanslıları işaret ediyor. Yani ortak kullanım söz konusudur.

     Osmanlı dönemine ait Dirmil’de  üç medreseden günümüze ulaşan kalıntı yoktur.

Bu uygarlıklardan öğrenilip kullanılan zanaatlardan demircilik, ahşap işçiliği, değirmencilik yöre halkının en çok itibar ettiği mesleklerdir. Dirmil’deki eski su değirmenlerinden bazıları Rumlardan kalmadır ve hala çalışmaktadır.

     O dönemde halk inançlarına göre “nimeti ezmek günah” sayıldığından değirmenciliği salt Rumlarda görüyoruz.

On ikidir şu Burdur’un dermeni,

dermencisi Urum değil Ermeni

ya kendisi imanım ya kellesi gelmeli.

    Değirmenle ilgili türkünün bu dörtlüğünü dinleyen Atatürk toplumsal barışı olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle çıkarılmasını istemiştir.

     Ahşap işçiliğine iyi bir örnek Tekin ailesinin evi Üçmeşe Mahallesinde bir Rum ustanın yaptığı evdeki detaylara bakılarak birebir aynısı Dirmilli bir usta tarafından yapılmıştır.

Kültür kalıntılarında dil:

     Hadi: Def etmek. (Yunanlılar halen bu şekilde ve anlamda kullanır, bizde de hadi oradan şeklinde kullanılır.) bulgur, efendi, zeybek son dönem Bizanslılara ait sözcüklerdir. Tanrı Pan  ıssız yerlerde aniden çıkıp korku saldığı için Pan’dan panik, tıp literetüerinde yer almış bir terimdir. Tanrı Bories’ten Poyraz.(Halikarnas) Concalas ayı yine Rumca bir sözcüktür ve o günlerde gork tavuk bastırılmaz.

     Yöreye ait halk inançlarını Teke Yöresi Halk İnançları kitabımda derledim. Eski çağ mitolojileri, çok tanrılı inançlar, Şamanizm etkileri uygulanan ritüellerde görülmekte.

    Türkler geldikleri bu toprakların mitolojik öykülerinden etkilendikleri şu örnekte olduğu gibi çok açık görülür. Demir İnancı: Bu inancı bir öyküyle anlatmak isterim. Çocukluğumda ormanda gök gürlemeye başlayınca bir büyüğümüz cebinden bir bıçak çıkarıp dibinde durduğumuz ağaca sapladı. Ve dedi ki: “ artık bize şimşek ilişmez.” Mantıken bıçak şimşeği çekecek bir nesneyken nasıl bizi kurtarabilirdi. Nedeni Likya mitlerinden geliyordu. Hephaistos demir tanrısıydı. Demir dövmek, gökten düşen yıldırımlara, şimşeklere demiriyle engel olmak onun işiydi. Bu inanç iki bin yıl yaşayıp bizim inançlarımıza girmiş olduğunu çok rahat söyleyebiliriz.

     Sözlü edebiyatta ömürcü dediğimiz içinde yaşadığı toplumdaki insanların yaşam öykülerini en ince ayrıntılarına kadar aktarabilen canlı kaynak kişiler, yörede yeni kuşaklara masallar, ninniler, türküler, maniler, destanlar anlatmışlar. örnek Tepegöz, Deli Dumrul gibi Dede Korkut masalları yanında batı masalları da yörede bilinen sözlü kültür içinde yer almıştır.

      Annesi Çörtenli olan Asmalı Kız Destanını Gölhisarlı Âşık Revani yazmıştır. Halk Edebiyatında Emin Demirayak ve Kadir Türen’e ait TRT’de kayıtlı on yedişer adet olmak üzere 34 türkü kaydı yer alır. Bugün bunlardan en popüler olanı Kadir Türen’in Erik Dalı türküsüdür.

     Yeni saz sanatçılarından Dirmilli Ömer Erkan, Çataklı Arif Canyıldıran’ın yazdığı Dirmil güzellemelerini de eklemek gerek.

      Dirmil'de kullanılan sazlar: sibsi, cura, divan sazı, zurna, davul, kaval, delbek ve darbukadır.

      Dirmil’i anlatan Halil Erdem’in yazdığı roman Dirmil Ömürcüsü, Goca Meryem ve Göl Hikayeleri yöreyi anlatan modern sanat yapıtlarıdır.

Halil Erdem 2008’de kaleme aldığı Teke Yöresi Halk İnançları özellikle Dirmil ve çevresinde uzun yılar süren derleme ve inceleme içeren bir folklor çalışmasıdır. Yine Dirmil Güzellemeleri adlı kitap Halil Erdem’e aittir. Ve bu kitapta yöre türküleri ile Karacaoğlan türkülerindeki dil ve tel birliğindeki geleneği anlatır.

    Yöreye ait araştırma yapan Yusuf Erkan, Veli Cem Özdemir’i anmak gerek. Dirmil’e gelen TRT’den Muzaffer Sarısözen, Saffet Uysal, Nuri Erkan gibi değerler radyo yayıncılığı yapmışlardır.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 61
: 699
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Kastamonu Eğitim Yüksekokulu Sınıf Öğrt. bitirdikten sonra A...