Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '14

 
Kategori
Dünya
 

Doğu ile Batı

Doğu ile Batı
 

Hilal ve Haç


Bilindiği üzere doğu batı ana yönlerden iki tanesi, ancak yaşamsal olarak bu yönlerde bulunan insanların düşünce iklimlerine ve yaşamsal kodlarına bakıldığında; Doğuda beraberliğin hamuru sevgi ve inançtır, batılı yararlılık ve güven düşüncesi insanı birleştirir. Doğuda kendini bilenler daima kendini bilmeyenler tarafından ezilmiştir. Batıda ise kendini bilenler yol aydınlatıcı bir ışık gibi kullanılırlar. Doğuda mevki insanlara değer katar, batıda insanlar mevkilere değer katar. Doğulu hisseder, batılı düşünür. Batılı düşünür, doğulu konuşur. Batılı konuşur doğulu ya susar ya bağırır. Doğuda evin içi temizdir, batıda evin dışı. Doğuda hemcinslerin el ele tutuşması normaldir, batıda eşcinsellik göstergesidir.

Doğu, inanca, onun kaynağı olan ruha ve onun da sahibi olan Tanrıya dayalı bir hayat düzenlemesini öncelerken, Batı; maddeyi, onun kaynağı olan doğayı, aklı ve onun da sahibi olan insanı merkeze alır. Doğal olarak doğulunun düşünce kaynağı din iken, Batının ki bilim ve tekniktir. Bu yüzden doğu her türlü düşün ve eylemlilikte amaçları sorgularken, Batı için önemli olan araçlardır. Doğu, nedenleri ararken, Batı sonuçlara yönelir. Doğu ahlakı amacın özü kabul ederken, Batı faydacılığı esas alır. Bu yüzden birinci için ikna, ikinci için güç etkendir.

Doğu insanı tanımanın yolu olarak öznelliğe yönelirken, Batı nesnelliğe inanır. Doğu için ilham, vahiy, sezgi, şuur, ideal, vicdan yol gösterici kaynaklar iken, Batı için zekâ, akıl, deney, gerçek, fayda, yol işaretleridir. Doğu için insan ihtiyaçlar için vardır ve en büyük ihtiyaç Tanrısal bütünleşme, ibadettir. Batı insanın isteklerini esas alır ve bütün isteklerin ancak çalışma ile karşılanacağını düşünür. Doğu için dünyada yapıp etmek için helal ve haramlar var iken, Batı için sınırsız bir özgürlük alan içerisinde kar-zarar hesaplaması vardır. Doğu amaçlarına ulaşmada kendine dönmeyi, toplumsal istek ve tutkulardan uzaklaşmayı, Tanrıya yönelerek inzivaya çekilmeyi, sorunlarını tek başına çekip sabretmeyi nasihat ederken, Batı için sorunlar çözülmek için vardır. Ve gerçeklerle yüzleşmek, toplumla hesaplaşmak, hayatla mücadele etmek, bu çözümün yapı taşlarıdır. Doğu sorunların çözümünde metafizik değerlere, Batı fiziki değerlere yönelir. Doğuda kutsallığın gölgesinin düşmediği hiçbir şey yok iken, batıda gerçeklerden yola çıkarak şeylerin problematiği ve diyalektiği tartışılır. Bu yüzden doğu için hayat ahlaki bir drama iken, Batı hayata sosyal, siyasal, ekonomik mücadele alanı olarak bakar.

Doğu için toplumsal ilişkilerde belirleyici olan inanç birliği kaynaklı, organik ilişkilere dayalı, monolitik söylemli, bilgelik değerleri ile yüklü, dengeli, uyumlu, bütüncül, homojen, insanların denkliğine yönelik bir düzen kurgulaması söz konusudur. Batı için toplumsal ilişkilerde öncelik bireylerin istekleri, çıkarları ve tercihleridir. Batı için toplum rasyonel çıkarlarıyla birbirinden tamamen ayrışabilir insanlardan oluşan diyaloğun temel alındığı, heterojen, atomik, çatışmacı, bilgiçlikle donanımlı, rekabete dayalı, insanların özgürlüğünün ve eşitliğinin öncelendiği bir mekanik yapıdır. Doğu bu yapı içerisinde hakikatin, hikmetin peşinde koşarken, Batılı realitenin, olgunun yaratıcısı olmak ister. Doğulu statik bir yaşamın peşinde iken, Batılı dinamizmin sorunları ile boğuşmaktan haz almaktadır. Bu yapılarda, doğulu bir cemaatin, batılı ise bir cemiyetin üyesidir. Doğulu için önemli olan kendisini toplumu için feda etmek, kedini toplum için terbiye etmek, isteklerini kontrol etmek, kurulu düzen içerisindeki hiyerarşinin gereklerine uymak, toplumun, devletin üzerine yüklediği ödevlerini şikâyetsiz yerine getirmektir. Batılı birey farklı olmasının getirdiği bilinçle kendi isteklerini tatmine çalışır, kendini toplumun bir aracı olarak görüp feda etmek yerine toplumun amacının kendisi olduğuna inanır. Doğulu toplumsal hayat içerisinde var kılınmaya, yaratılmaya, üretilmeye inanırken, Batılı için varoluş, tekâmül, kendini gerçekleştirme esastır. Doğulu, toplumda yaşamasına karşın içe yönelik yaşar, kendi arzularına hâkim olmayı telkin eder, arzularını aç bırakarak terbiye olur, onu kurtaracak bir kahraman gelinceye kadar kaderine razı olur. Batılı dışa yönelik yaşar, doğayı ve hayatı keşfetmek ister, arzularını, tutkularını yok saymak yerine onları besler, doyurur, tutkuları ne kadar büyürse kendini o kadar iyi gerçekleştirir, tek kurtarıcısı ve hayatın kahramanı yine kendisidir, kadere razı olmak yerine kaderini kendisi yazar.

Doğu, bir ahlak, bir terbiye, bir yaratmak için uğraşırken, Batı bir ideoloji, bir bilim, bir medeniyet dünyası kurmak ister. Biri yerellikleri içinde yaşarken, diğeri evrensel değerlerin peşinde koşar. Doğulu için kültürel tanışıklık öncelikli iken, Batılı için medeniyetler çatışması kaçınılmazdır. Batı bu çatışma için her türlü silahlanma içinde iken, Doğu ona mahkûm halde, onun silahları ile ona karşı mücadele etmektedir. Doğu, bir kültür olarak dayanışmayı seçerken, Batı bir medeniyet olarak egemenlik, emperyalizm peşindedir. Sömürü kaçınılmaz ise Doğu sömürülen, fakir, sabreden olmayı, Batı sömüren, zengin olmayı tercih eder.

Bir bilgine göre ise doğu ile batı arasındaki fark, Hilal ile haç arasındaki fark kadardır. Hilal bombelidir, haçtaysa dik açılar vardır. Hilal altında yaşayanlar da bombeli hayatlara sahiptir. Geniştirler; kurallarla hiç ilgilenmezler, zamanla ilgileri yoktur, çöl kumu gibi uçuşurlar.

Haçın gölgesindekilerse sert ve köşeli hayatlar yaşarlar. Yasaları, kuralları olan, dik açılı hayatlara sahiptirler. Haç, insana tek bir düzenek emrediyor. Hilalin altındaki insan, haçın gölgesindeki düzeneğe inanıyor. Dolayısı ile Hilalin altında yaşayanların her biri ayrı bir düzenek geliştirerek küçük topluluklar, küçük düzenler kuruyorlar.

Nizamettin BİBER 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..