Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '18

 
Kategori
Güncel
 

Dolandırılmak

Dolandırılmak
 

Çiftlik Bankası Ceosu Mehmet Aydın


Kelime anlamı olarak dolandırılmak, dolandırmak eylemine uğratılmak, aldatılma yoluyla parası ya da malı alınmak, demektir. Ülkemizde profesöründen askerine, öğretmeninden sanatçısına her gün yüzlerce insan birbirinden farklı yöntemlerle dolandırılıyor. Sadece İstanbul Adalet Sarayı’na günde 50 kişi gidip “dolandırıcılık” şikâyetinde bulunuyor. Uzmanlar, “Türkiye’de nüfusun yüzde 25’i telkine, yani dolandırılmaya adaydır” diyor. Yasalarda ise dolandırıcılığın cezası hırsızlıktan daha az.

“Sülün Osman”adıyla ünlü Osman Ziya Sülün, Türkiye’nin en tanınmış dolandırıcısıydı. İstanbulluları yıllarca kandıran Sülün Osman, Galata Kulesi’ni, Dolmabahçe Sarayı’nı bile insanlara sattı. Şehir meydanındaki saate bakanlardan para aldı. Bir dönemin ünlü dolandırıcısı Selçuk Parsadan ise sahte kimliklerle dönemin cumhurbaşkanını, başbakanını bile dolandırmıştı. Günümüzde de dolandırıcılar tüm uyarılara rağmen insanları ağına düşürmeye devam ediyor. En büyük kozlarıysa insanların cehaleti, korkuları, zayıflıkları ve bağımlılıkları. Dolandırıcılar toplumun her kesiminden insanı ağlarına düşürüyor. Özellikle telefon ve internet üzerinden yapılan dolandırıcılık yöntemi son dönemde dikkat çekiyor. Yakalanma riskinin az olması, verilecek cezaların düşüklüğü, dolandırıcı sayısının artmasının en büyük nedenleri.

İnsanların hayallerini, şevkini, ümitlerini ve parasını yok eden çok acı bir tecrübe olan dolandırılmak ülkemizde neden bu kadar yaygın? Dolandırılmak toplumsal olarak düşük zekâlı olduğumuzun kanıtı mıdır?

İnsanın kandırılarak para, eşya, arsa vb. mallarını kaybetmesi durumu olarak dolandırılmak, en zengininden en fakirine tüm yurdum insaninin aşina olduğu ve hatta kanıksadığı bir durum mudur? Dolandırma eylemlerine en çok maruz kalan bireyler mi devlet kurumları mıdır? Hemen hemen herkesin başına gelen bir durum mudur? Dolandırılma işi genelde organize ve planlı mı yapılıyor? Bu olay toplumdaki insanların birbirine olan güvenini çok derinden sarsıyor mu?

Dolandırılmak, genellikle kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyenlerin düştüğü bir durum mudur?  Dolandırıcının silahı: Zaaf, korku, beklenti ve umutlar mıdır? Dolandırıcılar her koşulda mağdur edip kandırabileceği bu kadar insanı nasıl buluyor? Beklentiler, umutlar, korku ve zaaflar, cehalat dolandırıcıları tetikliyor mu? 

Psikologlar, Mehmet Aydın ve Çiftlik Bank’ın bu kadar insanı, yüksek kazanç vaadiyle nasıl kandırabildiğine ilişkin şu 4 maddeyi sıralıyor; Sürü psikolojisi, Sosyal itaat duygusu, Realite körlüğü, duruma uygunluk...

TOKİ tarafından yapılan düşük ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olması için üretilen projeler de dolandırıcıların vazgeçemediği en önemli kaynaklardan birisi; 30 yıllık bir inşaat mühendisi olarak bana bile danışılmadan aynı yöntemle dolandırılan bir yakınım savcıya başvurmuş, savcının yanıtı ise tüm yaşanılanları açıklar içerik taşıyordu; “Dolandırıcılar, ilk önce kendini uyanık sananları dolandırır” demiş.

Toplumumuzdaki yaşanan dolandırma olaylarında; dolandıran ile dolandırılan ilişkisi irdelendiğinde, karşılıklı bir konsensüsün, genel bir görüş birliğinin, uzlaşının ve uyumun varlığı gözleniyor. Pazardan alışveriş yaparken domatesi bile onlarca kez elleyen vatandaş bir kuruluşa para yatırmadan önce sermayesine neden bakmaz? Ünlü Türk Atasözü asla akıldan çıkarılmamalıdır: “Beleş peynir fare kapanında bulunur.”

Çiftlik Bank sayesinde tekrar iki şey anlaşıldı ki; kolay para yoktur, üstün emek, akıl, azim, sebat vardır, ikincisi de bu coğrafyada Aziz Nesin’in söylediğinin doğruluğudur. Bilirsiniz; Aptallık, gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır.

Nizamettin Biber 

 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..