Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '14

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Dolmuşçunun suçu ne?

Dolmuşçunun suçu ne?
 

Binsen bir dert, binmesen bir dert.


Çelişkiler Ülkesiyiz vesselam.

Hiç bir uygulamamızda; bir denge, uyum, hakkaniyet, eşitlik ve orantı bulunmamaktadır.

Örneğin kötü gıdayı veya kirli suyu özel sektör satıyorsa çarşaf çarşaf teşhir edilir, kamu satıyorsa sır gibi saklanır, hatta korunur.

Trafiğe çıkmaya uygun olmayan vatandaşın araçlarına cezalar kesilir, gerekirse trafikten men edilir, kamu araçları ise malulen emekli edilinceye kadar trafikte başkalarına ve çevreye zarar vermeye devam eder.

Siz hiç trafik cezası kesilen bir polis aracı ya da belediye otobüsü duydunuz mu? Sanırsınız ki onlar tüm trafik kurallarına uyar ve araçları kusursuzdur.

Yok öyle şey tabi ki…

İçi dışı her yanı dökülen, kırılan ve çevreye yanmamış yakıt saçan kamu araçları olağan Araç Muayenelerinden nasıl geçiyorlar onu da anlamış değilim tabi ki.

Karşılıklı faydalar sağlandığından kurallar her bir kesime farklı farklı uygulanır bizim Ülkemizde.

Bu durum, trafikte de böyle, iş güvenliğinde de böyle, eğitimde, sağlıkta ve kısacası tüm sektörlerde böyledir.

Bu durumlardan biri de hepimizin bildiği gibi dolmuşçulara yıllardır uygulanır.

“Ayakta yolcu taşımak yasak kardeşim”, “Çek sağa ve ehliyetini ruhsatını getir.”

Bilirsiniz ki ceza kesilecek. Eğer dolmuşta ayakta olan yolculardan biri iseniz ister istemez dolmuşçuya getirdiğiniz bu külfetten dolayı utanır ve sıkılırsınız. Çünkü dolmuşçular, çalışma koşulları ağır, ekmeği için sabahın köründen gecenin bir vaktine kadar direksiyon sallayan gariban insanlardır ve netice itibarıyla sizi aracına da zorla bindirmemiştir. Tüm vatandaşlar gibi siz de, en az dolmuşçu kadar ayakta gittiğinizde ceza kesileceğini biliyorsunuzdur.

Biliyorsunuzdur ama aynı zamanda da işe yetişmek zorundasınızdır. Ayrıca kamunun tüm araçlarında balık istifi ayakta taşınmaya da alışmışsınızdır. Dolmuşa binerken bunu yadırgamaz, ayakta gideceğinizi de umursamazsınız.

Bu ifademden asla insanların ayakta taşınmasını tasvip ettiğim anlaşılmasın lütfen. Devlet; her bir vatandaşın sağlıklı, güvenli ve konforlu taşıyabilmesi için her türlü tedbiri almak zorundadır. Tıpkı AB ülkelerinde olduğu gibi… Ancak AB ülkelerinde bizden farklı bir uygulama vardır ki kurallara öncelikle kamu uymak zorundadır. Yani AB ülkelerinde devlet önce iğneyi kendine, çuvaldızı ise diğerlerine batırmaktadır.

Peki bizde öyle mi?

Metro ayakta yolcu taşır, Ankaray ayakta yolcu taşır, şehir hatları vapuru, metrobüs, tramvay, özel halk otobüsü, ve özel midibüsler ayakta yolcu taşır.

Sanki bu araçların hepsinde her taraf hava yastığı kaplı ve herkesin emniyet kemeri var…

Peki, o zaman ayakta yolcu taşıma cezası sadece niye dolmuşçuya kesilir?

Bilen varsa beri gelsin… 

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..