Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Domuz gribi ve bireysel korunma yöntemleri...

Domuz gribi ve  bireysel korunma yöntemleri...
 

Çok sevdiğim bir insan, benim de bu konulara merakımı bildiğinden, önem verdiği bir bilim insanının önerilerini bana göndermiş...

Okudum ve bu insan oğlunun bize dağarcığından koparıp gönderdiği öğütleri, sizinle paylaşmak istedim... Uzaklardan bu bilgileri bize ulaştıran bu insana , Dr. Vinay Goyal'a, bir birey olarak şükran ve teşekkürlerimi sunarak...


''DOMUZ GRİBİNDEN KURTULMAK İÇİN ETKİLİ ÖNLEMLER...

Aşağıda okuyacağınız önlemler Dr.Vinay Goyal tarafından herkesin yararlanabilmesi için yayınlanmıştır.
Dr.Vinay Goyal: Yoğun bakım ve Tiroit uzmanıdır. MBBS, DRM DNB.
20 yıldan fazla klinik tecrübesi vardır.
Hinduja Hastanesi, Bombay hastanesi, Saife Hastanesi, Tata Memorial hastanesi gibi önemli kurumlarda görev yapmıştır.
Şu anda Malad’da, Riddhiviayak Cardiac and Critical center’da Nükleer ilaç departmanı ve tiroit klinikleri şefi olarak görev yapmaktadır.

*Mikrobun vücuda giriş noktaları yalnızca burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır. Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak veya korunmak imkânsızdır. H1N1 virüsüyle temas etmek virüsün vücutta çoğalması kadar önemli değildir.

*Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.

1. Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)

2. “Hands-off-the-face” “Ellerinizle yüzünüze dokunmayın” yaklaşımı. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.

3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız( tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.

4. Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. *Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.

5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.

6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. * Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetını devam ettiremez.

Herkesin faydalanabilmesi için bu bilgiyi lütfen e-mail listenizde bulunan herkese iletiniz.

Sağlıklı günler dileğiyle.
Dr.Vinay Goyal''

Yazardan, meraklısına notlar: Doğal yollardan alınabilinecek C vitamini ve çinko ile ilgili bilgiler aşağıda ilgi ve bilginize sunulmuştur:

ÇİNKO: Tüm hücrelerin ihtiyaç duyduğu bir mineraldir. Vücudumuzdaki biyokimyasal reaksiyonların devamını sağlar. Birçok enzimin yapısında mevcuttur. Vücuttaki yaraların kapanmasında rol oynarlar. Bağışıklık sistemimizi olumlu yönde etkilerler. Eksikliği, yukarıda açıkladığımız durumların ters dönmesine, sinir sistemimizin hassaslaşmasına, biyolojik büyümenin gecikmesine neden olabilir.

Çinko kaynakları olarak, sığır eti, karaciğer, kuzu eti, istiridye, yengeç, sardalye balığı, helvacı kabağı çekirdeği, tahıllar, pancar, lahana ve süt sayılabilir

C VİTAMİNİ:

C vitamini (Askorbik Asit) suda eriyen bir vitamindir. Antioksidandır. Bağışıklık sistemimizi güçlendirir, vücudun enfeksiyonlara karşı direnç kazanmasına katkı sağlar ve kanseri önlemede destek verir. (Yoğun bakımda ve ağır geçen hastalıklarda ve de kanserde, hastaya verilen günlük 20-300 gr arası C vitamini dozları, ateş, ağrı ve benzeri semptonların azalmasına, kansere vücudan dayanma sürecinin uzamasına neden olmaktadır.) İnsan dışında bitkiler ve birçok hayvan türü, bu vitamini üretebilmektedir. C vitamini, ısıtma, pastörizasyon ve dış ortam koşullarında çok hızlı şekilde yok olur. C vitamini, kollejen sentezinde, göz ve vücuttaki damarların güçlü olmasını destekler, kolestrol düzeyinin dengelenmesine, ağır metallerin yan etkilerinin azalmasına, serbest radikallerin yansızlaştırılmasına önemli katkılar yapar. A, E ve B Kompleks vitaminleri ve Kalsiyum'un daha iyi kullanılmasına ve Demir'in emilimine destek verir. Bazı hormonların işleyişinde görev alır, strese karşı vücuda güçlü destek sağlar, katarakt oluşumunu engeller, kalp hastalığı riskini de azaltır.Ayrıca tansiyonun düşmesine, damar sertliğinin önlenmesine , derimizde yara ve yanıkların da iyileşmesine yardımcı olur. C vitamini Ester formuyla, ilaç olarak standart C vitamini'nden dört kat daha fazla etkilidir. Kanser, Aids gibi hastalıklarda, dokularda daha fazla kaldığı için ve idrarla daha geç atıldığı için tercih edilir.

Eksikliği, başta iskorpit hastalığına ve ayrıca enfeksiyonlara, serbest radikallere karşı vücut direncinin azalmasına, diş eti kanamalarına, eklemlerde ağrı ve şişmelere, kansızlık, iştahsızlık, yorgunluk ve sindirim bozukluğuna neden olabilir. Yukarıdaki diğer olumlu süreçlere zarar verebilir. (Sigara, alkol, ayrıca ağrı kesici, deprasyon, kan sulandırıcı ve doğum kontrol ilaçları, C vitamini tüketimini arttırarak, vücudu C vitamininden hızla yoksun bırakarak yukardaki sorunları tetikliyebilir. Fazlalığı; C vitamini vücutta çok kalmadığından, ishal, karın ağrısı ve bulantıya neden olabilir.

B vitamini'ni azalttığından, bazı bünyelerde böbrek taşı oluşumuna neden olabilmektedir.

C vitamini şimdi mevsimsel olarak (Mayıs-Haziran), çilek, kayısı, kiraz, domates, karpuz, bezelye, taze kırmızı biber, maydanoz, papatya, asma yaprağı, pancar yaprağı, pazı, şalgam, kuşkonmaz, kuşburnu, avakado olmak üzere, ananas, turuçgiller, brokkoli, lahana, karnabahar, havuç, roka, tere, limon, kuru soğan ve ıspanakda bulunur.

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..