Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '16

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Döviz Kuru& Enflasyon

Döviz Kuru& Enflasyon
 

DÖVİZ KURU NEDİR ?
Kur dövizlerin uluslararası para birimleri cinsinden değerini veya miktarını ifade eden bir kavramdır. 
Döviz kuru, Döviz kuru bir birim yabancı para ile değiştirebilen ulusal para miktarı ya da bir birim ulusal paranın karşılığı olan yabancı para tutarı biçiminde tanımlanır. Başka bir deyişle bir  birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, yani değerine denir. Uluslararası ticaretin yapılabilmesi için birbirleri karşısında değerleme gereği duyularak, ortaya döviz kurları çıkmıştır. Bu kavram iki taraflı bir ilişkiyi içerir, bu yüzden iki taraflı (nominal) döviz kuru olarak da adlandırılır.. Günümüzde, dünya ekonomisi açısından önemli olanlara majör döviz  ((USD (Amerikan doları), EUR (Euro), GBP (İngiliz sterlini), CHF (İsviçre frangı), CAD (Kanada doları), AUD (Avustralya doları), JPY (Japon yeni)) denilmektedir.
 
Döviz kurları, döviz piyasalarında iki şekilde gösterilmektedir. 
 
1.  yöntem; Döviz kuru, bir birim ulusal para ile değiştirilebilen yabancı para olarak gösterilmektedir. Bu yönteme “dolaylı kotasyon” yöntemi adı verilir. Bu  yönteme göre, 1 TL = 1/600.000 $ olarak ifade edilerek, Türk Lirası’nın değeri $  cinsinden belirtilmektedir. 
2. yöntem; Döviz kuru, bir birim yabancı  para ile değiştirilebilen ulusal para olarak ifade edilmektedir. Bu yönteme de “doğrudan kotasyon” yöntemi denilmektedir. Bu yönteme göre ise, 1 $ = 600.000 TL olarak ifade edilerek, $’ın değeri TL olarak gösterilmektedir. Bu iki yöntem arasındaki tercih ülkenin ulusal parasının diğer ülkenin parasının karşısındaki değerinin yüksek ya da düşük olmasına göre yapılmaktadır. 
 
DÖVİZ İŞLEMİ NEDİR?  NASIL YAPILIR ?
 
Dolar kuru, doların  Türk lirası cinsinden değeridir. Dolar/TL kuru ile gösterilmektedir. Euro'nun Türk lirası cinsinden değeri de Euro/TL kuru şeklinde hesaplanmaktadır. 
Yatırımcılar daha çok faizlerin yüksek olduğu zamanlarda, dövizin getirisi yüksek olduğundan dolayı yatırımcıların bir çoğu döviz kurlarına yatırım yapmakta ve kazanç sağlamaktadırlar.  bu dövizler arasındaki fiyat farklılıklarından kar elde etmenin peşindedir ve ceplerindeki para ile avantajlı gördükleri dövizleri alıp – satmaktadır.
Basit bir şekilde örnek vermemiz gerekirse: Doların 3, Türk lirasının 1 olduğu bir zamanda, dolar/TL kurunun değeri 3’tür. Yatırımcılar cebinde bulunan 30 lira ile 10 dolar satın atabilir ve doların değeri 3,2 olduğu zaman 32 Türk lirasına sahip olurlar. Aradaki bu 2 TL'lik farkta kar olmuş olur. 
Döviz kurlarına yatırım yapmayı planlıyorsanız eğer bunların takiplerini gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Döviz kurlarının yatırımları pariteler şeklinde olur. Paritelerin fiyatlarının ne olacağına karar verirken, araştırmalar yapmanız gerekmektedir.
Yatırım yapmayı düşündüğünüz paritelerde öncelikle, para birimlerinde birbirleri ile karşılaşan ülkelerin durumları önemlidir. Bu ülkeler arasında olan ticari ve sosyal ilişkiler, parite fiyatlarının yönünü belirler. Bu sebeple ülkeler arasında gerçekleşen her durumu göz önünde bulundurmanız gerekir. Bunun yanında ülkelerin, diğer dünya ülkeleri ile yaşadığı durumlarda önemlidir. Paritelerin takibini yaparken, dünya ekonomisinin yönelişini, ülkelerin aralarındaki ilişkiler, merkez bankalarının tutumları ve yaptığı açıklamalar, siyasi ilişkiler, doğal afetlere kadar her şey etkili olabilmektedir.
Döviz kurlarının hesaplanmasında da iki ayrı yöntem  kullanılmaktadır. 
 
Birinci yöntemde, iki ulusal paranın değerleri doğrudan 
doğruya belirtilmekte ve hesaplanmaktadır. Sadece, iki ulusal paranın değerinin 
dikkate alındığı bu yönteme “düz kur” adı verilir.(1 $ = 600.000 TL) 
 
İkinci yöntemde ise, bir ülkenin ulusal parasının diğer ülkelerin ulusal 
paraları karşısındaki değerleri esas alınarak, diğer ülkelerin paralarının birbirleri 
karşısındaki değerleri hesaplanır. Üç ulusal paranın söz konusu olduğu bu 
yönteme ise “çapraz kur” adı verilmektedir (1 $ = 600.000 TL, 1 $ = 108 Japon yeni ise 1 Japon yeni = 5.555,5 TL). 
 
DÖVİZ KURLARI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN KAVRAMLAR
Döviz kurlarında meydana gelen yükseliş, düşüş ve eskiye geri dönüş için farklı terimler kullanılır.
 Devalüasyon:  Sabit kur rejiminde, ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin azaltılmasıdır. Başka bir ifadeyle devalüasyon, sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satın alma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. 
Örneğin, bir Türk lirasının bir ABD doları karşısındaki değerinin 2,0 TL’den 2,2 TL’ye düşmesi, Türk lirasının ABD doları karşısında %10 değer kaybetmesi yani ABD dolarının değer kazanması anlamındadır.
Revalüasyon: Devalüasyonun tam tersidir ve resmi para biriminin diğer ülke para birimi karşısında değer kazandırılması işlemidir.
Çapraz Kur:  .Bir ülkede döviz ile ilgili işlem yapanlar, kurlarını genellikle dolar cinsinden ifade ederler. Dolar dışında iki farklı ulusal para arasındaki değişim oranının dolar kurları üzerinden hesaplanmasıyla bulunan kura “çapraz kur” denmektedir. Türkiye’de TL’nin olmadığı gösterimlere çapraz kur denirken, uluslararası piyasalarda Doların olmadığı kur gösterimlerine çapraz kur adı verilmektedir
Dalgalı Kur:  İki ülke parasının karşılıklı değeri baz alınarak alış satış değerlerinin, piyasa şartlarının da göz önüne alınarak Merkez Bankasının müdahalesi olmaksızın belirlenmesi olarak ifade edilmektedir.
Reel Döviz Kuru: Resmi para biriminin, başka ülkelerin para birimleri karşısındaki satın alma gücüne bağlı olarak düzeltilen değere de denmektedir
Esnek Kur: Döviz kurlarının Merkez Bankası müdahalesine maruz kalmamasıdır. Döviz kurları piyasanın arz ve talebine göre belirlenmekte olup, serbest değişken kur veya yüzen kur olarak da adlandırılmaktadır.
 
Türkiye’de kurlar Merkez Bankası, bankalar ve özel finans kurumları, serbest piyasa kurları olarak üç farklı şekilde uygulanmaktadır. Merkez Bankası kurlara üç şekilde müdahalede bulunmaktadır. Bunlar;
1- Esnek piyasa döviz kuru. Merkez Bankasının piyasaya müdahale etmeden önce kurun serbest bir biçimde dalgalanmasına müsaade ettiği bir sistemdir.Döviz kurlarına devletin hiçbir müdahale etmemesi anlamına da gelmektedir.
2- Sabit kur sistemi. Bu sistemde Merkez Bankası dövize müdahalede bulunur ve kuru sabit bir dengeye getirir.
3- Denetimli kur sistemi. Burada da Merkez Bankası kur dalgalanmalarını kontrol altına almayı amaçlar.
 
DÖVİZ KURUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER
 
Yatırımcılar, yöneticiler ve piyasa katılımcılarını ilgilendiren en önemli konu kontratlar veya genel olarak döviz kurları değildir. En önemli temel sorun, döviz kurlarının gelecekte ne olacağının tahmin edilmesidir. Ancak döviz kurları arasındaki yapısal faktörleri ve mekanizmalarını kavramadan kur tahmini yapmak ve riskleri yönetmek mümkün olamaz. Gerçek hayatta da döviz kurlarını tahmin etmek özellikle dalgalı kur sistemini benimsemiş ülkelerde çok kolay değildir. Çünkü, döviz kurları yalnızca ekonomik faktörler tarafından belirlenmez. Bunun dışında politik faktörler ve insan davranışları döviz kurlarının belirlenmesinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
1-Temel Ekonomik Faktörler
Döviz kurunu etkileyen ekonomik faktörlerin en temeli Enflasyon ve ekonomik büyümedir. bunlar dışında; para arzı, işsizlik oranı, vergi tahsilâtı, ödemeler dengesi gibi faktörlerde bulunmaktadır.
Enflasyon; döviz kuru üzerinde de bir baskı yaratabiliyor. Eğer enflasyon yaşayan bir ülke, parasının değerini diğer paralar karşısında düşürmemekte direnirse ihracatı azalabilecek ve ithalatı da artabilecektir. Sonuçta dış açığın artması ülke parasının değerinin düşürülmesine kadar giden bir süreç yaşatabilir.
Ekonomik büyümenin döviz kuru üzerindeki etkisini analiz etmek için büyümenin kaynağının analiz edilmesi gerekiyor. Eğer büyümenin kaynağı iç tüketim ve bütçe açıkları ise bu koşullarda ülkenin ithalatında bir artış olacak ve dövize olan talep artacağı için örneğin Türkiye’de Türk Lirasının değeri azalabilecektir. Ancak büyümenin kaynağı yatırımlar ve özellikle yabancı yatırımlar ve ihracat ise bu koşullarda ülkenin parası değer kazanabilecektir.
2-Sermaye Hareketleri
Sermaye hareketlerinin son yıllarda büyük oranda artması dış ticaretten bile daha önemli hale gelmesine sebep olmuştur. Bankaların her ülkede şubeler açması ve gelişen teknolojinin para transferlerinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamasıyla uluslararası sermaye kar edeceğini düşündüğü bölgeye hareket etmektedir. Burada sermayenin vadesi ve amacı önem kazanmaktadır, uzun vadeli yatırım amaçlı gelen sermaye ülke ekonomisi ve istihdam üzerinde olumlu etkiler yaparken , kısa vadeli spekülatif hareketlerden kazanç sağlamak amaçlı sermaye hareketleri(Sıcak para) beklediği karı sağladığında aynı hızla çıkarak döviz dengelerini bozmaktadır.
3-Faiz Oranı ve Beklentiler
Kısa vadede, döviz kurlarıyla faiz oranları arasında sıkı bir ilişki vardır. 
Şirket yöneticileri, ellerindeki nakdi, en yüksek getiriyi sağlayan para cinsini ellerinde tutmalıdır.
Buna göre, örneğin: faiz oranları ABD'den yüksekse, bu faiz farkından faydalanmak için, Euro cinsinden tahvillere talep artacak; dolayısıyla, Euro talebi yükselecektir.
Bu talep artışı da Euro’nun dolar, karşısında değer kazanmasına yol açacaktır. Fakat, bu etkinin, beklentilerde bir değişme olmaması hâlinde ortaya çıkacağını da belirtmek gerekir
4-Siyasal-Politik Faktörler
İstikrarsız siyasi ve politik hareketlerin yoğun olduğu ülkelerde döviz kurları yukarı yöne hareket eder. Yine de döviz rezervlerinin güçlü olduğu ya da döviz arzının yüksek olduğu ülkelerde döviz kurlarının yukarı yönlü hareket etmesine siyasi ve politik faktörler neden olarak gösterilemez. Bir ülkedeki siyasi güç ve istikrar ülke ekonomisine de olumlu yansır, Siyasi gücün popülist politikalar izlemesi, yetersiz yönetim göstermesi, diğer ülkelere düşmanca bir tutum izlemesi, savaş tehtidi döviz kurlarını etkileyecektir.
5-Spekülasyon
Döviz piyasasındaki işlemlerin bir bölümü spekülasyon amacıyla yapılır.  Herhangi bir yabancı paranın değer kazanacağını tahmin eden kimse (spekülatör), ileride satmak amacıyla o parayı bugünden satın alır. Eğer  tahminleri gerçekleşir de ilgili döviz gerçekten değer kazanırsa, bundan bir kazanç sağlar. Eğer yanılırsa, yani satın aldığı dövizin değeri düşerse bundan da bir zarara uğrar. Yabancı paralarda değer düşüşü beklenen durumlarda ise  spekülatörler buna ters bir davranış gösterirler. Yani, bugünden adı geçen dövizi  satar ve beklerler. Yarın dövizin fiyatı gerçekten düşmüşse, onu daha ucuza satın almakla bir kâr elde etmiş olurlar. Yok eğer fiyat düşmemiş, yükselmişse o takdirde bir zarar söz konusu olur
Bu davranışlar, piyasada dolara olan talebi artırır. Buna karşılık, elinde dolar veya dolar cinsinden varlık tutanlar da, bunları elden çıkarmayı sonraya bırakırlar. Bu da, dolar arzının artmasını engeller. Böylece, doların yeniden değer kazanmasına katkıda bulunulmuş olur ve döviz kurunda istikrar sağlanır.
   
DÖVİZ KURU ve ENFLASYON ARASINDAKİ İLİŞKİ
 
Türkiye gibi doların çok yüksek olduğu ülkelerde, döviz kurundaki artışla enflasyon arasında çok yakın bir ilişki vardır . Her enflasyon denkleminde mutlaka cari dönemi ya da bir kaç aylık gecikmeli dönemi de olsa mutlaka döviz kurunun artış oranı yazılır. dolayısıyla döviz kurları enflasyonu belirleyen önemli faktörlerden biridir. Enflasyonu düşürmek için döviz kuru bir araç olarak kullanılmış ve kur politikaları incelendiğinde uzun süre devam eden sabit kur rejimlerinin ağırlıkta olduğu görülmüştür
 
ENFLASYON NEDİR ?   (Ne Değildir ?)
 
Enflasyon deyince akla ilk gelen günlük hayatta çokça kullandığımız mal ve hizmetlerin fiyatlarının artmasıdır. Ancak mal ve hizmetlerin fiyatları zaman içinde artabilir veya azalabilir. Enflasyon sadece belli bir malın veya  hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. 
Örneğin; Aylık enflasyon oranının yüzde 1 olması o ay içinde fiyatlar genel seviyesinin bir önceki aya göre yüzde 1 oranında arttığını gösterir.
Toplumda enflasyonu en çok hisseden kesim, toplumun düşük gelirli kesimidir. Çünkü, yüksek gelire sahip kesim enflasyonist ortamda elinde tasarruf bulundurabilir ve yüksek faizlerden yararlanabilir, ancak düşük gelirli kesim bu imkâna sahip değildir.
 Enflasyon ve yol açtığı ekonomik istikrarsızlık neticesinde hayat pahalılığı ile başa çıkabilmek için ülke geleceğinin en önemli unsuru olan Eğitimin ihmal edilmesi, küçük yaşta çalışma hayatına başlanması, sosyal hayata dair kısıtlamalar; enflasyonun yaşam kalitesini ne denli olumsuz etkilediğine birer örnektir.
Enflasyonun düşmesi; fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirinin yükselmesi demek değildir !!!
Enflasyonun düşmesi; fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin bir miktar azalması ve dolayısıyla istikrar ve refah demektir.
Yüksek enflasyon paranın alım gücünü azaltır ve aynı zamanda fiyat değişimlerini anlamayı zorlaştırır ve geçim sıkıntılarına neden olur.  
Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde işgücü piyasasında bir istikrarsızlık söz konusudur. Böyle bir ortamda fiyat istikrarı da bulunmadığı için insanların işlerini kaybetme olasılığı yüksektir 
 Örneğin, Türkiye’de 1960’lı yıllarda 50-100 bin TL ile ortalama bir ev alınabilirken bugün bu para ile bir ekmek dahi alınamaması, enflasyonun alım gücünü zaman içinde ne denli azalttığının net bir göstergesidir. 
Dış piyasalar açısından baktığımızda, ülkedeki belirsizlik durumunun yaratacağı güvensizlik ortamı dış piyasalardan gelecek olan yatırımların kısa vadeli olmasına ve azalmasına neden olur. Bunun sonucunda, ülkenin dış ticaret dengesi bozularak diğer ülkelerle rekabet edebilme gücü azalır. Bu süreçten ülkenin büyümesi de olumsuz yönde etkilenir.
Dış dünyaya kıyasla daha yüksek enflasyon oranına sahip olan ülkelerde, sabit kur sistemi uygulanıyorsa, paranın dış değeri reel olarak yükselmekte ve cari işlemler bilançosu bundan olumsuz yönde etkilenmektedir. Buna karşılık, esnek kur sisteminde, sık sık yapılan kur ayarlamaları enflasyonist etkiler meydana getirerek problemin sürekliliğine katkıda bulunmaktadır. 
 
 ENFLASYONUN NEDENLERİ
 
2 nedenden dolayı ortaya çıkar.
 
1- Talep Enflasyonu: Üretilen mal ve hizmetlerin toplam talebi karşılayamadığı durumlarda mal ve hizmet fiyatlarında artış oluşur. tüketicilerin daha fazla harcama yapmaya başladığı ve üretimin sınırlı seviyede arttığı bir ekonomide talep yönlü enflasyondan söz edilir. örneğin: piyasada daha fazla para dolaşıyor olması yani merkez bankalarının piyasaya para sürmeleri tüketicilerin gelirlerindeki artış gibi durumlar talep enflasyonuna neden olur.
2-Maliyet Enflasyonu: Üretim faktörlerin fiyatlarındaki artış nedeniyle (örneğin; hammadde veya işçi ücretlerinde artış)üreticilerin birim maliyetleri artacak ve karlılıkları azalacaktır. Bu durumda üreticiler daha az mal ve hizmet arz etmek isteyecekler ve arzdaki düşüş fiyatlarda artışa neden olacaktır
 
                    TÜRKİYE'DE ENFLASYON
Türkiye’de çok uzun yıllardan beri devam eden yüksek ve sürekli enflasyonun yarattığı ekonomik istikrarsızlık, büyüme performansının düşmesine, gelir dağılımının bozulmasına yol açmış, refah seviyesini düşürmüş, her alanda istikrarsızlığa sebep olmuştur.
Türkiye enflasyon ile 1930'lu yıllarda tanışmış ve zaman içerisinde en önemli sorun haline gelmiştir. Bu sebeple Türkiye ekonomisinde ana hedef enflasyonla mücadele etmek,hedefe ulaşmak için enflasyonla mücadele programları hazırlamak olmuştur. Enflasyon hem ekonomik hem de siyasal istikrarsızlıkların oluşmasına neden olmaktadır.
Türkiye'de birincil ekonomik sorun haline gelmiştir ve fiyat istikrarının sağlandığı bir dönem olmamıştır. dolayısıyla sanayicilerin, ihracatçıların, çalışanların, finans kesiminin, günlük yaşamın içerisindeki diğer insanların kısacası tüm kesimlerin fiyat istikrarının kendilerine ne şekilde ve ne oranda bir fayda  sağlayacağı, yaşam standartlarını ne ölçüde yükselteceği konusunda herhangi bir tecrübeleri yoktur.
 
Kazm DOĞAN - Aybüke Özcan Uşak Üniversitesi 3.Sınıf Bankaclık ve Finans - Uluslararası Bankacılık Ödev Konusudur.
 
Toplam blog
: 3
: 1241
Kayıt tarihi
: 21.12.16
 
 

Uşak Üniversitesi 4.sınıf Bankacılık ve Finans bölümü öğrencisiyim. Ekonomi ve Finansa alanı ile ..