Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '17

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Düşünmeyince Bilemiyor İnsan/ Hele de Uzaktan Uzağa!

Düşünmeyince Bilemiyor İnsan/ Hele de Uzaktan Uzağa!
 

Yaşanan dünyada gün geçtikçe ihtiyaçlarımız, alışkanlıklarımız vb. şeyler değişim gösterir. Bu değişimler hayatımıza girerken ilk planda çoğu zaman kendini fark ettirmez. Ama aradan zaman geçtikçe ne de büyük dönüşümler geçirdiğimizi anlar ve bu duruma şaşırırız. Bu değişimlerden biri de günlük yaşantımızda kullandığımız kelimelerdir. Bu sözcükler isim, sıfat, fiil, zarf şeklinde çeşitli dilbilgisi formlarında bulunabilirler. Geçmişte kullanılan ve anlamından çok daha farklı anlamlar kazanmış sözcükler vardır.

Anlamı zaman içinde değişmiş kelimelerden bazılarına kısa bir süre kafa yorunca şöylesi bir tablo çıktı karşımıza...

 Serbest: Farsça ser (baş) ve best (bağlı) sözcüklerinden türetilmiş bir terim. Yani başı bağlı, özgür olmayan anlamına geliyor. Bu anlam değişiminin öyküsü ise ilginç. Osmanlı'da İhtisap Nizamnamesi (Kent/Kasaba Hizmetleri Kanunu/Tüzükleri) gereğince, İstanbul'a işsiz güçsüz takımının girmesini engellemek için mürur tezkiresi (Dahili pasaport niteliğinde 'giriş belgesi') kontrolü yapılırmış. Bu tezkire, geldiğin yerdeki makamlardan aldığın, işin gücün, evin barkın olduğunu, yani bulunduğu yerde başının bağlı olduğunu gösteren bir tür vize işlevi görmekteymiş. Böylece İstanbul'a başı bağlı, yani "serbest" kişilerin gitmesi serbest hale gelebiliyormuş.

Emrah Serbes boşuna "Serbes...Sonunda 't' yok!" dememiş o zaman.(1)

Oku: Yazılı bir  belgeyi düşünerek, anlamaya, değerlendirmeye çalışmak anlamında emir kipi halindeki sözcük. Dini metinlerin, kitapların ilk emri olarak da buna rastlıyoruz. Oysa bu kök öztürkçe olup bildiğimiz "ok"dan gelir. Biz Türklerde ve Kızılderililerde ok'un fırlatma tarafındaki tüyler çeşitli anlamlar taşır ve haberleşme amacıyla karşı tarafa bir mesaj da iletirler. Bu durumda "Bu işaretleri gör, anla!" şeklinde bir anlamı var. Toroslarda Türkmen kültüründe nişan evine gönderilen kişisel eşyalara (Havlu, iç çamaşırı) vb. da hala "oku" denilmesi bu anlamla ilişkili olsa gerek. (2)

"Yavuz” sözcüğü eskiden “kötü, hırsız” anlamını taşırken daha sonra “yiğit, kahraman” anlamını karşılar duruma gelmiştir ki burada bir anlam iyileşmesi vardır. Bunun nedeni ise tarihsel olup durum, bu adı taşıyan Padişah'ın Anadolu'da Türkmenler aleyhine çoğunluk teşkil etmeye çalışan mezhep lehine prestijinin artması ile ilişkilidir. Türkmen (Alevi) kesimde bu isime rastlanmaz! 

Aşağıda yer alan diğer örnekler ise, daha çok gündelik hayattaki yaşam tarzı ve teknolojideki değişmelerle oluşan -öyküsü yukarıdaki iki örneğe göre çok daha kısa ve yüzeysel kalan- anlam farklılıklarını, içerik kaymalarını gösteren değişimlerdir.

Tablet: Eskiden aklımıza ilk olarak ilaç tabletleri gelirdi. Tabla denen tezgahlar da bazen bu anlama gelirdi. Bugün  ise son yılların popüler tablet bilgisayarları gelmekte ilk olarak akıllara... 

Organik: Geçmişte saf, katıksız doğa ürünü ve Kimya biliminin iki önemli dalından biri olarak bilinirdi. Günümüzde ise GDO'lu, kimyasal katkılarla üretilmiş olmayan gıdalar geliyor akıllara...

Net: Brütün karşıtı anlamında saf, darasız (ağırlık, hacim vs.) akla gelirdi ilk başta. Ayrıca, tenis ve  tenisinde topun servis sırasında fileye değmesi net olarak adlandırılırdı. Bugün  ise ilk olarak internet aklımıza gelse de, sınavdaki doğru sayısı olarak da adlandırılıyor.  

Beğenmek: Geçmişte birini, bir şeyi beğenir bunu gösterirdik. Günümüzde ise "Face" de ya da benzeri bir dijital ortamda "tıklamak" yetiyor.  

Sörf: Eskiden  dalgaların arasında sörf tahtası ile yapılan spordu. Bugün ise klavye ve mause yardımıyla internette yapılan gezinti geliyor akıllara ilk önce... 

Blok: Geçmişte ilk akla gelen anlam toplu, bir arada , fire vermeden, hepsi birlikte şeklinde bir anlam taşırdı. "Filanca parti falanca yerden blok oy çıkarttı" gibi. Ayrıca, basketbol, voleybol gibi sporlarda rakibin sayı almasını engellemek için yapılan harekete verilen addı. Günümüzde ise sosyal medyada istenmeyen kişiyi engellemek anlamında kullanılıyor. 

Dip: Eskiden bir yerin, çukurun vb. en alt kısmı için kullanılırdı. Bugün ise daha çok kişinin yiğitliğini, mertliğini, adamlığını belirtmek için kullanılıyor. 

Kopmak: Geçmişte fiziki olarak kopma durumunu (İpin, zincirin vb.) algılardık. Günümüzde ise eğlenceye, zevke dalmak olarak adlandırılıyor. 

Akmak: Eskiden  fiziki olarak akma durumunu algılardık (su, diğer sıvılar vb.) Bugün  ise eğlenceye, zevke dalmak olarak adlandırılıyor: "Gecelere akmak" gibi.

Atar: Geçmişte mantar, boncuk vb. şeyler atan tabancalar aklımıza gelirdi. Bugün ise sinirli, asabi, gergin çıkışları tanımlamak için kullanılıyor.  

Manyak: Eskiden olumsuz bir sıfattı ve dengesiz, deli davranışlar sergileyen kişilere denirdi. Bugün ise olumlu olanı pekiştirme sıfatı olarak kullanılıyor. Manyak güzel bir şey, çok güzel anlamına geliyor. "Canavar" sözcüğü de öyle...(3)

 "Uzak oldukça birbirimizden/ Daha iyi anlıyorsak sevgimizi,/ Biz birbirimizi değil de/ Uzaklığı seviyoruzdur belki de" demiş Şair/Yazar Jehan Barbur. Sözcükler de öyle bana göre...Onlardan uzak durmaya hiç gelmiyor. Hele de bir blog yazarı isek!

Sanırım bu türden örnekler sadece bunlarla sınırlı olmasa gerek! Eğer sizin de aklınıza gelen benzer örnekler varsa burada paylaşırsanız hem bilgilenir hem de mutlu oluruz. 

 Kaynakça:

(1) "Dumurta" İsmail Güzelsoy, OT dergisi, Sayı:57, Kasım:2017

 (2) Kudret Emiroğlu, T. Tarih Vakfı, "Dinler tarihi" seminer anlatıları. 

(3) http://www.topukluhaber.com/gecmisten-gunumuze-bambaska-anlam-kazanan-15-kelime/ 

 

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..