Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '17

 
Kategori
Deneme
 

Düşünsel metin

Düşünsel metin
 

Bostancı,İstasyon Çay Bahçesi Yılmaz Ünlü, Nevzad Odyaakmaz,Osman Bolulu, Gündoğdu Sanımer, Fevzi Ahmet Oker, arkada:Türkay Korkmaz, Zühal Tekkanat(Elif Sorgun)


..........................................
 
Öyle yüzler görüyorum ki, yumurtadan yuvarlak; sekilenilecek bir düzlüğü yok, ona konuk olamazsınız; anlamaktan ve anlatmaktan öylesine soyutlanmış ki üstünde ne bir sevinç kanat vuruyor, ne de üzünç kıvranıyor.Donuk bir göl yüzü, buzu yalınkat. Üstünde anlam arayışına çıksanız, kırılacak, soğuk derinliğinde yitip gideceksiniz.
 
İç fırtınalardan kırılmış dalların yaprakları düşmemiş üstüne, düşlem ateşinden bir yanık kalmamış köşesinde bucağında, öfkesinin dumanı ağmamış, şöyle uzak bir kıyıcığına, sevinç çiçeklerinin açtığına tanıklık yok yanında yöresinde. Çiçeğimsi görüntüleri, birer kaba ve ruhsuz yapım.
 
Kırışıksız, izsiz, yarasız beresiz yüzleri. O inişsiz çıkışsız, inadına raspalanmış, sinek kaydısına cilalı yüzleri; düşüncenin ayak basmadığı, keşifsiz topraklara, haritası çıkarılmamış bir coğrafyaya benzetiyorum. Neresinde ne var, neresi gidilesi, ne yanı gelinesi? Yönü yönlemi, yolu yolağı belirtilmemiş. Düzlüğü var mı, bitkel mi, doruğuna çıksanız, başınızdan yorgunluğun tozunu alır mı, yeli? Ne bir anlam alabiliyorum o yüzlerden, ne de bir anlam aktarma olanağı var onlara. Anlamanın, anlatmanın izi düşmemiş yüzler üşütüyor beni. Karşılaştıkça merhaba bayan sayı, merhaba bay sayı diyesim geliyor. İnsanlığa ayıp olur diye susup teğet geçiyorum.
 
(Osman BOLULU, Atatürk’le Aklın Aydınlığında,Haritasız Yüzler, s.28-30)
 
AÇIKLAMALAR
 
Yazar, tasasız, kaygısız, amaçsız bireyleri tabanla tavan arasında tarıyor. Sıradan yurttaştan, yönetenlere değin tümünde yaşanmışları arıyor. 
 
Yüzlerinde yaşanmışlığı gösteren kırışık, iz bulamadıklarını, inişsiz çıkışsız yüzleri olanları “Haritasız Yüzler” olarak adlandırıyor.
 
“Aslında, her biri halk çocuğu olan bunlar, birer yüzü haritasız mı?...” diye soruyor yazısını çözümlerken adı geçen kitabın 31-34. sayfalarında. 
 
Denemesini değerlendiriyor okurları için: “O kan damarımızda, o coşku yüreğimizde, o ışık beynimizde. Beynimiz mi dumura uğradı, elimiz kolumuz mu kırıldı?... Hadi, yeniden kuvâcı bir imeceye...”
 
Deneme yazı türünün özelliği gereği yazar, düşüncelerini okurla paylaşırken kanıtlama gereği duymuyor.
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..