Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '14

 
Kategori
Edebiyat
 

Duygular Havva'da kelimeler İse Adem'de kalmıştı... Bu defa Kelimeler 'Lale Müldür' de kaldı!

Duygular Havva'da kelimeler İse Adem'de kalmıştı... Bu defa Kelimeler 'Lale Müldür' de kaldı!
 

Her şey gitti bak her şey, ağlamakla gitti... Gittik: Gelir diye beklemediler, oysa!


BUĞU BANYOSU…

Kırgızistan´da batık bir vadide, Men seni bela sandım.

Kalbimden uzakta çok uzakta bir kurt öldü.

Şarap kızılı bir lale sızıpdur şimdi orada farkında mısın?

Gece yarısı batkıları ve al kanlar içinde ekşimden öle budum.

Yıllar ve yıllar var ki Bizansiyya´nın tungasında erguvani balıkçıl gibi yaşadım.

Çünkü heeç, heç görmedim dosttan vefa. Gözyaşım düştu.

Gözelsiz, vefasız, hakikisiz Meleksiz, çeçeksiz, heykelsiz, Ben bu yerde yaşamadım.

Sonunda bir gün könlüme bir buğu banyosu yaptım.

Bulanık bir yağmur yağdı.

Batkın eşklerden kendimi kurtarıp başka bir tür Aşk´lara aldım.

Ben bu Aşk´a düşeli kimse yüzüm bakmaz.

Sevmiş bulundum güzelim gayri ne çare.

Ela gözlerim teninizin en derenlerine getti.

Batıl bir evlenme yaşadım.

Sevsem de öldürüyorlardı, Sevmesem de.

Düşerler onlar da yıkılıp düşer bir gün

Heeç ağlamadım. Mavi kuzgun buğday başaklarını sıyırdı.

Gözyaşım düştu. Ben bu yerde heç yaşamadım.

Lale Müldür; Aydın’da doğdu, lakin Aydın’ı hiç hatırlamadığını söyler. Robert kolejini bitirdikten sonra bir şiir bursu ile Floransa’ya gider… Türkiye’ye ye döner ve ODTÜ - Elektronik ve Ekonomi bölümlerine birer yıl devam eder. 1977 yılında İngiltere’ye gider ve Manchester ekonomi bölümünü bitirir. 1 yıl bir başka üniversite edebiyat sosyolojisi bölümünden mastır derecesini alır. 1983’te Belçikalı bir ressam ile evlenir 1986’da İstanbul’a döner. Halen Edebiyat ve Müzik dünyasında çalışmaları devam etmektedir…

İlk şiirleri 1980’de YAZI ve YENİ İNSAN adlı dergilerde çıkar… Gösteri, Defter, Şiir At’ı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar dergilerinde çok sayıda şiiri ve yazısı yayınlanır. Şiirlerinden bazıları bestelenir ve filmlerde kullanılır. Kitapları Voyıcır II, Ahmet Güntan’la Birlikte, Kuzey Defteri, Buhuru Meryem, Uzak Fırtına Seriler Kitabı ve Divan-ü Lügat-it-Türk’tür.

 Birkaç yıl öncesinde Avrupa çıkarmasındadır. Seçme şiirleri ’’ Water Musıc’’  adıyla Dublin’de (İngilizce, Poetry Ireland 1998), Fransız bir ressamın resimleri üzerine yazdığı şiirlerde: ‘’Yağmur Kız Böyle Diyor’’ adıyla Fransızca yayınlanır.

1998’de yazdığı Divan-ü Lügat-it-Türk adlı kitabı, Fransız bir Türkolog tarafından Fransızca ya çevrilir, halen çok sayıda yabancı yayınevinden teklif almaktadır. Şiirleri aynı zamanda, İsrail’de İbraniceye çevrilmektedir…

Eserlere müdahale edilmesine karşı olduğunun her zaman ardında durmuştur. Sadeleştirmekte dahil olmak üzere, özellikle edebi eserlere her türlü müdahaleye karşıdır. Genç kuşaklar anlamakta güçlük çekiyorlarsa, illa bir şeyler yapmak gerek diye düşünüyorlarsa, anlaşılmayan sözcükleri parantez içinde yazsınlar, demektedir…

 

Destina
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım

Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara

Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana

DESTİNA

Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için DESTİNA
Yaşamımın gizini vereceğim sana

Aslında Lale Müldür’ü daha iyi tanıtmak için yüz yüz’e bir söyleyişi gerektirir. Bu da benim için, mümkün olmadığı için; O’nun hakkında yaptığım araştırma neticesinde şu bilgileri derledim.  Zaman  zaman kendisini konuşturup, biz buradan fikirlerimizi arasına serpiştireceğiz!

Kendisiyle yapılan bir söyleyişi de özetle şunları açıklamıştır?

Lale Müldür: Aslında benim şiir evrenimin tanımlanması çok zor, değişik olgulardan yola çıkar. Daha çok metafizik’le bir söyleşi gibidir. Esas, Metafizik ( Fizik ötesi)  bulguların ağırlığından oluşur. Ama asla politik şiir yazmazdım, yazmayacaktım da; Bu seneye kadar, bu sene yazdım. Politik Şiirlerimi hiçbir şeyden korkmayarak yazdım, etkili de oldular sanıyorum. Politik şiirlerde geleceği öngörme var.  George W. Bush var, Irak savaşına yönelik öngörü var, bu tarz şeyler oluyor tabi… Metafizik şiirle uğraşınca, ritim benim için her zaman önemli değildi, bu kitapta önemli hale geldi.  Şiirimde içsel müzik önemliydi, Türkçede de önemli bir olgudur ritim!

POST-POST-PLATİNA

İnşallah Annenin yemeğini tercih etmiyorsundur, Post-Platina

İnşallah çıktığın kızın çay parasını veriyorsundur

İnşallah temizliği seviyorsundur, Post platina

İnşallah çorba yapabiliyorsundur,

İnşallah turfanda incirler getirirsin bana,

Ya da elele dolaşırız çilek tarlalarında!

Tra la la - tra la la

Sen beni deli mi sanıyorsun?

Post-post-Platina… Lale Müldür: -  Bu şiiri hastalanmadan hemen önce çıktığım bir çocuk için yazdım. Daha doğrusu Türkiye’deki erkekler üzerine, genel de Annelerinin yemeklerini tercih ederler, çay bile yapamazlar… Turfanda incirler getirmek, çilek tarlalarında el ele dolaşmak, Fantezi, deliliğe özgü bir fantezi, o yüzden sen beni delimi sanıyorsun? Post Post Platina, diye bitiyor. Oldukça basit bir şiir; Şiirlerimi basitleştireceğimi söylemiştim zaten! Herkesin anlayabileceği bir şiir diye bakıyorum bu şiir’e, birde ritim çok önemli tabi!

Annesiyle çok yakın bir ilişkisi var şiirin… Ben İngiltere’de mastır yaparken, çok konuşulurdu Afazi ( Beyinin dil merkezinde meydana gelen sorun)  kavramı: Bu olmadan şair olunmayacağı söylenirdi İngiltere’de, ben ne olduğunu tam olarak anlamazdım Afazi’nin, şimdi anlıyorum tabi… Çünkü benim beynimde bir afazi bulunmuş, O’da unutmayla ile ilgili, hatırlamada yer yer kayan boşluklar söz konusu! Şizofrenin de çok büyük ilgisi var, şiirle, şairle… Şizofrenlerin konuşması, şiir gibidir çoğu zaman! Seçkin Geçmişim, evet gerçek yaşamdan hareketle yazılmıştır: Seçkin geçmişim derken de, Belçika’daki yaşamımı kastediyorum, orada aristokrat (seçkin) biri ile birlikte olmuştum, çok lüks bir yaşamım vardı. Daha öncede şık üniversitelerde okudum, bende iyi bir aileden geliyorum.

Dünya’yı çok basit görmeye başladım, artık çok basit bir şekilde açıklıyorum dünya’yı ve o’na dair meseleleri! O yüzden şiirlerimde basit çıkıyor tabi! Ama hastalığım sonrası yazdığım ve benim basit diye tanımladığım şiirleri, halen daha anlamakta zorlanan kimselerde var. Hastaneden çıktın sonra, bir hafta içinde yazdım o şiirleri ben. Çünkü Türkçe konuşamıyordum o dönem ve bu yüzden, şiir yazamaz artık demişlerdi… Sinirlendim! Ve hastaneden çıkar çıkmaz hemen şiir’e başladım. Üzgünüm Anne ile başlar o şiirler! Bence alışık olmadığımız demek, yanlış olur.

Benim en çok okuduğum dünya şairlerinden biride, Ezra Paund’dur (1885- 1972,  ABD’li şair, çevirmen) lise’de okudum Paund’du, Latince, İngilizce, Fransızca konuşur şiirlerinde, benim alışık olduğum bir şeydi yani; Ama Türkiye’de böyle bir şey yoktu.

SENİ BIRAKIYORUM,

Seni bırakıyorum semender ellerimle
Seni bırakıyorum
Seni bırakıyorum
Duvarlarda kurutulan anemon ellerimle

İçimdeki sulara
İçimdeki sazlıklara
İçimdeki bataklıklara
Seni bırakıyorum

Seni bırakıyorum,

Kendine kapanmış kollarımın anarşik güzelliğiyle
İçimdeki yosun yeşili sulara
İçimdeki tehlikeli kıyılara
İçimdeki siyah ışığa, Seni bırakıyorum


Seni yatıracağım ellerimde, bir ıhlamur yaprağı gibi
Seni yatıracağım göğüslerimde, menekşeler gibi
Seni yatıracağım gözlerimde, bir yağmur suyu gibi...

(Seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
Öğren susmasını ve ağlamamasını)

Yaşayan bir şairi, çağdaş bir şairi, Lale Müldür’ün hayatını anlattım kısaca! Şiirlerinden bazılarını okuduk; Elimizden geldiği kadar, fısıldadık ve yorumladık, Sevgi ve aşk çığlıklarını duyduk! Lale Müldür şiirlerinin atmosferinde, burada onun kadar aynı havayı solumaya ve aynı atmosferi kelimelerde yakalamaya çalıştık, Ne mutlu bizlere!  

Anadolu’nun çocukları; Köylü vefasıyla, bu topraklardan güneşe uzanan ve gün bakışlı güneş gibi düşünen, değerlerini ve o edebiyatçılarını her zaman hatırlayacak ve asla unutmayacaktır!

Tuz, Buz’u çözen formül, diyen! O elleri öpülesi Lale Müldür dizesiyle, Biz Anadolu köylüsünden öğüt niteliğinde bir şiirle, son diyelim!

‘’BİR ŞİİR OKU’’

Sinirlendin mi Arkadaş, Canın mı sıkıldı dost, Moralin mi yok kardeş?

Hayat sıkmaya mı başladı, Can!

Arkadaş, her şey üstüne üstüne gelmeye mi başladı?

Teselliyi zararlı alışkanlıklarda ( rakıda, bonzai’de, viskide, esrarda, şarapta) arama!

Git bir şiir kitabı al; Çekil kenara…

Bırak kendini satırların, dizelerin, dörtlüklerin arasına!

Hayat sana daha yaşanası gelecektir.

Kafan bozuldu mu arkadaş?

Bir kadeh Rakı içeceğine,

Git, bir Şiir oku..!

En derin saygı ve sevgilerimle!

Çorum’un Bir Köyü!

2020’ye doğru…      

A.Ümit Yıldız..!

 
Toplam blog
: 67
: 4037
Kayıt tarihi
: 24.04.07
 
 

17 Şubat 1986'da: Soğuk karlı bir Şubat gecesi Koca Karı olan ebenin ellerine ''bilim otoritelerinc..