Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '17

 
Kategori
Güncel
 

Eğitim şart!

Eğitim şart!
 

İzmir'de evlerinin önünde oynarken kaybolan Ceylin'in sır dolu ölüm haberini duyunca hepimizin aklına taciz, tecavüz geldi. Değil mi? Olayın ayrıntıları ortaya çıkınca taciz ya da tecavüz bulgusuna rastlanmadığı ortaya çıktı. İyi ama neden aklımıza direkt taciz, tecavüz geldi. Neden? Neden olacak, bu tür şeyler ülkemizde çok sıradan da ondan, maalesef.
 
İnanmayan, halkının %99'u Müslüman olan bir topluma böyle bir sıradanlığı yakıştıramayan, bir sonraki paragrafta yer verdiğim haber başlıklarına baksın. Bu haberler, ülkemizde sadece son bir haftada yaşanan iğrenç olaylar... Son cümlemi düzeltiyorum: Bu haberler, ülkemizde sadece son bir haftada yaşanan ve "basına yansıyan" iğrenç olaylar... Yani bu haberler buz dağının sadece görünen yüzü. Daha ört bas edilen nice rezillik vardır Allah bilir! Buna rağmen her gün en az bir tane iğrenç olayı görüyoruz basında.
 
"Emekli imam 5 yaşındaki kız çocuğuna tacizden tutuklandı/Denizli'de 2 çocuğa cinsel tacizden tutuklanan zanlının evi taşlandı/Doçent, yüksek lisans öğrencisi kıza cinsel saldırıdan tutuklandı/Liseli kız hastanede hamile çıktı/Tuvalet sapığı için baltalı nöbet/Yeğenine cinsel istismara kalkışan amcaya 10 yıl hapis/Kütahya'da iğrenç olay/Sosyal medyayı ayaklandıran 'metroda taciz' görüntüsü" Haberlerin içeriğini okumadım. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilmiyorum. Dileyen mynet'ten haberlerin ayrıntısına ulaşabilir.
 
Yukarıdaki haber başlıklarındaki tecavüzcülere bakar mısınız Allah aşkına? İmam, doçent, amca... Mağdurlar ise hep aynı... Ya çocuk ya da savunmasız kadınlar... Gerçi bu yazıyı yazarken çok acayip bir yazı ile karşılaştım. Acayip diyorum ama haberi sıfatlandıramadığım için bu kelimeyi kullandım. Zaten yazının başlığını duyunca beni daha iyi anlayacaksınız: Türkiye'de Tecavüz Mağduru Olmuş 11 Varlık... Bu listede de tecavüzcüler, yine insanlıktan çıkmış insanlar. Ama mağdurlar insanlar değil, hayvanlar hatta cansız manken, damacana, ayakkabı, rulman gibi nesneler...
 
Hal böyle olunca Ceylin'in ölümünün ardında tecavüz aramak işten bile değil maalesef. Yine içinde bulunduğumuz durumun iğrençliğinden olsa gerek akıl almaz çözüm önerilerini dile getiriyoruz. Gerçekten benzer her olayda olduğu üzere Ceylin'in ölümü üzerine herkes kadınları ve çocukları bu malum canavarlardan korumak için önerilerde bulundu. Aralarında tabii ki çok güzel öneriler de vardı. Ama benim bu yazıyı yazmama neden olan güzel öneriler değil çirkin önerilerdir.
 
Mesela bazı arkadaşlarım bir haftadır "kızları açık giydirmeyin" anlamına gelen bazı capsleri paylaşıyor. Başka bir grupsa çocukların ya da kadınların "her zaman, her yerde bulunmaması" gerektiğini ima eden paylaşımlarda bulunuyor... Bu tarz paylaşımlar suçu meşrulaştırmaktan başka bir şey değil oysa. İşin acı tarafı ise bu paylaşımları yapanlar arasında kadınlar ve eğitimciler de var.
 
Yani çocuk olmak, suç. Açık giyinmek, suç, Tenhada dolaşmak suç. Geç saatte dolaşmak, suç. Savunmasız olmak, suç. İnsan olmak, canlı olmak hatta sadece var olmak suç. Cezası; taciz, tevavüz hatta ölüm. Artık şansınıza ne çıkarsa...
 
Hayır sanki canavarlar büyük küçük ayırt ediyorlar... Sanki otobüste, metroda tacizci yok. Sanki canavarlar sadece belli saatlerde çalışıyorlar. Sanki örtülü insanlara tecavüz etmiyorlar... Sanki canavarlar sadece insanlara tecavüz etmekle yetiniyor!
 
Çocuklarımız, kadınlarımız hatta hayvanlarımız gönüllerince yiyip, içip, giyinip, gezip tozamıyorsa bu her şeyden evvel biz erkeklerin suçudur. Ortadaki sorunun kaynağı da biziz, çözümü de! Sonuçta her gün gazetelerde "kızların tecavüz ettiği bir erkek" haberi okumuyoruz, değil mi? Suçluyu başka yerde aramak erkek egemen toplumu koruma gayretidir, maalesef.
 
Sahi çözüm demişken... Nedense aklımıza hemen idam geliyor... Yahu sorunun özü zaten şiddet. Çözümü şiddet olur mu hiç? İdam gibi cezalar suçu bastırır, bir süreliğine.  Hatta suçu işlemeye engel olmaz, sadece suçu işleyip yakalanmama konusunda arayış içine iter, bu konuda suçluyu uzmanlaştırır. Daha önceki bir yazımızda, Aynı Şeyi Senin Anana Bacına Yapsalar Hoşuna Gider mi?, konu ile ilgili olarak şöyle yazmışız:
 
"Ne zaman böyle iğrenç şeyler meydana gelse hemen yasaların yetersizliğinden dem vurulur. 'Sallandıracaksın iki tanesini. Bak bakalım bir daha yapıyorlar mı?' diye beylik cümlelerle de tezler desteklenir. Oysa mağdur yakınlarının yüreğini bir parça soğutmak dışında cezaların çoğu zaman suçu bastırmaktan başka bir işe yaramadığı bir gerçek. Gel gelelim durum hassas olduğu için hiç kimse de karşı çıkamaz asıp kesenlere. Nitekim böyle bir durumda ağzından sağ duyu lafı çıkan, suçlularla eş tutulur.
 
Sorun kanunlarımız ya da kanunlarımızın suçlar karşısında ön gördüğü cezalar falan değil aslında. Nitekim çok sert cezalar verilen ülkelerde de bu iğrenç olaylar oluyor. Yani net bir caydırıcılıktan bile söz edemiyoruz. Asıl sorun ise ahlak, sadece ahlak. Daha doğrusu ahlaksızlık!"
 
Sonuç olarak tacizin, tecavüzün çözümü şiddetin çözümü ile aynıdır. Şiddeti azaltabildiğimiz zaman onları da azaltacağız. Bunu da şiddet eliyle değil eğitim ile yapabiliriz... Ancak sadece okulda yapılan eğitim ile değil. Bu iş evvela ailede başlamalı. Hem de en başında. Daha çocuk doğmadan, iki kişi evlenmeye karar verdiğinde. Bilinçli ailenin temeli böyle atılmalı.
 
Bu temelin güçlendirilmesi ise sadece okul eliyle olmamalı. Okullar, camiler, spor merkezleri başta olmak üzere kadının ve çocuğun girdiği her ortamda bu eğitim mütemadiyen devam etmeli. Biliyorum. Önerimin uygulanması çok zor ve masraflı. Ama sorunun çözümünün kolay olmasını beklemek büyük hata olur. Ancak ve ancak eğitim yoluyla bulduğu ilk fırsatta eline geçen her şeye tecavüz eden bir toplum olmaktan kurtuluruz. Başkası kandırmacadır, vakit kaybıdır!
 
 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..