Emeklisini bir yük olarak gören ülke...

“Koşar adımdı yıllar, yarım asra kadar

  Şimdi bir kaplumbağa edasıyla seyir halinde…

  Son deminde göçmen kuşlar, son vuruşunda kanatlar…

  Gidenler dönmedi beklenenler biziz şimdi…(E. Şahin)

***

Canlılar doğar, yaşar ve nihayetinde de ölürler. Kimse dünyaya kazık çakacak değil…

Ölüm, doğanın tüm canlılara sunduğu en önemli bir olgu, denge ve sevgidir. Ölüm olmasaydı dünyanın tadı tuzu kalmazdı…

Emekliler, yaşamın son demindeler… Son demlerini daha huzurlu, sağlıklı, sıkıntısız yaşayarak, vakti gelince de bu dünyadan göçüp gitmek istiyorlar…

Emeklisine –yaşlısına- çok iyi yaşam sunan ülkeler olduğu gibi emeklisini – yaşlısını- bir yük gibi gören ülkeler de vardır. Dünya’da emeklisine- yaşlısına-  en iyi gelir, sağlıklı çevre, sağlık hizmetleri, kendini geliştirme olanakları sunan ülkelerin başında Norveç, İsveç, İsviçre, Kanada, Almanya geliyor… Bu kriterlere göre ise Afganistan sonuncu iken Ülkemiz ise 96 ülke arasında ancak 77. sırada yer alıyor…

Ülkemizde yaklaşık rakamlarla 11 milyon emekli var. Emeklilerin %80’i erkeklerden ve % %20’si kadınlardan oluşuyor. Ülkemizde, SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR emeklileri var ve emekliler arasında da gelir dağılımı bakımından büyük farklılıklar var. Emekli maaşıyla geçinemeyen çoğu emekli zorunlu olarak çalışmaya devam ediyor.

Son on yılda çalışanlara göre emekli maaşlarında büyük gerilemeler olmuştur. Emekliler bir ölçüde unutulmuş, kendi hallerine bırakılmışlardır.

Örneğin : 2000’li yıllarda 1/4’ünden emekli olan öğretmenin maaşıyla 9/3’ünde çalışan öğretmenin maaşıyla aynı oranda devam ediyordu. AKP iktidarı döneminde bu oran yok edilerek; 9/3'deki öğretmenin bugünkü maaşı 2639 TL iken; bugün  1/4' ündeki emekli öğretmeni maaşı yaklaşık 2000 liradır. Bu demektir ki emekli öğretmenlerin maaşında ayda 600 TL çalınmıştır. Yalnış anlaşılmasın elbette  9/3'ündeki öğretmenin maaşını da yeterli görmüyorum. Benim burada anlatmak istediğim bu oranın emeklilerin aleyhine geliştiği yönündedir. Bu örneği öğretmenler için verdim ama diğer meslek ve kurumlardan emekli olanlar için de aynı şey söz konusudur…

Gelelim güncel olan bir konuya… Çalışan memur ve işçiler maaşlarının yatırıldığı bankalardan promosyon adıyla bir miktar para almaktadırlar. Bu promosyondan emeklilerin de yararlanması doğal bir hak iken, bunu vermemek için yıllardır uğraşıyorlar ve gelinen sonucu da hep beraber izliyoruz.

Buradaki asıl sorun emekliye bakış açısıdır. Emekliyi yok saymak, emekliyi bir yük olarak görme anlayışıdır. Bu aynı zamanda mevcut iktidarın da bir felsefesi gibidir. Emeklinin maaşlarını artırmayarak, promosyon gibi haklarını vermeyerek, emeklilerden yapılan kesintileri başka alt grup alanlarına aktararak denge sağlamaya çalışarak; emeklileri yoksullukta eşitleme anlayışlarına yönelmektir.

Türkiye, emeklileri mutsuz bir ülkedir. Gelişmiş ülkelerin emeklileri, Dünya turlarına çıkmaktayken, ülkemizin emeklileri iş bulma peşinde ve kahve köşelerindedir. İşsiz çocuklarıyla ekmeğini, parasını bölüşmek zorundadır…

Ülkelerin çağdaşlığı; emeklilere- yaşlılara- verdiği değerle ölçülüyor. Emeklisini, yaşlısını mutlu etmeyen bir ülkenin geleceği her zaman mutsuz olur…

Emeklilerin de; bu haksızlıklar karşısında güçlü bir örgütlenmeye giderek; emeklileri bir yük gibi gören anlayışlara oylarıyla dur demeleri gerekmektedir.

Emeklilere yönelik haksızlıkların giderilmesi, emeklilerin gelirlerinin artırılması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini istiyoruz. Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Devlet adamı Atatürk’ün şu sözleriyle yazımı bitiriyorum.

“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama gücünün en önemli bir ölçüsüdür”