Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '17

 
Kategori
Teknoloji
 

Endüstri 4.0'ın Neresindeyiz?

Endüstri 4.0'ın Neresindeyiz?
 

 

Sık sık gündeme gelir: Türkiye artık sanayileşmiş bir ülke mi? Yani Üçüncü Sanayi Devrimi’ni ikmal edip, gelişmişliğin en önemli ölçütlerinden biri olan “Sanayileşmiş bir ülke olmayı” başarabildi mi?

Aslında bunun basit bir göstergesi vardır: Sanayi sektörünün toplam GSMH içindeki payı, ihracatta sanayi ürünleri payı ve bu ürünler içinde orta ve yüksek teknolojili malların yüzdesi.

Aşağıda bu oranları görüyoruz:

GSMH için. pay: % 33    

İhracat.Sanayi Ürün.Payı: % 93    

Orta Teknoloji mal: % 33 

Yüksek Tekno. Mal: % 2.7

                                                                                          

Görüldüğü gibi özellikle ihracatımızdaki sanayi sektörü payı göz önüne alındığında Türkiye’nin artık sanayileşmiş bir ülke olduğunu söylememiz mümkündür. Ancak sanayileşmenin niteliği açısından bakıldığında orta ve özellikle yüksek teknolojili malların oransal düşüklüğü sanayileşmemizde bir problem olduğunu göstermektedir.

Belki de bunun temelinde yatan gerçek neden; ta Osmanlı döneminden başlayarak bugüne kadar bütün sanayi devrimlerini ıskalamış olmamızdır. İşte bu yüzden endüstrimizin büyük bir bölümü hâlâ İkinci Sanayi Devrimi şartlarında çalışmakta ve Üçüncü Sanayi Devrimi tam olarak özümlenmediğinden ihracatımızdaki ileri teknoloji oranı çok düşük bulunmaktadır.

Oysa şimdi önümüzde harika bir fırsat var. Henüz emekleme çağında bulunan endüstri 4.0-Dördüncü Sanayi Devrimine ileri ülkelerle birlikte ayak uydurabiliriz. Daha üçüncüsünü tam anlamıyla özümsemeden bu nasıl olacak diye sorulabilir. Ancak sektörün büyük bir bölümünde böyle bir potansiyelin var olduğunu, özellikle birbiri ardında faaliyete geçen/geçecek olan teknoloji geliştirme bölgelerinin bu dönüşümü başarabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla beraber Dördüncü Sanayi Devrimi sürecinde bir dilemma ( ikilem) ile karşılaşabileceğiz. Her şeyden önce sürecin yaygınlaşması ve endüstrinin bütününe yayılmasıyla (Tam otomasyon, robot kullanımı vb.) büyük bir vasıflı işsiz kütlesi ortaya çıkacak ve işsizler ordusuna eklenecektir. Zaten mevcut işsizlere iş bulmak için bir hayli zorlanan ve günden güne büyüyen bu sorun iyice içinden çıkılmaz bir hale gelecektir. Yok eğer “Biz biraz yavaştan alalım. İşsizler ordusunu büyütmeyelim” diye karar verilirse bu defa uluslararası rekabette açığa düşülecek ve gelişmiş ülkelerde Sanayi 4.0’ın bütün nimetlerinden yararlanılarak çok ucuza- kaliteli üretilmiş mallara karşı hiçbir şansımız olmayacaktır.

Tüsiad’ın 2014’te yapmış olduğu bir çalışmada halihazırda ucuz işgücü nedeniyle Almanya ile Türkiye arasında %23’lük bir avantaj olduğu, ancak Almanya’nın Endüstri 4.0 uygulamalarıyla bu farkın 2024’te %5’e düşeceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle kılı kırk yararak bir Endüstri 4.0 politikası izlenerek, kaosa yol açmadan çağdaş yüksek teknolojiyi yakalamak hedeflenmelidir.

Endüstri 4.0’a ayak uydurabilmek için Türkiye’de şimdiye kadar birçok çalışma yapıldığını biliyoruz. Gerek devlet ve gerekse özel sektörde konunun mahiyeti ve önemi bütün açıklığıyla ortaya konmuş, akademik çevrelerde tartışılmış ve hatta çoğu yabancı orijinli birçok şirkette ilk uygulamalar başlatılmıştır. (Siemens, General Elektrik, Bosch vb.) Büyük ölçüde dünyaya entegre olmuş yerli sanayi gruplarında da (Sabancı Holding, Koç Holding, Vestel) geniş ölçüde ar-Ge ve uygulama girişimleri yapıldığı biliniyor. Ancak düşük ve orta yoğunluklu teknoloji ile çalışan kobilerde bu konuda bir hayli sıkıntı mevcuttur. Gerek sermaye yetersizliği ve gerekse yüksek teknolojiye erişim güçlüğü nedeniyle imalat sanayinin ezici çoğunluğunu teşkil eden kobilerde Endüstri 4.0 rüzgârı çok geç uğrayabilecektir. Bu nedenle üniversite-kobi- teknokent işbirliğinin hızla arttırılması, bu konudaki kredi desteklerinin yükseltilmesi ve bulut bilişim gibi kobilerin ihtiyacı olan çözümleri üretecek vasıtaların teşvik edilmesi gerekmektedir.

Tüm bunlardan başka ülkemizde yüksek teknolojinin ve 2050-2070 hedeflerinin kapısını aralayacak Endüstri 4.0’ın yakalanması dünyanın gelişmiş geri kalanı ile birlikte uygulanması için:

- Her şeyden önce bir Endüstri 4.0 master planı hazırlanmalı ve bütün ilgili kurumların bu konuda nasıl hareket edecekleri ve uygulama takvimi hazırlanmalıdır.

- Bu konuda en önemli faktörün eğitim olduğu göz önünde tutularak, ilk okuldan başlamak suretiyle dünya standartlarında bir STEM ( Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik)  bilinci kazandırılmalıdır.

- Mevcut endüstri meslek liselerinin bu konuda yetersiz olabileceği göz önüne alınarak Endüstri 4.0’ı öğretecek “Teknoloji Liseleri” açılmalıdır.

- Mühendislik fakültelerinin özellikle yazılım ve endüstri mühendisliği bölümlerinde yoğun bir Endüstri 4.0 eğitimi verilmeli, diğer mühendislik dallarında da konu bütün yönleriyle işlenmelidir.( Mesela mimarlık ve inşaat mühendisliğinde smart city kavramı gibi)

-Yalnızca Endüstri 4.0’la ilgili Ar-Ge ve uygulama çalışmaları yapacak bir teknoloji geliştirme bölgesi kurulmalı veya mevcutlardan biri bu işle görevlendirilmelidir.

- Türkiye’de yetişmiş ve hatta ABD’nin yaptığı gibi dünyanın her köşesindeki parlak beyinlerin bu konuda çalışması için özel program ve teşvikler sağlanmalıdır.

Hiç şüphesiz tüm önlemler bunlardan ibaret değil. Ancak tarihimizde hiç görülmemiş  planlı ve azimli bir çalışmayla, Dördüncü Sanayi Devrimini kaçırmayarak, Türkiye’yi geleceğin ileri teknoloji ülkelerinden biri yapmak fırsatı önümüzde durmaktadır.

  

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..