Esad ve Suriye’ye daha ne kadar ‘duygusal’ bakacağız?

Türk “stratej”ler 2011 olaylarını, Esad’ın ve Suriye’nin geleceğini isabetli okuyamadılar…

Olayların nereye gideceğini, ne gibi gelişmeler olabileceğini doğru öngöremediler…

İktidar ve onun peşinde giden yanal kanal ve gazeteciler külliyen çuvalladı da hadiseye “muhalif” bakan pek çok “strateji uzmanı” da ziyadesiyle yanıldı…

Bu muhaliflerden birisi de, son zamanlarda üzerine övgüler düzülen, parlatılmaya çalışılan, MHP eski milletvekili Sinan Oğan… Oğan, 2012’de, Habertürk’te canlı olarak yayınlanan bir programda, “Rusya’nın Suriye’ye desteğinin sonucu ne olur?” şeklindeki bir soruya; “Göreceksiniz, Rusya da belli çıkarlarını elde ettikten sonra Esad’ı yalnız bırakacak, Suriye’den ilgisini çekecek, Suriye birkaç ay içinde düşecek” mealinde bir cevap vermişti.

İktidarı-muhalifi, 2012’lerde hep benzer görüşteydi…

Haklarını yemeyelim, Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi yorumcuları, Suriye hadiselerine farklı bakıyor; “Suriye ve Esad’ın direneceğini, Rusya’nın da desteğini sürdüreceğini” yazıyor, söylüyorlardı… Haklı çıktılar.

Şimdi, 2015’in sonlarına geldik…

Rusya, Suriye’ye desteğini çekmek biyana daha da artırdı… Hatta fiilen Esad’ın yanında savaşa girdi, Esad karşıtlarına hava taarruzları başlattı…

Hal böyleyken, Esad ve Suriye’ye 2012’lerdeki “duygusal bakış açısı” sürüyor.

Bu bakış açısına sahip olanlardan birisi de ne yazık ki Radikal yazarlarından Murat Yetkin!

Yetkin, dünkü (30/09) yazısının başlığından soruyor: “Putin, Esad’ın yükünü daha ne kadar taşıyabilecek?”

Cevap verelim: Putin, kimsenin yükünü falan taşımıyor… Putin, binlerce kilometre öteden, ülkesinin “hayatî çıkarlarını” savunuyor.

Ortadoğu’yu, tarihî hasmı olan “Batı Bloku”na terk etmek, zengin kaynakları sadece onlara bırakmak istemiyor…

Daha önemlisi, ABD’nin öncülüğünü yaptığı Batı’nın, Rusya’yı, güneyden adım adım kuşatmasına göz yummayacağını gösteriyor.

Putin’in Esad’a sahip çıkımasının sebebi, Esad’ın Batı karşıtı, Rus yanlısı olmasından başka bir şey değildir. Esad’ın yerine “ikame” edebileceği başka bir “lider” veya kurum olsa, Esad’ı hemen bırakabilir ama bugünün gerçeği bu… İktidarda Esad var!

Murat Yetkin, Yazısının baş tarafında Putin’in tutumumun “vicdanî” olmadığını söylüyor.

Tabii insanın aklına, “Bu iç savaş çıkartılırken, 10 milyondan fazla insan evini-barkını terk ederken, sığınmacı haline getirilirken vicdan neredeydi?” suali geliyor.

Öte yandan, devletlerin çıkar çatışmalarında “vicdanî ölçüler”in dikkate alındığına dair hiçbir kuralın olduğunu da, uygulandığını da görmedik. Bunlar “duygusal” yaklaşımlar… Bu yaklaşım insanî ancak sorunun çözümü bakımından faydalı değil…

Yetkin, yazısının son tarafında ise Putin’in Esad’ı muhtemel destekleme gerekçelerini sayıyor ve “öyleyse bile doğru bir strateji gibi görünmüyor” hükmünü veriyor.

Bence, Sayın Yetkin, olayı Putin’in gözüyle görmüyor… Çünkü o “strateji”nin Rusya açısından son derece başarılı, doğru ve isabetli olduğu görünüyor.

Suriye Batı’ya teslim olmadığına göre, bu “doğruluk” kanıtlanmış olmuyor mu?

x   x   x

KÖK

Kötülüğün yapraklarına saldıran her bin kişiye karşılık, ancak bir kişi köküne saldırır.

Thoreau