Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '18

     
    Kategori
    Gündelik Yaşam
     

    Etrafınıza Bi Bakın

    Etrafınıza Bi Bakın
     

    Etrafınıza dikkatli baktınız mı? Ya da soruyu baştan alayım. Etrafınıza hiç baktınız mı?  Mesela köşede asılmış fotoğrafa ya da komşunuzun pencere önüne öylece bıraktığı saksıya ya da sokağınızda koşuşturan çocukların yıpranmış elbiselerine? İzniniz var mıydı bilmiyorum ama şu an aklınızdan geçenleri az çok okuyabiliyorum. Ve sizin için kendi aklımdan geçenleri buraya bırakıyorum, rahatça okuyabilirsiniz :) 

    Bugün evimize gelen misafir, çocukluğunun geçtiği yolları tekrar yürüdüğünü söyledi. Genç de değil bu arada ama kilometreler de önünde engel değil. 'Konuşarak yürümek iyi oluyor' diyor. Aslında tek başına yürümüş ve konuştuğu şeyler anıları. Çocukluğunda etrafında koşturduğu, zaman zaman dinlendiği ağacın gölgesine oturmuş tekrar. Kafasını kocaman dallara çevirmiş ve konuşmaya başlamış: ''Senin gövdeni kestiler mi ağaç? Sen yine de topraktan gücünü alıp dik durmuşsun bak yine gölgendeyim!'' Tek tek anlattı ağaçla, suyla nasıl muhabbet ettiğini. Hayranlıkla dinledim, bol bol güldük. Hatta müsait olduğunuzda davetlimsiniz, gelin beraber gidelim Dudu teyzenin evine. Yetiştirdiği çiçeklere, meyvelere, sebzelere, rengârenk evine bakalım. Her yerden duyulan kahkahalarına eşlik edelim. Bence gayet makul bi davet, bunu bir düşünün. Böylece onunla minik bir sohbetten sonra hayat enerjimizi içimizden söküp atan günümüz dünyasına karşı gelebiliriz belki. Doğayla dost olup onunla alışveriş yapabiliriz ya da anılarla konuşabiliriz.

    Ben de zaman zaman bir köşeye geçip etrafa bakıyorum. Belki Dudu teyzeden gelen genlerimdendir bilmiyorum, içimden kelimeler dağıtıyorum oraya buraya. Belki bir insana, belki bir meyveye, belki bir saate… Gerçi şu zamanda bir boşluk bulup bunlara zaman ayırmak da biraz zor ama inanın denemeye değer.

    Yukarıdaki fotoğrafa bakın. O kış kar çok fazla yağmıştı, düşünün ikinci kattaki evimize giremedik. Biz de bir tanıdığa geçtik. Annemle ev sahibi muhabbet ederken o boşluğu yakalım. Bu resmi köyümüzdeki bakkal yapmış. Uzun uzun baktım, diğer resimlerini de inceledim, elleriyle yaptığı tahtadan eşyalara baktım. Aslında kabuğumuzdan çıkıp perdeleri açtığımızda insanları gerçekten hissedebiliriz. Kıyıda köşede belki yanınızda, siyah-beyaz biraz da kahverengi dünyayı rengârenk umutlarla boyayabilen insanlar var. Ve o insanların çoktan rafa kaldırdıkları, bir köşeye attıkları hayalleri var. Öyle hayaller ki ertelenmemiş bile. Bir yandan da belki küçük bir umuttan belki kıyamamaktan başköşeye asılmış -askıya alınmış- hayaller…

     

    Aklımdan geçenleri bıraktım. Çok mu oradan buradan bahsettim bilmiyorum ama buradaki ilk yazım ve aklım da biraz karışık, maruz görün ve etrafınıza bi bakın :)

     
    Toplam blog
    : 1
    : 165
    Kayıt tarihi
    : 11.07.18
     
     

    Neşe dolu ve kaçıp gitmeye çalışan bir şeyin temsili. ..