Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '12

 
Kategori
Eğitim
 

Ezber insanı esir alır

Ezber insanı esir alır
 

Ela hanım "kar topu" oynuyor:)


“Geleceğin cahili bilmeyen değil, nasıl öğreneceğini bilmeyendir.”

(Alven Tofler)

İşte bu!

Sıkıntı bu!

Ezber ve öğrenememek!

Kolay öğrenmeyi becerememek!

Cehalet zehrinin panzehri öğrenmektir.

Öğrenme, ezberin yapamadığını yapıp, bilginin bünyece emilmesidir.

Ve yeri geldiğinde kullanabilmektir.

Ezber kişiyi esir alır, öğrenmeyse özgürlük tanır.

Ezbersiz toplum kolay, kolay etkilenip yönlendirilemez!

Kendi ayaklarına kurşun sıkmaz!

Hayır demesini bilir çünkü...

Öğrenme;

Bilinçlenmedir,

Neden, niçin sorularıyla, nerede, nasıl, ne zaman sorularının bileşkesidir.

Neden, niçin sorularını sorup, aldığı yanıtı, nasıl nerede ne zaman kullanabileceğini saptamaktır.

Eğitim bilimlerinde öğrenme şöyle tanımlanmaktadır:

“Bilgiyi kavrama,

Beceri gücü kazanma,

Sezi gücü elde etme,

Bilgiyi transfer etme”

Dikkat edilirse burada;

Bilgiden daha önemlisi, bilginin iyi yorumlanması ve nerede kullanılacağının fark edilmesi önem arz ediyor.

Aslında bilgi başlı başına çok önem taşımıyor. Yaşama uygulanan bilgi önem arz ediyor. Topraktaki elmas gibi...

Bloom diyor ki: “Bir bilgiyi bir kişi öğrenirse herkes öğrenir.” Buna öğrenme bilinci deniyor.

Bir de en kolay, merak edilen bilgi öğrenilir. Bunun için aile, okul ve çevre çocuğa öğrenme merakı aşılamalı her şeyden önce...

Ve her insan belirli kalıba bağlı olarak öğrenir. Buna “öğrenme kalıbı” deniyor. Kişi öğrenme kalıbını bilirse kolay öğrenir.

 Bunu kişi kendi saptayacak, ona anne babası ve okul bu konuda yardım edecek.

Bunları birçok kimse yeri geldiğinde yapıyor ama bir sistematiğe bağlanmayınca işe yaramıyor tabii...

Bunu yapabilen farkı yakalıyor.

Merak söz konusu olunca da ilgi alanı devreye giriyor.

Kişi en çok ilgi alanına girenleri merak ediyor. Onları en kolay öğreniyor.

Bu da bize şu görevi yüklüyor:

Yetişme dönemindeysek ilgi alanımızı doğru saptamalıyız.

Yetişkinsek, çocuğumuzun ilgi alanının saptamasına yardımcı olmalıyız.

Öğretmensek öğrencilerimizin ilgi alanlarını saptamalarını mutlaka gerçekleştirmeliyiz.

 Ama...

Üzgünüm ki bizim öğretmenlerin ve ailelerin büyük çoğunluğunun bu konuda duyarlılıkları yetersiz.

Bütün bunlara öğrenme karakterini saptamayı da koymalıyız.  

İnsan; “görsel, işitsel ve kinetiksel” karakterlerden biri ya da birkaçını birlikte taşır.

İnsan bunu ve öğrenme yöntemlerinin analitik mi sentetik mi olduğunu da bilgi dağarcığına koyup öğrenmeye öyle koyulmalı.

Yukarıda sözünü ettiğimiz saptamalar insanın kan grubunu bilmesi kadar önemlidir.

“Bilgi çağında insan öğrenmesini bilmezse ancak öğrenemez ve cahil kalır.”

Cahil insan sıradan bir yaratıktır bugünlerdeL

Saygılarımla...

 

 

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..