Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Ramazan İlker Erdoğan

http://blog.milliyet.com.tr/ilkerdeep

04 Mart '13

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe aslında nerede kaybetti?

Fenerbahçe aslında nerede kaybetti?
 

Fenerbahçe'den "KOCAMAN" hayal kırıklığı


En son diyeceğimi en baştan söyleyim. Bu maç sabaha kadar oynansa, Beşiktaş'ın kazanması zordu. Peki ne oldu da, kazandılar? Asıl doğru soru, maçı Beşiktaş mı kazandı yoksa Fenerbahçe mi kaybetti? Bu soruların cevaplarını, dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.

Aslında çoğu maç zannettiğimizin aksine, başlamadan kazanılır. Maç için yapılan taktik hazırlık, dizilişler, maç kadrosu, oyun stratejisi, rakibinizin zayıf ve kuvvetli yönleri, duran top ve kontra atak setleriniz gibi bir çok şeyi, oyun içinde karşılaşabileceğiniz durumlara hazırlıklı olmak için yaparsınız.

Peki maç öncesi durum nasıldı? İlk 11'ler geldiğinde, Yobo'nun olmadığını gören herkes,maçın zor geçeceğini anladı. Üstüne bir de Hasan Ali'nin yerine Ziegler'in oynaması defansta işlerin yolunda gitmeyeceğine dair ilk işaretlerdi çünkü Ziegler'in uyumu normal olarak Hasan Ali ile kıyas kabul etmez.

Maç başladığında ise başka bir şey gördük, Beşiktaş beklenildiği gibi orta sahada dirençli ve istekli; Fenerbahçe ise kontrollü ve soğukkanlı oynamaya çalışıyordu. İlk 15-20 dakika böyle giderken, sonra Fenerbahçe orta sahası pas yapmaya ve kontrolü ele geçirmeye başladı. Gol geliyorum derken önce ofsayttan sayılmayan (aslında gol olan) ve ardından kornerden atılan gol, bir anda her şeyi değiştirdi.

Golden sonra herkes, Fenerbahçe'nin rahat oynayacağını ve maçı kolaylıkla kazanacağını düşünürken beklenmedik (aslında beklenen) bir şey oldu. Önce olmayan el,sonra defansın hatası derken  ters bir vuruşla beraberlik golü geldi. Maç tekrar baştaki durumuna döndü.

İkinci yarı, ilk devrenin durgun isimlerinden Baroni ve/veya Kuyt'un çıkması beklenirken Aykut Kocaman oyundan memnun(!) olacak ki hiçbir değişiklik yapmadı ve bence maçtaki "ilk büyük yanlışını" yaptı. İkinci yarı başlangıcı da ilk yarıdaki gibi olunca, gol gecikmedi. Bu sefer gol, eski bir tanıdıktan "Niang"tandı. Goldeki hatalar zinciri, ilk golü hatırlattı. Yine yüksek top, yine defans hatası, güzel bir golcü vuruşu, Beşiktaş'ı öne geçirdi.

Golden sonra aklı başına gelen Fenerbahçe,tekrar bastırmaya başladı. Zaten gol de gecikmedi ve hemen geldi. Berabelik golünden sonra, iki takım da fazla riske girmedi ve maç tekrar kontrol oyununa döndü. Derken maçın "kırılma anı" geldi çattı, 72. dakikada Fenerbahçe'nin yaptığı oyuncu değişiklikleri maçın skorunu belirledi. Meireles ve Baroni'nin çıkması, Caner ve Mehmet Topal'ın oyuna girip 4-4-2'ye dönülmesi, beklenen hücum etkinliğini getirmek bir yana orta sahanın kontrolünü tamamen Beşiktaş'a bıraktı. Skorun 90+3'te belirlenmesi ise, İnönü Stadı'ndaki son derbinin klasikler arasına girmesini ve unutulmaz maçlardan biri olmasını (her BJK-FB maçında olduğu gibi) sağladı.

Şimdi maç bittikten sonra sakince düşünecek olursak, maçın tüm dönüm noktalarında Aykut Kocaman'ın bariz hataları olduğunu görebiliyoruz. Maç öncesi kadro seçimi, maç sırasında oyuncu değişiklikleri hep Fenerbahçe'nin aleyhine çalıştı, bunda da Aykut Hoca'nın günahı büyük, en az oyuncuları kadar hatalı. Maçı kazanayım derken kontrolü tamamen Beşiktaş'a kaptırıp,maçın kaybedilmesindeki baş sorumlu oldu.

Bir kaç söz de hakemler için söylemek isterim, hadi ofsaytı görememeyi anlarım, faulü çalmamayı da anlarım ama 2 metre uzaktan, eller açık değilken hem de az önce Beşiktaş cezasahasındaki aynı pozisyonu doğru olarak oynatmışken Meireles'in eline çarpan topta serbest vuruş vermeyi anlayamıyorum. Bir pozisyonda, avantaj kuralını çok doğru oynatıp (FB'nin pozisyonu) başka bir pozisyonda hemen düdük çalıp faulü vermek, takımlardan çok hakemin kendisine zarar verir. Futbolcuların ve kamuoyunun güvenini,saygısını kaybeder. Futbol hatalar oyunu, oyuncular da hakemler de hata yapacak, önemli olan "hakemlerin kararlarında standartları yakalaması"dır. Yoksa Fenerbahçe'nin maçı kaybetmesinin veya Beşiktaş'ın kazanmasının sebebi tabi ki hakem kararları değil.Teknik direktörlerin verdiği kararlar ve futbolcuların sahada yaptıkları sonucu belirler.

Son söz olarak, Beşiktaş'ın oyunu hakkında bir kaç söz söylemeden olmaz çünkü müsabaka rakiple oynanır. Kadrosu nispetinde,elinden gelen mücadelenin hepsini verdi. Taraftarı ne kadar gurur duysa azdır, kendisinden kat kat pahalı ve kaliteli isimlere karşı zaman zaman oyundan düşse de mücadeleyi sonuna kadar sürdürdü. Bunun ödülünü de "epik" bir maç sonuyla aldı. Şimdi önlerinde kritik bir Trabzon maçı var, bu maçı da kazanırlarsa; şampiyonluk onlar için "FEDA" sezonunda "RÜYA" gibi bir son olabilir. Fenerbahçe içinse söylenecek çok şey var ama tek şunu söyleyim, "yazık oluyor" bu takıma, eline geçen fırsatları çok kötü kullanıyor, GS ne zaman puan kaybetse onlar da kaybediyor, 10 hafta kaldı, ligin boyu kısaldı, artık hataya yer yok, bir an önce toparlanmak zorundalar.

 
Toplam blog
: 10
: 528
Kayıt tarihi
: 25.09.09
 
 

16 Temmuz 1980, İstanbul doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. İSMEK'in açtı..