Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe şampiyonluğu kaybederken ne kazandı?

Fenerbahçe şampiyonluğu kaybederken ne kazandı?
 

Son yazılarımda sürekli Fenerbahçe' nin teknik zafiyetine değindim. Hatta Alex bile kendi sitesi üzerinden hocasına eleştiri yaptı. Benim, birkaç köşe yazarının, hatta Alex' in bile gördüğü ama Fenerbahçe taraftarının çoğunluğu ile Fenerbahçe medyası tarafından bir türlü kabullenilemeyen bu durum, Fenerbahçe' ye zarar veriyor. Camianın çocuğu, beyefendi ve kaliteli bir insan olan Aykut Kocaman' ın geçen sene takımı şampiyon yapması, taraftar ve bir kısım medyanın gözlerini tamemen boyadı. Oysa ki geçen senenin ik yarısındaki perişanlık ve şampiyonluğun ite kaka son maç geldiği gerçeğini kimse hatırlamıyor. İyi bir insan olmak, adam gibi adam olmak gibi vasıflarına yürekten katıldığım Aykut Kocaman' ın hocalık konusunda yetersiz olduğunu düşünüyorum.

Gelin eğri oturup doğru konuşalım. Sportif direktörlüğü döneminden bu yana Kocaman Fenerbahçe' ye bir fark getirmedi. Bir devrim yapmadı. Bir futbol mentalitesi oluşturmadı. Bir ekol yaratmadı. Kocaman, Daum ve Zico döneminden bu yana gelen futbol anlayışını devam ettirdi. Buna ek olarak da, pek çok hatalı transfere imza attı. İşte Bilica, Sezer, Dia, Orhan, Özer, Cristian, Ziegler, Bienvenu. Pek çok gelecek vaat etmeyen futbolcuda gereksiz israr etti. İşte Selçuk, işte Bienvenu, işte Dia. Pek çok formsuz futbolcuya haftalar boyu forma verdi. İşte Serdar, işte Gökhan, işte Ziegler ve hatta Alex. Bu kadar hatalı işe rağmen geçen sene zor bela gelen ve hala şaibesi süren bir şampiyonluk ve bu sene de lider GS ile arada 9 puan farkla ikincilik. Bunları başarı olarak lanse eden Yıldırım güdümlü köşe yazarları, taraftar gruplarının da desteği ile taraftarı Aykut Kocaman' ı pompalıyorlar. Oysa bu durum Fenerbahçe' ye büyük zarar veriyor. Neden?

Birincisi, Aykut Kocaman teknik direktörlük kariyeri boyunca hiçbir takımda başarılı olamamış bir hocadır. Elle tutulur hiçbir başarısı yoktur. Nurullah Sağlam, Ersun Yanal ve hatta Yılmaz Vural kadar bile başarılı değildir. Buna rağmen Aziz Yıldırım tarafından yapılan bir operasyon ile Daum' un yanında staj yaptırılmış (bu sportif direktörlük olayı Aykut' un karizması çizilmesin diye icat edilmiş bir stajdır) ve apar topar Fenerbahçe' ye hoca yapılmıştır. Fenerbahçe' ye hoca olmak için camianın çocuğu olmak yetmez. Ancak Aziz Yıldırım böyle istemiştir ve olan Fenerbahçe' ye olmuştur. Aziz Yıldırım' ın Aykut üzerinde israr etmesinin en önemli nedeni Aykut' u uzaktan kontrol edebilmesidir. Evet, tam tersini düşünseniz bile, Aykut' un Aziz Yıldırım' a olan saygısı, bu tür bir kontrole maalesef izin vermektedir. Düşünsenize, Fenerbahçe' nin başında Hector Cuper olsa, bu hocaya Aziz Yıldırım karışabilir mi?

İkincisi, Aykut Kocaman' ın hocalık tecrübesi ve başarısının olmamasına ek olarak, bir lider olarak karizması da yoktur. Bugün bir Cuper' in, bir Şenol Güneş' in bir Terim' in yanında, stajyer hoca veya yardımcı antrenör gibi durmaktadır. Kendi takımı içinde bile çoğunluk tarafından sayılan bir hoca olamamıştır. Camia tarafından, takımın bir kısmı tarafından ve yönetim tarafından sevilmektedir, ama kendisine bir hoca olarak saygı duyulmamaktadır. Asık suratlı olmayı karizma olmak zannederek hareket etmekte ve bir lider enerjisi saçmamaktadır. İyi bir lider, sorumluluğu üzerine alırken, o hep sorumluluktan kaçma yolunu seçmiştir. Takımını suçlamıştır. En son çare konuşmamayı seçmiştir. Hatta Fenerbahçe' nin geçtiği zorlu psikolojik savaştan dahi medet ummuş, bunun arkasına biel saklanmıştır. Bir kısım futbolcuların ve taraftarın sevgisi ile koltuğunun sağlam olduğunu düşünerek, rahat hareket etmektedir. Arkasında Aziz Yıdlırım ve taraftar olduğunu bildiği için, kafasının dikine gitmekte, hata üstüne hata yapmakta, kimseleri dinlememektedir. Takımın yıldız oyuncusu Alex' in bile eleştirilerine maruz kalmıştır. Bu karizmanın bittiği noktadır.

Üçüncüsü, Aykut Kocaman cesuri bir hoca değildir. Bu sezon sadece Galatasaray maçı değil, Fenerbahçe' nin öne geçtiği her maçta geri yaslanmasını bir taktik olarak benimseyen ve uygulatan bir adamın, cesur olduğunu dile getirmek mümkün değildir. Fenerbahçe tarihinde, GS' dan en fazla çekinen hoca olarak tarihe geçmiştir. 2-2 'nin özeti de budur. Bir tarafta cesur ve kendine güvenli Terim, diğer tarafta rakibinden çekinen, kendine güvensiz Aykut Kocaman. Taraftarın bu acı gerçeği, hala fark edememiş olması çok acıdır. Hiç bir hoca yoktur ki, Fenerbahçe' nin en kötü zamanında takımı Galatasaray' a karşı böyle ezik oynasın. Taraftarın bunu kabullenmesinde, Aziz Yıldırım' ın desteği büyük önem taşımaktadır. Hoca ile 3 sene sözleşme yenilenmesi bu sebepledir.

Bu son sözleşme yenileme adımı ile Fenerbahçe, Aykut Kocaman ile koca bir 3 sene daha kaybetme yolunda önemli bir adım atmıştır. Ancak son GS beraberliği ve muhtemel bir play off hezimeti, hocanın taraftar nezdindeki kredisini azaltma ve Aziz Yıldırım' ın Aykut Kocaman israrlarından vazgeçmesine sebep olabilecektr. Hocanın, çekingen futbolu ile taraftarın memnuniyetsizliği ortaya çıkmış, bu durum da Fenerbahçe' nin Aykut Kocaman' dan kurtulması için biz gerçekleri görenlere biraz umut vermiştir. Zaman, Alex' in haklı olduğunu bir kere daha gözler önüne sermiştir.

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..