Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '18

     
    Kategori
    Gündelik Yaşam
     

    Fight Club, Kapitalizm ve Planlı Eskitme Üzerine

    Fight Club, Kapitalizm ve Planlı Eskitme Üzerine
     

    Fight Club filmi, yıllardır izlemek için ertelediğim ve çok iyi olduğunu bilmeme rağmen, ancak yıllar sonra geçen Cumartesi izleyebildiğim bir film. Burada Fight Club’un ne kadar iyi bir film olduğunu size anlatmayacağım, Fight Club her gün hayatımdaki yaşadığım bazı olayların farkına varmamı sağladı, bu yönüyle bende özel bir yer edindi.

    Film sisteme aykırı bir film, kapitalist sisteme de göndermeler yapılıyor sürekli, kapitalizmi her ne kadar kötü bulsam da biraz da olsa insanların ona muhtaç olduğunu düşünenlerdenim, filmi bu yazıda biraz araç olarak kullanacağım.

    Okul hayatımdan kalan çoğu zamanda gelecek için çalışmaktan sonra gelecek için hayaller kurarım, bir çoğumuzda zaten böyle yapar. Kendimi hep, yıllardır uğruna çalıştığı hedefleri bulmuş, bir amaca ulaşmış ve bir diğer amacı kovalayan bir insan olarak hayal ederim. Birçok insan da hep geleceği hayal eder.

    Filmdeki karakter buna ulaşmış gibi ancak bir de bir çeşit huzursuzluğun içinde. Huzursuzluğunu evine sürekli yeni eşyalar alarak geçiştiren, hayatının tatminsizliğini sürekli yeni mobilyalar yeni eşyalar alarak geçiştiren birisi. Ama olayın şöyle bir güzelliği var karakter tatminsizliğinin farkında. Hayatlarımızda da hepimiz böyle sayılırız aslında.

    Hayatınızın her döneminde farklı olaylardan dolayı bu tatminsizlikleri yaşayıp hayatımızın ne kadar monoton olduğundan şikayet ederiz. İnsanlar böyle yaşamaya alışmış ve biz de böyle yaşamak zorundayız. Ama Dünya’da insanlar bu sistem denilen şeye birçok kez yeniliyor.

    Düşünsenize, bir cep telefonu çıkıyor ve insanlar onu bir prestij olarak görüp onu satın almak istiyorlar, bu gayet normal bir durum ancak sistem onu planlı bir şekilde eskitiyor, ve normalde yıllarca rahatça kullanabileceğiniz şeylere sırf planlı eskitmeden dolayı bir şekilde kendi kendine ömrünü tamamlamasından dolayı tekrar para ödüyorsunuz, bu şekilde sistem için kazandığınız parayı yine devrin dönmesi için harcamış oluyorsunuz. Aslında bu gelişen teknoloji sayesinde gayet normal bir durum olsa bile cidden kayda değmeyen değişikliklerle insanların sürümlere para ödemesi, ve bunu bir zorunluluk gibi düşünmesi garipsenecek bir durum. İnsanların hep psikolojik olarak üstünlük sağlamasından dolayı bu çarkta olduğunu düşünürüm. Belki de tüketim çılgınlıklarımızdan dolayı planlı eskitmeye kurban gidiyoruzdur.

    “Biz tüketiciyiz. Tutkulu bir yaşam tarzının yan ürünleriyiz. Boşversene. Çimen yeşili çizgili oturma grubunu da boşver. bence eksiksiz olmaya kalkışma. mükemmel olmaya hiç çalışma. Bırak evrilelim. Bırakalım her şey düşeceği yere düşsün.”

    Filmde karakter bir şeyleri yanlış yapmasının farkına özgür bir insanla beraber varıyor, onun sayesinde hayatındaki bazı insanlardan kurtuluyor, onunla beraber bazı şeyleri önemsememesi gerektiğinin farkına varıyor, sistemi önemsemiyor ama bir süre sonra sistemin başında oluyor aslında.

    Hiç emekli olmadım ama bu karakterin dinginliğine bence insanlar ancak emekliliklerinde ulaşabiliyorlar. Yıllarca süren hayatlarında belki de bu dişlinin bir parçası olduklarını bilmeden yaşıyorlar ve devam ediyorlar.

    Amerika’nın zamanında bireyin hayatındaki zorluklara katlanabilmesi ve toplumun manipülesi için, sisteme bağlayıcı ama aynı zamanda sisteme eleştiri getiren, şiddet ve aksiyon içeren filmler yaptıklarını okumuştum. Bunun başında The Matrix ve Fight Club geliyordu. O zamanlar insanları sisteme böyle daha iyi bağladıklarını ve deli gibi gişe yapıp amaçlarına ulaştıklarını okumuştum.

    Fight Club beni tam burada, hayal kırıklığına uğrattı, çünkü filmin bana verdiği o aykırı mesajı, filmle ilgili birkaç bir şey okuyup sonra resmi Fight Club sabunlarını, resmi ürünlerini görünce filmin verdiği tüm havanın aslında filmle kaldığını anladım. Günün sonunda Dünya böyle bir yer, ve üzerinde Fight Club yazan bir sabunun üzerinde bir şey yazmayandan hiçbir farkı yok.

    Sisteme eleştiri getirmek, benim sisteme karşı olduğum anlamına da gelmiyor çünkü insanlar sisteme uymaya alışmış ve ben de bu düzenin bir ferdi olduğumun farkındayım, mesela 1.5 yıl sonra büyük bir sınava gireceğim ve bu sınav hakkında her gün bir şeyler değişebiliyor ancak buna karşı gelemiyorum çünkü tek başıma bir şeyi değiştiremem, ve birçoğu da benim gibi düşünüp tek başına bir şey yapamayacağına inanıyor.

    Bu filmden sonra sadece biraz daha bir şeylerin farkına varmış gibi hissettim. Özetle Fight Club, izlemenizi önerdiğim bir film. Sistem gibi sözcükleri ve böyle yazıları pek klişe bulsam da, Fight Club’tan girince böyle bitirmiş bulundum, okuduğunuz için teşekkür ederim, Fight Club’tan güzel bir alıntı ile bitirmek istiyorum.

    Hiçbir zaman tamamlamış olmayayım nolur!

     
     
    Toplam blog
    : 1
    : 699
    Kayıt tarihi
    : 11.03.18
     
     

    İsmim Ege, 16 yaşındayım ve blog yazmayı çok seviyorum. ..