Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '17

 
Kategori
Sinema
 

Fransız Sineması ve Lumiere Kardeşler

Fransız Sineması ve Lumiere Kardeşler
 

“Edison’ın kinetoskopu, bizi kalabalık bir salondaki seyircilere, hareket eden insanları, nesneleri bir perde üzerinde, gerçeğe uygun bir biçimde gösterebilme düşüncesine yöneltti. 1894 yılı sonuna doğru bir sabah kardeşimin odasına gittiğimde, bana rahatsızlandığı için gece uyuyamadığını ve düşündüklerimizi gerçekleştirebilecek bir düzenek tasarladığını söyledi. Görüntü içeren film, kenarlarına açılacak deliklere sırayla girecek tırnaklar aracılığıyla, dikiş makinesindeki yönteme benzer bir biçimde yukarıdan aşağıya doğru hareket ettirilecekti. Kardeşim bir gecede sinematografi bulmuştu.”

Ve sinematografinin bulunması ile birlikte sinema Fransa da doğacaktı…

Çektikleri ilk kısa film babalarının fabrikasında işçilerin çıkışını gösteren “Lumiere fabrikasından işçilerin çıkışı“ adlı filmdi. Bununla beraber her yere taşıyabildikleri bu sinematografi ile çektikleri birkaç kısa filmden de sonra 28 Aralık 1895 te ilk halka açık gösteriyi yaptılar. Çok beğeni alan Lumiere kardeşler film gösterimleri yapmaya devam ettiler. Fakat daha farklı ve dikkat çekici konulara ihtiyaçları vardı ve birçok kişiyi çeşitli ülkelere yollayıp oralarda çekim yaptılar. Lumiere kardeşler yeniliklere olan meraklarıyla sinemanın temellerini bu şekilde attılar.

Fakat tüm anlayışlar değişiyordu 2. Dünya savaşından sonra. Sarsılan ekonomi, değişen ve kötüleşen yaşam standartları sinema da yeni bir arayışa sebep olmuştu.  Daha toplumsal ve gerçekçi konuları işleyen sinema akımları çıkmaya başladı.  Fransa’da “Yeni dalga” akımı ortaya çıktı.

Fransız sinemasının en büyük dönemi olan 1934 yılında, 1930 yıllarının soyut düşüncesini bir kenara bırakıp, yapıtlarında küçük burjuva, işçi sınıfı ve onun çevresini konu ederek temeline toplum problemlerini de koydu. Yeni dalga yönetmenlerinin, hep kendi fikirlerini ve düşüncelerini sinemaya aktarmaları hepsinin birbirinden farklı filmler üretmesine ve ayrı konularda filmler çıkarmalarını sağlamıştır. Bu akım aynı zaman da kalıpların dışına çıkarak, özgürce fikirlerin aktarılabileceği bir alan olarak gösteriyordu sinemayı. Bu tutum zamanla dünya sinemacıları tarafından da benimsendi ve “yaratıcılar sineması” doğdu. Fransız sineması on yıllarca dünya sinemasına yön veren en büyük etkenlerden biriydi. İyi yönetmenler yetiştirmiş her zaman önde olmayı başarabilmiştir. Şuan büyük ölçüde değişse bile sinemanın doğuşunu ve gelişmesini ilerletmiştir.

Yeni dalga akımının temelini atan film

François Truffaut: "Les Quatre Cents Coups" (400- Darbe) 1959

Hiroshima mon amour / Hiroşima Sevgilim (1959)

Fotoğrafçılıktan filme geçiş aya yolculuk (Le Voyage dans la lune, 1902)

İlk filmin kabulü Arrivée d'un train gare de Vincennes 1895

Paris nous appartient / Paris Belongs to Us / Paris Bizimdir (1961)

Sinema tarihinde ilk karşılaşılan sansür: Mayıs 1896 da Rus Çarı II. Nikola’nın halkı selamlamasını çekerken tribün çökmüştür ve kardeşler görüntüleri an be an kayıt altına almıştır. Kayıtlara, sonrasında polis el koyar ve halka gösterilmesi engellenir.

 
Toplam blog
: 2
: 213
Kayıt tarihi
: 04.06.17
 
 

Yazdıkça çoğalacak içimizdeki huzur, büyüyecek sevgimiz. Öğrendikçe büyüyeceğiz, öğrendikçe geliş..