Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '17

 
Kategori
Futbol
 

Futbolda neyimiz eksik?

Futbolda neyimiz eksik?
 

cagdasliderler.blogspot.com


 
 
Futbolu kendi aramızda oynadığımız zaman “Eh fena oynamıyoruz..” diyebiliyoruz… Kimi zaman yeniyor, kimi zaman yeniliyoruz. Bu bize koymuyor.
 
Ama ne zaman ki Avrupa arenasına çıkıp, Bundesliga takımlarıyla kapışmayalım veya İngiliz, İspanyol görmeyelim en kısa zamanda baş aşağı oluyoruz ve kendi kendimize   “bu kez de olmadı..” diyoruz. Niye olmuyor.. Avrupa takımlarıyla karşılaştığımızda niye terse forse olup, dönüp geri geliyoruz. Nedenleri çok. Kitap yazılır. Ama şunun şurasında gördüklerimizi kısa kısa not edelim. Gerçi çoğunu hepimiz biliyoruz ya, yine da aklımızın köşesinde kalsın.
 
Belli ki mesele nicelik değil, nitelik meselesi… Yoksa bütün takımlar 11 kişi olarak sahaya çıkıyorlar… Onların ne üstünlükleri var da , biz onları aşamıyoruz.
 
Belki gördüğümüz şu hususları sayabiliriz.
 
A. Futbol genetik yapı veya gelişim gerektiriyor. Avrupalılar bu  mereti 200  yıldır oynuyorlarsa, biz daha en fazla 100 yıldır sahalardayız..
 
B. Futbol biliminden uzağız. Beslenme, Antrenman Bilgisi;  Dayanıklılık; Futbol kültürü ve felsefesi vb. açısından gençlerimiz nanay. Antrenörlerimiz de öyle..
 
C. Futbola geç başlıyoruz. Gençleri yetiştirmekte becerili davranmıyoruz. İyi, etkili gençleri futbola sokamıyoruz.
 
D. Sporu futbol sanmak gibi bir yanlış eğilimimiz var. Oysa bütün sporlar aslında birbirini tamamlar.
 
Biraz daha ayrıntıya girecek olursak.
 
1. Futbolda çabukluk yok.  En büyük takımlarımız bile futbolu ağır gösterilen bir film gibi oynuyorlar. Durarak ve yavaş…  Hız eksik.
 
2. Teknik anlayış eksik. Topla etkili bir şekilde oynayamıyoruz. Topa hakim değiliz. Karşıdakini nasıl geçeceğimizi bilmiyoruz. Futbol biraz cambazlık ister. En iyi futbolcular topla her taraflarıyla oynarlardı. Öyle futbolcu kalmadı gibi. Futbol cambazları şimdi saha dışında.
 
3.Refleksler yavaş.. Ani dönüşler. Hareketler. Ani hızlanmalar. Top kapmalar… Yok gibi…
 
4. Ağırız. Hem kilo olarak (gayet fena besleniyoruz…) hem de anlayış olarak. Futbol hem beyinde hem sahada çabukluk ister.  Manen ve maddi olarak hafif olmalıyız ve hazır.
 
5. Kendimizi oyunda “alesta” tutamıyoruz  Oyuna yoğunlaşamıyoruz. Kendimizi veremiyoruz. Oysa her an top gelecek, her an gol olacakmışçasına  “hazır” olmalıyız. Olmuyor.
 
6. Takım oyununu bilmiyoruz. Bunu iyi antrenörler öğretebilirler.. Ama onların da çoğunun bu işi bildiğine emin değilim. Dolayısıyla..
Tam olarak defans yapmasını bilmiyoruz..
Tam olarak hücuma nasıl çıkılır bilmiyoruz.
Toplu defans, toplu hücum nasıl yapılır bilmiyoruz.
 
7. Sahaya yayılmasını bilmiyoruz. Kanatları unutup, hemen orta sahada toplanıyoruz. Oysa kanatlar çalışmazsa bir takım hücuma çıkamaz, çöker.
 
8. İleriye çıkan defans elemanları çok çabuk yerlerini kaybediyorlar. Geri dönemiyorlar.
 
9. Tek adama çok bağlanıyoruz. Bir adamı “en iyi adam” belleme arzumuz yüzünden, diğer elemanlar ihmal ediliyor. Karşı taraf “en iyi adamı” marke edince takım çalışamaz hale geliyor.
 
10. Futbolda “Liberal” futbolcu anlayışını bilmiyoruz, kullanamıyoruz; kullanmak istesek bile çok önemli hatalar yapıyoruz. Takımı buna alıştıramıyoruz.  Oysa Liberal futbolcu, karşı tarafın aklını ve futbol anlayışını karıştıran, berbat eden kişidir. Bunu yapabilmeli. Takım da ona destek vermeli.
 
11. Defansta “Saha markajı” ve Kişi markajı” anlayışları  yerine göre uygulanmalıdır. Teknik direktör bu konuda istenilen elemanlarla maçtan önce uzun boylu konuşmalı ve ne yapmaları gerektiğine karar vermelidir.
 
12. Teknik Direktörün ve futbolcuların geniş ölçüde “Taktik” ve “Strateji” bilgileri olmalıdır. Teknik Direktör takımını bu konularda iyi eğitmeli ve çalıştırmalıdır.
 
13. Futbolcular futbolun genel kurallarını biliyor gibi sahaya giriyorlar ama zaman zaman basit kuralları bile bilmediklerini görüyoruz. Bunun için zaman zaman eksikliği hissedilen kurallar gözden geçirilmeli; tekrarlanmalıdır.
 
14. Bir takım demek; savaşan bir ekip demektir. Bunun anlamı kırıp dökmek değildir, ama karşı takıma fırsat vermemek demektir; onlara topu almak fırsatı, vurmak fırsatı vermemek demektir. Futbol sert mizaçlı bir oyundur. Ama hiçbir zaman futbolcu faul amacıyla, kırıp dökmek amacıyla oynamaz. 
 
15. Toplu hücum; toplu savunma anlayışını otomatik uygulayabilmeliyiz.
 
16. Bütün elemanlar özellikle İleri elemanlar yardımlaşmasını  bilmeli. Topu gole en yakın elemana geçirebilmelidir. 
 
17. Hücum elemanları kaleciyle karşı karşıya kalınca son hareketi yapamıyorlar. Oysa bir “Hücum” oyuncusu bu son hareketi defalarca çalışmış olmalıdır. Genellikle gollerin büyük çoğunluğu kaleciler aşılamadığı için atılamıyor. Bir kaleci nasıl aşılır. Top nasıl aşırtılır bunun çalışması mutlaka yapılmalıdır.
 
18. Top kayıplarını azaltmak gerekir. Takım buna çalışmalıdır.
 
19.Takımda her zaman 90 dakika tam “konsantrasyon” gerekir. 
 
20. Takımın hızla “ilerde” çoğalması gerekir.
 
21. İyi bir futbol takımı kanatları etkili kullanan bir takımdır.
22. Takım oyun sistemini mutlaka çok iyi anlamalı ve onu uygulamalıdır. Bunu anlatmak da Teknik direktörün görevidir.
 
23. Futbolcular ayaklarında top tutmamalıdır.
 
24. Paslaşmalar etkili olmalıdır. Top yerini bulmalıdır. Üçgenler seri halinde kurulmalı.Takım etkili bir şekilde “Duvar pasları” yapabilmelidir. Her oyuncu top almaya ve vermeye hazır olmalıdır.
 
25. Takım istikrarlı bir futbol oynamalıdır. Her maça kazanmak için çıkmalıdır.
 
26. Takımdaki futbolcuların kondisyonları her zaman en üst düzeyde olmalıdır.
 
27. Takımdaki futbolcuların her maçta çok iyi performans göstermeleri beklenir.
 
28. Takım  penaltıları kaçırmamalıdır. Her maçtan önce iyi çalışılmalı. Takımın penaltıcıları olmalıdır.
 
29. Takım her zaman huzurlu ve mutlu olmalıdır. Ama hazır olmalıdır. Gevşeklik kabul edilemez.
 
30. Kaleye  atılan şutların büyük çoğunluğu kaleyi tutmuyor. Niye ? Mutlaka çalışılmalı..
 
31. Takımın “nazari” eğitimiyle , “saha içi uygulama” paralel gitmelidir.
 
32. Karşıki takım iyi etüt edilmeli. Adamlar iyi tanınmalıdır.
 
33. Güçlü bir tek adam, “takım kaptanı” seçilse iyi olur.. Böyle bir kaptanın sözünü herkes dinler. O zaman takımda dağınıklık kalmaz. Herkes görevini hakkıyla yapmaya çalışır. Yapmayanlar çünkü çok çabuk göze batar,
 
34. Oynayan takımın bir futbol kültürünün olduğu belli olmalıdır. Hız, dayanıklılık, dayanışma… Futbolun ana esaslarıdır. Futbol 90 dakikadır . Kendini bırakmamak gerekir. Sonuna kadar dayan. Sonuna kadar bastır.
 
35. Futbol gençlerin sporudur. Bu bakımdan takımın sürekli gençleştirilmesi, Yöneticilerin ve Teknik direktörün ana kaygılarından biri olmalıdır.
 
36. Takımda her mevki için birden fazla eleman düşünülmelidir. Takımda her an sakatlanmalar ve form düşüklükleri yaşanabilir. T.Direktör bunları hesaba katmalıdır.
 
Bunlar bizim takımları seyrederken aklıma gelenler… Bazı karşılaştırmalar. 
 
Tabii ben, Lefter’leri, Can’ları, Metin’leri, Suat’ları… seyretmiş  bir futbol aşığı olarak en mükemmeli arıyorum ama bulmak kolay değil. Belki de en mükemmele yaklaşmak  amaç olmalı. Her devrin yıldızları farklı, özellikleri farklı… 
 
Takım yalnız antrenman sahasında değil, yemeğiyle, hijyeniyle, uyku düzeniyle de maça hazırlanır. Onun için Teknik direktörün bir gözü daima takımın üzerinde olmalıdır. Yöneticilerin de… Amacımız takımlarımızın daha zevkli futbol oynamaları ve halkın seyrettiği futboldan zevk almasıdır. Böylece futbolun müşterisi artar. Müşterisi artınca nitelik de artar. 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..