Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '17

     
    Kategori
    Futbol
     

    Futbolun Yabancıları

    Futbolun Yabancıları
     

          Son 10 yıldır oldukça başarısız bir milli takımımız var. Ve son 10 senedir biz bunu tek bir sebebe bağlıyoruz: YABANCI SINIRI. Sorun gerçekten bu mu? Yabancı sınırı gelirse milli takım iyi, yabancı sınırı kalkarsa milli takım kötü mü olur? Durum bu kadar basit mi? Yoksa sınırlı olan bizim futbol görüşümüz mü? Buyurun size 2008den bu yana yabancı sınırı ve bunun milli takıma yansımaları:

          2008-2009 sezonunda yabancı sınırı 6+2+2 şeklindeydi. 2009-2010 sezonunda ise 6+2 olarak belirlendi. Milli takımımız bu tarihlerde 2010 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grubunda İspanya ve Bosna-Hersek’in gerisinde kalarak 3.oldu ve Dünya Kupasına katılamadı

          2010-2011 sezonunda yabancı sınırı yine 6+2+2 oldu. 2011-2012 sezonunda ise kulüpler istediği kadar yabancı transfer edebilecekti fakat saha içerisinde 6+2 kuralı uygulanacaktı. Milli takımımız bu kuralların uygulandığı tarihlerde Euro 2012 Elemelerinde A grubunda mücadele etti, play off ta Hırvatistan’a elendi ve bir büyük kupaya daha katılamamış oldu.

          2012-2013 sezonunda 6+2 uygulaması devam etti. 2013-2014 sezonunda ise 6+0+4 olarak adlandırılan sistem başladı, kulüpler en fazla 10 yabancı transfer edebildi, esame listesine ise en fazla 6 futbolcu yazabildi. Bu tarihlerde milli takımımız 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D  Grubunda Hollanda, Romanya ve Macaristan’ın gerisinde kalarak 4.oldu ve Dünya Kupasına yine katılamadı.

          2014-2015 sezonun başında 5+0+3 olarak planlanan yabancı sınırlaması 5+3 olarak revize edildi. 2015-2016 sezonunda 28 kişilik kadroda en az 14 yerli, 18 kişilik maç kadrosunda ise en az 7 yerli oyuncu bulundurulması zorunlu olmak kaydıyla daha esnek bir yabancı kuralı vardı. Türkiye milli takımımız bu sezonlarda uzun bir süreden sonra ilk defa büyük bir kupaya katılmaya hak kazandı. Fakat Euro 2016da bekleneni gerçekleştiremedi. D grubunu İspanya ve Hırvatistanın gerisinde tamamladı ve kupaya erken veda etti.

          2016-2017 sezonunda yabancı sınırıyla ilgili bir değişiklik yaşanmadı. 2017-18 sezonu başında maç kadrosundaki oyuncu sayısı 18'den 21'e çıkarıldı. 21 kişilik kadrolarda 12 yabancı bulundurulabiliyor. Kadro 20 ve daha az sayıda oyuncudan oluşursa, listede maksimum 11 yabancı oyuncu yer alabiliyor. Bu tarihlerde milli takımımız 2018 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri I Grubunda mücadele etti. İzlanda, Hırvatistan ve Ukrayna’nın gerisinde kalarak 4.oldu ve Dünya Kupasına bir kez daha katılamadı.

                   İlginçtir ki; son 10 senede birbirinden farklı yabancı kuralları getirildi. İlk 18e sadece 5 yabancı alınabilen zamanlar oldu. Yabancı oyuncu transfer edilip maç kadrosuna alınamayan zamanlar oldu. İlk 11in tamamının yabancı olabildiği zamanlar da oldu. Ne olursa olsun Milli Takımımız hep başarısız oldu. En büyük başarımız son anda Euro 2016 ya katılabilmek oldu.

                   Türkiye milli takımının 10 senedeki tek başarısı bir Avrupa kupasına katılabilmek. Ve Türk futbolunu yönetenler bunu hala yabancı sınırına bağlamaya çalışıyor. Dünyanın en büyük ligleri yabancı oyuncu konusunda oldukça esnek olmasına rağmen hem milli takım hem de kulüp bazında başarılar elde ederken biz başarısızlığımızı yanlış sebeplere bağlamaya devam ediyoruz.

                   Milli takımımızın başarısızlığını yabancı serbestliğine bağlayanlara soruyorum. Çok büyük beklentilerimizin olduğu Türkiye U17 takımımız neden Dünya Kupasından elendi. Paraguay, Mali ve Yeni Zelendanın olduğu grupta neden 4. olduk. Acaba sorunumuz alt yapı olabilir mi? Milli takımımızın başarısızlığı alt yapı yetersizliğine bağlı olmasın? Türkiye Milli takımımızın şu anki kilit oyuncularının %60-70 inin Avrupa alt yapısıyla yetişmiş olması bize bir işaret değil mi? Cenk Tosun, Oğuzhan, Hakan Çalhanoğlu, Emre Mor… Neden bunlar bizim alt yapımızdan çıkmıyor? Biz oyuncu yetiştiremediğimiz için Aurelio gibi bir oyuncuyu Türk yapıp milli takımda oynatmadık mı? Ne zaman “neden oyuncu yetiştiremiyoruz” diye soracağız kendimize?

                   Ben bir doktorum ve TÜRK FUTBOLU için bir reçetem var. 

    ·        * Her şeyi bir kenara bırakacağız, ilk önce alt yapımıza bakacağız. Evet söylemesi kolay, ama inanın yapması o kadar da zor değil. Önümüzde Altınordu gibi harika bir örnek var. Takımlarımız ne yazık ki alt yapıya yatırım yapmaya korkuyor. Bir oyuncuya 5 milyon Euro gibi bir bonservis çok rahat ödeniyor, ama o parayı alt yapıya harcamayı kimse göze alamıyor.

    ·        * Yabancı sınırıyla uğraşılmayacak. Fakat Süper Ligimize elini kolunu sallayan her yabancı da giremeyecek. Yabancı oyuncu transferiyle ilgili kalite kriterlerimiz olacak. Bkz: İngiltere Premier Ligi

    ·        * Bir sınır getirilecekse yaş sınırı getirilecek. Mesela 28 kişilik takım kadrolarında en az 5 tane 21 yaş altı futbolcu bulundurulacak. Daha fazla genç oyuncu bulunduran takımlara ek primler verilecek

    ·        * Alt yapı oyuncularının takım kadrolarında yer bulması sağlanacak. Mesela 28 kişilik takım kadrosunda en az 5 tane alt yapı oyuncusu bulundurulacak. Daha fazla alt yapı oyuncusu bulunduran takımlara ek primler verilecek

    ·        * Alt yapı oyuncularının 21 kişilik kadroda da yer bulması sağlanacak. Mesela 21 kişilik maç kadrosunda en az 3 alt yapı oyuncusu bulundurulmalı.

    ·        * Özellikle büyük takımlar başta olmak üzere oyuncu ve teknik direktör tercihleri iyi yapılmalı. Sonra her sene takımlarda aynı tablolar görünüyor. Oyuncu kov oyuncu al, teknik adam kov teknik adam al. Tercihler ne kadar doğru olursa hem saha içine hem de maddi tabloya yansıması o kadar güzel olur.

    ·        * Türk Teknik adamlara güvenilecek, kredileri arttırılacak. Son 10 sezondur Türkiye Süper Liginde türk teknik adamlar şampiyon oluyor. Kulüp bazında en büyük başarımız Galatasarayın aldığı UEFA kupası ve milli takım bazında en büyük başarımız 2002 Dünya Kupası 3.lüğü. Başarıların mimarları yine türk teknik adamlar.

    ·        * Ve futbolcularımız. Büyük hedefleri olmayan, çalışmayan, hırs yapmayan insanlar hiçbir meslekte başarılı olamaz. Futbol da böyle bir meslektir. Türk futbolunda yetenekli olup çalışmayan, potansiyeli olup yükselemeyen, birkaç başarılı işten sonra çabucak başarıya doyan çok isim gördük. Doyumsuz, her daim başarıya aç ve çalışkan futbolcularımız olmadığı sürece koyduğunuz sınırların hiç biri bir işe yaramayacaktır.

             Futbolun içindeki yabancı sınırı dert değil de, bizim futbola olan yabancılığımız büyük dert.

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 66
    Kayıt tarihi
    : 29.10.17
     
     

    İçel Anadolu Lisesi (2007) / Mersin Üniversitesi Tıp Fakultesi (2014)   ..