Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '14

 
Kategori
İnançlar
 

Geleceğin İslam'ı ve Dindarı farklı olacak (1)

Geleceğin İslam'ı ve Dindarı farklı olacak (1)
 

Geleceğin İslam Dünyasını Şekillendirmede Türkiye’ye Düşen Görev veya Şans

“Resulünü hidayet ve hak dini getirmek üzere O gönderdi ki, ortak koşanlar hoşlanmasa bile, onu tüm dinlerden üstün kılsın.” (Saff, 9)

Gelecekte İslam dünyanın en büyük ortak dini olacak, Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Bunu biz yapmazsak bile, bizden sonrakiler içinden çıkacak olan akıl ve vicdan sahipleri mutlaka yapacaktır.

Ama ne kadar çok geç kalınırsa, o kadar daha çok kargaşa yaşanacak, daha fazla düşmanlık üretilecek, daha çok masumun canı yanacaktır.

İslam’ın dünya dini olması için, içinde bulunduğu karanlıktan çıkarılması, Kur’an’ın kılavuzluğunda tekrar şekillenmesi gerektiği açıktır.

İslam âleminde bunun yapılabileceği tek ülke Türkiye’dir.

Laik Cumhuriyetin olanaklarıyla yetişmiş, ibadetini kılıç korkusuyla yapmayan, özgür düşünebilen hatırı sayılır sayıda insanımız var.

Kur’an’ın insanı da, kendisine, çevresine ve diğer yaratılmış olanlara karşı sorumlulukları olan, ancak kendi davranışları ve inançları konusunda kendisi karar veren özgür insandır. O, ne tarikat cemaatının, ne de dinleri reddedenlerin oluşturduğu cemaatin genel kabulleri dışına çıkmaktan korkmaz. Ona Allah yeter.

„İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.“ (Ahzab, 48)

Allah akıl vermişse onu kullanması gerektiğini, başkaları tarafından kandırılmış olmanın Allah’a karşı bir mazeret olamayacağını bilir. İnancını “kınayanın kınamasından korkmadan” yaşar ve dile getirir.

“Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.”(Al-i İmran, 110)

Önümüzde iki seçenek var: Ya Kur’an bağlıları olarak diğerlerinden ayrılırız, onlara da örnek oluruz,  ya da yavaş yavaş aynı bataklığa düşeriz. Çırpındıkça daha çok batarız.

Kolay olanı seçer, kendi doğal çevremizin kabullerine ters düşmemek için “sürümüzün” içinde sessiz kalmaya devam edersek, kendi bugünümüzü yok ederken, gelecek nesilleri de arkamızdan sürükleyeceğiz.

Sürüleşmekse Kur’an’da övülen bir özellik değildir.

“Ey  iman edenler! (…) ‘Bizi davar gibi güt!’ diye konuşmayın, ‘Bize bak’ diye konuşun ve dinleyin” (Bakara, 104)

Peki, Kur’an’ın öngördüğü bir düzenle şimdikinin farkları neler ve nasıl değişecek? Dokuz başlık altında onlara bakalım.

 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..