Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '15

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Gelir dağılımı eşitsizliği

Gelir dağılımı eşitsizliği
 

google


Bu konuda hep muğlak ve kafa bulandırıcı tuhaf katsayılar kullanılır ve bunlar benim okuduğum son 35 yılda hep değiştirilmiştir.

Bu, biraz da eskiden birim fiyatları yazmayan malların habire gramajla oynaması gibi bir durum.

Daha da tuhafı bunun için bir limit veya kesin bir sayı konmuyor.

Tersinden bakalım:

1985-1990 arasında bir zamanda, Danimarka’da ve eski Doğu Almanya’da, yani bir kapitalist ve bir de reel sosyalist ülkede, en zengin % 20 en fakir % 20’nin yalnızca 2 katı gelire sahipti.

Demek ki olup olabileceği bu.

Son 35 yıllık neo-global neo-liberalist akım, hem TC’de, hem de tüm Dünya’da, G-7 ülkelerinde bile, gelir dağılımı dengesizleşti.

Bugün Dünya’nın en zengin ülkesi sayılan ABD’de bile, devletin beslediği on milyonlarca aç var.

Bunun birinci nedeni, kapitalizmin zaten zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir ekonomik sistem olması.

İkinci neden ise berbat: İnsanlar, krediyle ev almak ve tüketim çılgınlığı falan gibi histerik-toplu deliliklerle, çarşıdaki pirince giderken, evlerindeki bulgurdan oldular.

Bunun nedeni de, medyadaki pasta havucu imgesi idi.

Bu metnin yola çıktığı veri ise şu oldu:

Bir televizyon kanalındaki haberlerde şöyle bir istatistik verildi.

Türkiye’de nüfusun % 75’i 10 bin dolardan aşağı, % 22,8’i 10-100 bin dolar arası, % 1,4’ü 100 bin – 1 milyon dolar arası, % 0,8’i ise 1 milyon dolardan çok mal varlığına sahip.

Hemen itiraz:

“Banka hesaplarında 1 milyon lira ve üzerinde parası bulunan yurtiçi yerleşik gerçek ve tüzel kişi sayısı, 2013'te, bir önceki yıla göre yüzde 28 civarında artarak 66 bin 846'ya yükseldi.”

http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/919932-turkiyede-kac-milyoner-var

Bir: Bunların evsiz olması umulmuyor. Bu da 1 milyon doları geçiyor.

İki: 2013 nüfusu olan 74 milyonun % 0,8’i 59 bin kişi ediyor yalnızca. Oysa, haberde 67 binden söz edilmiş.

Üç: Kayıtdışı parası olanlar hesaba katılmıyor ama katılması gerekli.

Dört: Dolaylı mal varlıkları, yastık altı altın, fabrika veya hisse senedi de hesaba katılmıyor burada.

Dünya’da ve Türkiye’de asıl finansal fakirlik nedeni ise, GSMH’nin harcanabilir bölümünün % 70’ten % 40’a düşmesi ve o artı-değer paraların üretime girmemesi.

Tabii asıl neden, fare gibi ürememiz. Şu anda 25 yaş altı nüfus, şimdikinin yalnızca % 40’ı olabilirdi. Bunlar, ne eğitim alıp kalifiye eleman olacak, ne de herhangi bir yerde çalışabilecek. 10 milyon genci, reçel kavonozunu dışından yalasın diye üretti sevgili anababaları.

Bunun tersine çevirmenin yolları; ekonomiyi desentralize etmek ve  KOBİ’leştirmek, doğum kontrolü yaptırmak, gerekirse 1 çocuk yasağı getirmek, paraları bankalardan çekmek için onlara yatırım zorunluluğu getirmek, borsayı küçültmek sayılabilir.

Haa, 5 milyon kişi daha yurtdışına çalışmaya gönderirsek ne ala ama şu an zaten ucuz emek ve asgari ücretin altına çalışan kendi 2 milyon dışarıdan göçmenimiz var.

Vergi bir çözüm değil.

Yurtdışı paraları içeri almak bir yol alabilir ama kısa vadede bu işlemez.

Tek yol, zenginleri yatırıma yöneltmek. Çelik sanayisi gibi, 200 koyup 1 alacakları yatırımlara.

Dolar milyarderlerimiz de, kendileri hiç mi hiç Noel Baba ve Hızır Aleyhisselam saymıyor, buna eminiz.

O iş yaş yani.

Demek ki Spartacus’u bir anımsamakta faide mevcut.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..