Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Gelişen iki sektör ve iki davranış eğilimi!

Gelişen iki sektör ve iki davranış eğilimi!
 

Fotoğraf:www.guvenlikegitimi.com


Söz konusu iki sektör, Alışveriş Merkezleri (AVM) ve Özel Güvenlik Hizmetleri (ÖGH), insanî temelleri olan fakat hem içsel hem de dışsal nedenlerle dozu artırılan iki davranış eğilimi ise, 'aşırı tüketim' ve 'aşırı kaygı'dır (endişe-korku).

AVM sektörü;

Bilindiği üzere bu mekanlar, mal ve hizmetlerin satışı yanısıra kültürel alışverişlerin de yapıldığı ve yeni sosyal davranış eğilimlerinin filizlenip geliştiği çağdaş mabetler konumuna gelmektedirler.

Türkiye’deki AVM sayısı son yıllarda katlanarak artmaktadır. İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana ve Antalya gibi büyük şehirler uzunca bir süredir AVM ile çepeçevre kuşatılmış durumdadırlar. Türk perakende sektörünün önde gelen danışmanlık firmalarından birinin verilerine göre (1); bugün Türkiye’de 64’ü İstanbul’da olmak üzere, toplam 198 AVM bulunmaktadır. İstanbul’da halen 47'si inşaat halinde, 42'si de planlanan yatırım bulunmakta. İstanbul dışında ise; 78'i inşaat halinde, 109'u da planlanan yatırım mevcuttur. Tüm bu projeler tamamlandığında ise, ülkemizdeki toplam AVM sayısı günümüzdekinin neredeyse iki katına çıkarak, 385'e ulaşmış olacaktır.

Daha ayrıntılı bilgelere başvurmak gerekirse, Türkiye’de gelişen gayrimenkul sektörü içinde en hızlı büyüyen, yerli ve yabancı yatırımcıların en çok yatırım gerçekleştirdiği AVM ile ilgili gelişme ve öngörülerin ortaya konduğu bir rapor çerçevesinde (2); Türkiye’de 2007 yılı milli geliri 658, 8 milyar ABD Doları, kullanılabilir gelir 550 milyar Dolar, özel tüketim harcamalarının büyüklüğü de 465, 1 milyar Dolar'dır. Sektörün daha geniş çaplı tanımını oluşturan 'Perâkende' harcama büyüklüğü ise 226, 1 milyar Dolardır. Söz konusu 226, 1 milyar Dolarlık toplam perâkende harcama büyüklüğü içinde AVM'nin payı ise 77, 6 milyar Dolar ile yüzde 35'i bulmaktadır. Kalan yüzde 65’i oluşturan 146 milyar dolarlık harcama ise, geleneksel pazarlardan yapılmakta. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen kişi başına düşen perâkende metrekaresi Avrupa ile karşılaştırıldığında, Avrupa ortalamasının yüzde 25’i oranında kalmaktadır. Aslında mevcut veri, ülkemizdeki 'kişi başına milli gelir' de dikkate alındığında (o da yüzde 25'ler civarında) yeterli sayılmalı!

Türkiye’deki AVM’nin her biri bin ilâ dört bin kişilik istihdam yaratıyor. Halen toplam 360 bin kişilik istihdam oluşturan AVM'nin yeni açılacak olanlarla birlikte, istihdam düzeyini gelecek yıl sonunda 480.000'e, dört yıl içerisinde de 700 bine yükseltmesi bekleniyor. Bu merkezlerde satış görevlisi, tezgâhtar, kasiyer ve güvenlik görevlisi olarak çalışan delikanlılarımız ve kızlarımız hepsi ülkemizin nice umutlarla yetiştirmeye çalıştığı değerlerdir. Çoğu vasıfsız işci statüsünde, asgari ücretle ve geçici olarak girdikleri, alınteri akıttıkları bu işlerinde vasıfsız kalmaya tutsak görünmektedirler(*)

Milliyet Ekonomi'den Eylem Türk'ün 13.09.2008 tarihli haberinde yer aldığı üzere, dünya genelinde gayrimenkul ve finansal yönetim hizmeti sunan bir firma yetkilisine göre (3), ülkemizde "...Büyükşehirlerde hızlı başlayan AVM yatırımları, Anadolu’daki şehirlere hatta ilçelere kadar uzanmış bulunmakta, sektörde ‘Dubai Sendromu’ yaşanmakta, yatırım yapıldıkça sektör büyümekte, büyüdükçe yeni yatırımlar yapılmaktadır.

Diğer yandan Çin Halk Cumhuriyeti kökenli ithal mallarla rekabet edemeyen firmalar, iç piyasada mağazalaşmayı tercih etmekte, bu durum da AVM’ne olan talebi artırmaktadır. Artan talep nedeniyle AVM’ndeki kira ve mülk fiyatları da hızla artmaktadır.

Bu arada sektörde yeni gelişmeler meydana gelmekte, bir yandan ihtisaslaşmaya doğru gidilmekte. İndirim merkezleri denilen 'outlet AVM' yanı sıra, gençlere yönelik AVM, çocuklara yönelik AVM ve halka yönelik AVM oluşturulmaya başlanmıştır. Diğer yandan sektörde çevreye duyarlı ve akıllı binalar yapmak yeni bir eğilim olarak kendini göstermekte. Kendi enerjisini üreten AVM gündemdedir. Bazı büyük firmalar bu özellikleri olmayan AVM’ne girmeyi tercih etmemektedirler.

AVM’ne yapılan yatırımlar, ülkenin doğu-batı aksından kuzey-güney aksına kaymakta, Rusya yeni zengin sermayedarları ile Ortadoğu’nun petrol zengini yatırımcıları Türk perâkende sektörüne daha fazla yatırım yapma isteğindedirler..."

Sektörde, halihazırda da yabancı sermaye piyasanın önemli bir bölümünü elinde tutmaktadır. Son olarak Migros'un BC Partners'a satılmasıyla yabancıların perakende sektöründeki payı önemli oranda artmıştır. Yüzde 22'lik pazar payı ile piyasanın en büyük oyuncusu Migros'un da yüzde 50, 83'ü, Şubat 2008 ortalarında yabancı sermayeye geçti. Sabancı'ya bağlı Fransız merkezli Carrefour, yüzde 14'lük payla ikinci, Alman Metro ise, yüzde 8'lik pazar payı ile üçüncü sırada yer almaktalar. İngiltere merkezli Tesco, yüzde 4'lük paya sahip. Bu durumda en büyük altı perakende şirketinden, tamamı Türk sermayesine ait sadece Kiler kalıyor. Geri kalan zincirlerin ortakları ya da Borsa'daki hisselerinin önemli kısmı yabancıların elinde bulunmakta. Metro ve Tesco ise tamamı yabancı sermayeye ait olan firmalardır.

Diğer sektöre, Özel Güvenlik Hizmetleri (ÖGH)'ne gelince;

Bilindiği üzere, güvenlik kavramı -özellikle son çeyrek yüzyılda- gündelik yaşamı da içerecek şekilde, küreselleşme yaklaşımının hem siyasal hem de sosyo-politik uygulamalarında başat bir konuma getirilmiştir. Bu çerçevede tanımı gereği kâr amacı gözetmeyen ve ayrımcılık yapmayan bir niteliğe sahip olması gereken bir kamu hizmeti olan güvenlik, hızla özelleştirilerek kamusallık özelliğini yitirmeye başlamıştır. Gelir ve servet dağılımda artan uçurum, artan yoksulluk ve işsizlik, desteklenen mikro milliyetçilik ve tüm bunlara dayalı çaresizlik eğilimlerinin yol açtığı 'günlük yaşam içinde hedef olma' kaygısı, genel çerçevede küresel bakış açısının yeni güvenlik stratejilerini meşrulaştırırken, özel ölçekte de Özel Güvenlik Şirketleri (ÖGŞ)'nin benimsenme ve sahiplenme konumunu pekiştirmiştir. ÖGŞ, piyasa mekanizması içindeki risk algılamalarını, bu yeni ortam içinde hem ulusal hem de uluslararası düzeyde artan pazar paylarına dönüştürmüşlerdir.

Ülkemizde de 26 Haziran 2004 tarih ve 5188 sayılı " Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa" ile, özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usuller kapsamlı bir yasal çatı altına alınmıştır. Özellikle de son dört yıl içinde ülkemizde AVM, mağazalar ve siteler dışında tüm gün güvenlik personeli bulunduran konutların sayısında da ciddi bir artş yaşanmıştır. Üniversitelerden sonra, Milli Eğitim Bakanlığı'da, okullarda -ücretleri okul aile birlikleri yönetmeliğine uygun olarak ödenmek koşulu ile- özel güvenliğe izin vermiştir.

Mart 2007 başı itibariyle (4), sektörde şirket sayısı, 817'si özel güvenlik şirketi, 410'u da özel güvenlik eğitimi veren şirket olmak üzere 1227'ye, iş hacmi ise yaklaşık 400 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Sektörün pazar payı ise her yıl yaklaşık yüzde 20-25 oranında artmaktadır. 18 ay önceki bu verilere göre, sektörde, kısa süreli ve teorik bir mesleki eğitimden geçseler de en çok lise mezunu, asgari ücretli 300 bin kişi istihdam edilmekteydi. Bu sayının 2010 yılında 800 bine çıkacağı tahmin edilmektedir.

Bu veriler doğrultusunda günümüzde ÖGH sektöründe iş hacmi 500 milyon YTL'ye, çalışan sayısı da 375 bin kişiye yaklaşmış durumdadır. Bu sayı, 200 bin dolayında olan toplam polis sayısının yüzde 88 fazlasıdır!

Her iki sektörün toplu istihdam etkisi;

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)'nin 2007 yılı içerisinde genç işgücüne yönelik olarak yaptığı bir araştırmanın sonucuna göre, ülkemizde 15-24 yaş grubunda 3.669.000 genç istihdam edilmektedir. Bu sayıdan 15-17 yaş grubunda olup çalışan 650 bin çocuğumuzu çıkarttığımızda, ülkemizde 18-24 yaş arası çalışan 3.019.000 gencimiz olduğu sonucuna ulaşabiliriz. 2007 yılı itibariyle, 360 bini AVM, 375 bini de ÖGH sektöründe olmak üzere toplam 735 bin kişilik istihdam mevcuttur. Bunun yüzde 10'unu 25 yaş üzeri artı lise üzeri eğitimli ve yönetici sınıfta çalışanlar olarak düşünürsek, 18-24 yaş grubunda ve ortalama lise mezunu çalışan gençlerimizin asgarî yüzde 23'ünün sadece bu iki sektörde istihdam edildikleri gerçeğiyle karşılaşırız! Bu da, ülkemizde bu eğitim, yaş ve vasıf düzeyinde çalışan her dört gencimizden yaklaşık birisi demektir!

Bu durum aslında, bu hızlı nüfus artısı, eğitim, gelir ve kültür düzeyiyle gençlerimize vadettiklerimizle gerçek durum arasındaki çarpıcı ve aykırı tabloyu sunmaktadır bizlere!

Bu duruma, 1932'ye değin 'Atatürkçü' ardından 'devletçi' ama özel sektörü de teşvîk eden iktisat politikaları, 60'ların başından itibaren ise 'iktisadî planlama' ve 'karma ekonomi' yoluyla ve her koşulda hep iç içe olduğu sınai üretimden giderek kopartılan bir ülkede, genç istihdamın izdüşümü de denilebilir!

Son zamanlarda bu her iki sektördeki gelişme hep dikkatimi çekmekte ve zihnimde düşünceler üretmekteydim. AVM yatırımlarını " Üretim sermayesine net katkı" şeklindeki klasik tanımıyla gerçek anlamda yatırım olarak göremiyorum. Diğer yanda ise, " Özel Güvenlik Hizmetleri" yoluyla, mevzi kaybeden sosyal adalet ve sosyal güvenlik yapılarının ardından varlıklı olanlarla yoksullar arasında, korunma amaçlı, feodâl düzeni anımsatan modern sınırlar çekiliyor diye kaygılanıyorum. Fakat her ikisinin de istihdam etkisini mevcut iktisadî koşullar çerçevesinde 'es'geçemiyordum... Bu olguları yanyana getirince de, 'aşırı tüketim' ve 'aşırı kaygı (endişe-korku)' "gibi, mâkul sınırların ötesine doğru arttırıldıkça hem birbirini hem de ekonomik sistemi besleyen insanî ikiz davranış eğilimleri salınıyor zihnimde onlarla birlikte...


İ. Ersin KABOĞLU, 
13-Eylül-2008, Ankara

Yararlanılan kaynaklar:

(1) Alkaş Danışmanlık firmasının sektöre yönelik son araştırma raporu.

(2) Türk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün yayınladığı “Türkiye’de Perakende Pazarı ve Alışveriş Merkezleri için Öngörüler 2015 ” başlıklı rapor.

(3) Jones Lang LaSalle Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş,

(4) Özel Güvenlik Sektörü İşadamları Derneği (ÖGSİAD) 2. Başkanı İbrahim Saçı tarafından 7 Mart 2007 tarihinde basına yapılan açıklama.

(*) Değerli MB yazarı Uzay Gökerman'ın 12.09.2008 tarihli " Alışveriş Merkezleri Türkiye Ekonomisi'nin neresinde duruyor? " başlıklı bloğu da AVM sektörünün son durumu hakkında yetkin bilgi ve gözlemler içermektedir. Ek bilgi için yararlanılabilir.

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..