Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '16

 
Kategori
Kitap
 

Gerçek ile hayal arasında; Varolmayanlar

Gerçek ile hayal arasında; Varolmayanlar
 

Bir sanat eserinin karakteri ne kadar hayal ne kadar gerçektir? İnce Mehmet’i bir gün karşımızda görsek ne kadar şaşırırız? Hayatın kendisinden esinlenen bir eserin kahramanına, gerçek hayatta rastlamak ne kadar imkansızdır? Hayat insan hayal ettiği için mi var?

Okuma Grubum tarafından belirlenen bir kitap olması vesilesi ile tanıştım Varolmayanlar’la ve yazarı Doğu Yücel’le… Bir okuma grubunda yer almanın en önemli yanı, kendi pencereniz ve ilgi alanınız dışında kalan iyi eserleri de fark etmenizi sağlaması. Kitap tercihlerimde, kendi kıstaslarımla ilerlesem ne bu yazar ne de bu kitapla tanışmak durumunda kalmayacaktım.

Varolmayanlar Fantastik kategorisine girebilecek bir kitap. Sıradan ve tekdüze bir yaşama sahip bir işadamının, dikkatini dağıtıp migren ağrısı ile baş etmek için kaleme aldığı birkaç hikayenin gerçekleştiğini fark etmesi ile hareketlenen bir hikaye. Bu hikâye girişimlerinin sonunda, kahramanımız, babasının yakın bir arkadaşı ile gizli bir sığınakta buluşup varlığına dair sırları öğrenmesi ile yepyeni bir hayata yelken açmaya başlıyor. Artık yaşamı tekdüze olan bir insan değil, gerçekçilerle hayalcilerin savaşında gizli güçlere sahip bir varolmayandır.

Hikayenin arka planını oluşturan gerçekçiler-hayalciler savaşı ve bu savaşın mağara duvarlarına yapılan resimlerden başlayan serüveni oldukça inandırıcı bir altyapıya sahip. Özellikle hayalcilerin Tanrıları bir karakter olarak yaratması ve ardından gerçekçilerin bu yaratıcıyı dünyaya düzen vermek için şekillendirmesi teorisi oldukça ilginçti.

Bu fantastik hikâye, kendi içinde gelgitleri ile devam ediyor. Kitabın kahramanı, bir dönem bir varolmayan olduğunu kabullenirken, ardından sahte bir dinin kurucusunun oğlu olduğuna ikna edilmeye çalışılıyor. Ama neticede yaratılmış ama gerçeğin içine sızmış bir karakter olduğuna ikna olup macerasını sonlandırıyor. Ancak okur karakterin bu yorumunu kabullenmeyip, onu şizofren bir akıl hastası olarak da değerlendirebilir ve o zaman roman fantastik olmaktan çıkıp bir drama dönüşür. Kitap bu anlamı ile okura kendi sonucunu seçme hakkını da sunmuş.

Hikâye yerleşik inanç anlayışı açısından oldukça zorlayıcı bir metin olmakla beraber, farklı bir okuma ile insanın yaratıcından aldığı nefesle yaratma yeteneğini sanatla ortaya koyduğunu söylemek mümkün. Böyle bir iddiaya dinlerde farklı bir yorum üretilerek kolaylıkla varılabilir.

Bir karikatüristin çizdiği, bir yazarın kaleme aldığı, bir aktörün oynadığı karakterin, gördüğü kabul doğrultusunda gerçek hayatın bir parçasına dönüştüğünü reddedebilir miyiz? İnce Mehmet, Avanak Avni, İnek Şaban’dan hangisi gerçek insandan daha az gerçek?

Gerçekçiler ile Hayalciler arasındaki kavganın ise, insanlığın en temel kavgası olduğunu söyleyebiliriz. Bunu günümüzde muhafazakârlar ve reformistler/devrimciler arasında yaşanan kavga olarak da tanımlayabiliriz. Otoriterler/Özgürlükçüler, Faşistler/Demokratlar isimlendirmeleri de bu kavganın diğer ifadeleri.

Fantastik romanlarda, heyecanı ve akıcılığı yüksek tutmak için hikâyede yapılan virajlar, dönemeçler, aksi yön uğraşlarının en zorlandığı nokta romanın sonuç bölümlerinde gerçekleşiyor. Bu zorluğu Varolmayanlar da yaşamış. Kitabı okurken çok fazla hayal ettiğim ve neticede beni tatmin eden bir son olmamış. Sonun kotarılamadığını ve anlamsız olduğunu söylemek büyük haksızlık olur ama sanki bu hikâye daha iyi bir sonu hak ediyordu gibi geldi bana. Ancak hikâye vermek istediğini özellikle gelişme bölümünde yeterince verdiği için, hikâyenin sonundaki dalgalanma çok fazla rahatsız etmiyor. Ben kitap için notumu, daha sona ulaşmadan epey önce vermiştim.

Bu kitabı yalnızca fantastik edebiyat olarak değerlendirmek, bu kategorinin son dönemde tam bir eser çöplüğüne dönüşmesinden dolayı büyük bir haksızlık olur. Belki “Fantastik-Felsefi” gibi bir kategori ya da “Ayakları Yere Basan Fantastik” gibi kategori başlıkları açmak gerekebilir.

Türk edebiyatında Doğu Yücel isimli bir yazarın, Varolmayanlar gibi bir eserin varlığını fark etmek benim adıma oldukça sevindiriciydi.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..