Gerçekler güneş gibidir

 Gerçek bir zaman dilimi içinde meydana gelen ve gerçekleşendir. Çevremizde maddi olarak var olan herşeydir. Gerçekler hayatta yaşananlar, bilimde ise doğrulananlardır. Gerçek somut olandır. Gerçek bizden bağımsız ortaya çıkan gördüğümüz ve dokunduğumuzdur. Gerçekler yaşamda inkâr edilemeyecek ve kaybolmayan resim kareleridir. Gerçek doğru bilginin kendisidir. Gerçek bilimde, felsefede ve dinde çeşitli şekillerde tanımlansa da ortaya konulanlar aşağı yukarı birbirine benzerdir.

İnsanoğlu yıllardan beri yaşamın her alanında gerçeği aramış, tartışmış ve tanımlamıştır. Gerçekleri ortaya koymak isteyenler ile gerçekleri örtmek isteyenler çatışmıştır. Doğruları görenler canları pahasına gördükleri gerçekleri ortaya koyarken, işlerine gelmeyen çevreler, cehaletin karanlığına saplanmış, biat eden, kör olan akıl yoksunu beyinler gerçekleri inkâr etmişlerdir. Kendilerine öğretilenleri hiç akıl süzgecinden tartmadan, incelemeden, değerlendirmeden kabul etmiş ve savunmuştur.

Gerçeği görenler, gerçeklere göre davrananlar, her alanda planını gerçek bilgi ve belgelere göre yapanlar geleceğe daha emin adımlarla ilerlemişlerdir. Gerçeği dikkate almayanlar kısa zaman dilimi içinde bazı menfaatler ettiklerini zannederken uzun dönemde her zaman kaybetmişlerdir. Gerçekleri inkâr etseler de sonunda görmüşler ve kabul etmişlerdir. Bedelini ağır şekilde önemişler ve çevrelerine ödetmişlerdir. Gerçeklerden hiçbir zaman kaçış olmamıştır.  

Gerçekleri her ne kadar gözlemlerimiz ile görsek yaşasak ta bazı gerçekleri görmek bilgi ve deneyim ister. O nedenle akıl ve bilgi ile hareket etmek isteyen bireyler ya da yöneticiler kendilerini aşan konularda bilgili insanların görüşlerini alırlar, eserlerini okurlar. Gerçeği öğrenmenin peşine düşerler, hele emin olunmayan konuda araştırmaya devam eder ve sorgular.  Ama yine de acaba sorusu insanın aklına takılır. Gerçek mi? Tüm bu davranışlar gerçeğin peşinde doğruları bulmak için doğru yolu seçmek içindir.

Bazen yaşadığımız zaman dilimi içinde çevremizdeki karışık ortamlarda gerçekler görünmese de bazılarınca görünmek istemese de gerçekler er yada geç ortaya çıkar. Saklanan gerçekler gün yüzüne çıkar, herkes tarafından görülür ve öğrenilir. Saklanan gerçekler bir mızrak gibidir. Çuvala sığmaz. Örtülse de saklansa da, tüm deliller yok edilse de bir yerlerde kalıntı bırakır. Dahası gerçekler her zaman iz bırakır.  

Yaşamda gerçeklere göre hareket etmek, kendimizi ve çevremizi kandırmadan doğru yolu bulmak için yapılması gerekendir. Çevremizi gerçeklere yönlendirmek, onlara gerçekleri göstermek bir insanlık görevidir. Gerçekleri yok sayarak insanları bile bile yanlışa yönlendirmek, birilerini korumak için susmak ve bundan menfaatler elde etmek ise insanlık için en büyük ayıptır. Zaman içinde maskeleri düşen bu tür insanlar her zaman çevrelerinde ve ülkelerinde nefret ile anılmıştır.

Gerçekler güneş gibidir. Bir an bulutların ve karanlıkların arasında kalsa da ışıklarını yine de yayar. Hiçbir engel tanımadan her gecenin ardından doğar. Sonuç olarak gerçekleri görelim, gösterelim. Gerçekleri örtmeyelim. Gerçeklere göre hareket edelim. Gerçeklerin bir gün güneş gibi yeniden doğacağını, karşımıza çıkacağını bilelim.