Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '15

 
Kategori
İnançlar
 

Gitmediğin "cami" senin değildir!

Gitmediğin "cami" senin değildir!
 

internetten alınmıştır


Diyanet bu yıl camiler haftasının temasını "cami ve namaz" olarak belirlemiş... Esasında bu tema bu yılın değil bütün yılların temasıdır... Cami  temel olarak zaten namaz için vardır.

Ancak camiler sadece namaz için değildir... Sözcük anlamı toplanma yeri olan camiler, Müminlerin istişare ve halleşme yerleridir aynı zamanda.

Cami, Cemaat ve elbette Cuma... Bu üçlü İslam ümmetinin birliğinin yeri, yolu ve sonucudur... Özellikle haftada bir kılınan Cuma namazı ile Cemaat Camide toplanıp görüşür, danışır.

Ne yazık ki, İslam, gerek ülkemizde gerekse bölgemizdeki diğer İslam memleketlerinde darbe üstüne darbe yediğinden, dinin temel değerleri ya unutturulmuş ya da unutulmaya yüz tutar hale gelmiştir.

Şunu söylemek istiyorum: Emperyalizm ve uzantıları Müminlerin birlik olduğu mekan olan camileri kapatmamış ancak, onların fonksiyonlarını daraltarak sosyal fonksiyonlarını kısıtlamıştır.

Emperyalizmin İslam memleketlerini dayattığı "zoraki laiklik" dini bireyselleştirerek Müslümanların toplumsallaşmasını ve başlarına bela olmasını önlemek istemiştir.

"Din kul ile Allah arasındadır" zokası da bunun için yutturulmuştur... Oysa, dinin kul ile Allah arasında olan bir yanı olduğu gibi, kul ile kul arasında olan yanı da vardır.

Eğer, dini salt kul ile Allah arasında bir iştir diye dayatırsanız, sonuçta din sosyal hayattan çekilir... Hayatı "din sizin olsun dünya bizim" diyen sekülerist anlayış işgal eder.

Namaz en önemli ibadetlerden biridir, kul ile Allah arasındaki bağın sembolleşmiş halidir... Ancak, namaz tek "ibadet" değildir... Dahası, namaz "dindarlığın" sonu değil, başlangıcıdır.

Kur'an'da namazın emredildiği her yerde "zekat" da emredilir... Rabbimiz; "Ekimüssülate ve atüzzekat=namazı kılın zekatı"verin, diye buyurur... Demek ki, ferdi kulluk ancak sosyal kullukla birlikte olabilir.

Namaz kulluğun ferdi göstergesidir, zekat ise sosyal yönünü ifade der... Bu yüzden, Hz. Ebubekir (ra), halifeliği döneminde her ibadeti kabul edip zekatı reddedenlerle savaşmıştır.

Cuma namızı ise, söz konusu sosyalleşmenin, her beldede büyük çaplı gerçekleşenidir... Esasen, dinin temel uygulamasında Cuma mescidleri her şehirde bir tane olur ve şehir cumayı orda kılar.

Böylece, tam anlamıyla "şehir mecilsi" kurulmuş olur... Bu "meclis" her hafta, şehrin ve toplumun sorunlarını konuşur, çözümler arar... Tabii buna öncülük edecek "din görevlileri"nin de bu şuur ve donanımda olması gerek...

Şehirlerin devasa büyümesi sonucu, bugün bu durum fiillen gerçekleşemese de, en azından Cuma camileri bazında gerçekleşmektedir...Önemli olan camiye gerçek fonksiyonun yüklenmesidir.

Bugün İslam ümmeti bir "parçalanmışlık" yaşıyorsa, elbette bunun öncelikli sebebi dinin sosyal yönüne vurulan "emperyalist darbesi" dir... Ancak, buna teslim olan Müslümanlar da masum değildir.

Camiler, bizim buluşma mekanlarımızdar; sadece Rabbimizle değil, tüm din kardeşlerimizle buluşmak içindir... Gençlerimize bunu öğretmeli, "Cami eksenli" hayatı yeniden faal hala getirmeliyiz.

Aksi halde, çocuklarımız başka mekanlar, başka insanlar, başka inançlar elimizden alır... Camilerimizi de nice izan bilmez imansızlar "ahır" haline getirebilir!!

Sonuç olarak: "O köy bizim köyümüzdür, gitmesek de gelmesek de" uyutulmuşluğunu cami içen de söylersek; gitmediğin köy senin olmadığı gibi, gitmediğin cami de senin değildir.

Madem camiler yeryüzünde Kabe-ki Allahın evidir-nin şubeleridir, Müminin Rabbine misafir olacağı yerler de camilerdir... Dünyada "evine" hiç uğramadığın Allah'ın yüzüne Ahirett'e nasıl bakacaksın?

Ya da bir ömür boyu önünden, arkasından geçip gittiğin ama bir kere bile içine girmediğin "evin" sahibi ebedi alemde senin yüzüne bakacak mı sanıyorsun??

Boş lafların kimseye faydası yok; işin aslı şu ki, Müslüman'ın kulağı ezanda, yolu camide, yönü sırat-ı müstakim'de değilse, Şeytan ona boyunduruğu takmış istediği yere sürüklüyordur.

Şu farkla ki, o "zavallı" Şeytanı ve boynundaki zinciri görmediği için, gittiği yer kendisi gidiyor sanmaktadır!...Vesselam!

Cumanız mübarek olsun!

 

 

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..