Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '15

 
Kategori
Komşuluk
 

Güle güle Senem komşum

Güle güle Senem komşum
 

Güle güle Senem Komşum


Bugün çok üzgünüm. Bir yıldan fazladır karşı komşum olan emekli ilkokul öğretmeni Senem Hanım taşınıyor. Hani “Çayı ocağa koy, geliyorum.” dediğim yakın komşumdu, canımdı, ablamdı. Şimdi o gidiyor, Amasya’ya, kendi evine dönüyor. Ait olduğu yere… Ben ait olduğum yerdeyim, mutluyum. Elbette o da ait olduğu yerde mutlu olacak, bunu biliyorum. Değerli bir komşu kaybetmenin hüznünü yaşıyorum. Teselli etmeye çalışıyorum kendimi ama nafile! Adana’ya yerleşecekti, olmadı. O, gitmek zorunda… Şartlar öyle gelişti. Benim ise onun yokluğuna tahammülüm yok. Hani başka mahalleye taşınsaydı bu kadar üzülmezdim belki… Gidip görebilirdim.
 
Daha önce de yaşadım komşularımın taşınmalarını, yine çok hüzünlenmiştim ama ilk kez bu kadar çok içim yanıyor. Karşı komşum Ayfer Hanım ve yan komşum Nurdan ile çok güzel vakit geçirirdik. Her gün kapı önü kısa sohbet arkasından birimizde kahve içerdik. Sadece eğlenme amaçlı kahve falına bakardık. Nurdan çok acemiydi. Sadece fincanda gördüklerini neye benzettiğini söylerdi. “At çıkmış, maymun çıkmış, fil çıkmış.” derdi. Yorumu fal sahibine kalmıştı yani… Yan komşum olan Nurdan bu evinden daha güzel bir ev almıştı, gönlünce dayamış döşemiş taşınmıştı. Bu olaya çok üzülmüştüm ama içimi ferahlatan onun Adana’da olması ve bir dolmuşla ona gidebilme ihtimalimdi. Aynı şekilde Senem Hanımın şu an kiracısı olduğu eski komşum Ayfer de villa almış, oraya taşınmıştı. Daha güzel evlere, daha iyi semtlere taşınmalarına sevinirken sevdiğim komşularımın taşınmaları her defasında beni çok ağlatmıştı.
 
Karşı blokta kiracı olarak oturan Ayşe Hanım da sohbetinden, dostluğundan, komşuluğundan keyif aldığım bir ablamdı. Çayı koy geliyorum. Kısır yaptım hadi gel. Börek fırında…” dediğimiz, okey oynarken hep kazandığımız halde yazma görevi verildiğinde Nuran Hanım üzülmesin diye bizi yenik ilan eden, her defasında hepimizi güldüren, hayat dolu bir komşumdu. O da ev alıp taşınmıştı. Kiracılıktan kurtulmasına bayram etmiştim. Zaten önce oğlunu, ardından kızını evlendirince ev ona çok büyük gelmişti. Kirası da yükselmişti. Şimdi iki oda bir salon evinde tek başına yaşamakta… Oğlu, gelini, kızı, damadı, torunları ve dostları onu hiç yalnız bırakmazlar. Zaman zaman gideriz, kahkahalarla dolu hoş vakitler geçiririz. Bu aralar müzik kursuna yazılmış. Saz dersi alıyor, konserlerde solo şarkılar bile söylüyor. Kim demiş “Kırkından sonra saz çalınmaz.” diye… Altmışından sonra bütün bunları öğrendi. Hayata bağlılığı sayesinde çok önemli sağlık sorunlarını da atlattı bin şükür! Yalnız “Gelin Ayşe” parçasından başkasına geçemedi. “Koyun gelir yata yata/ Çamurlara bata bata…” diyor da ötesi yok. “Kurban Bayramından önce getir de şu koyunları işimize yarasın. “ diye takılıyorum ona! Gülüyor.
 
Yine karşı blokta sınıf öğretmeni bir komşum vardı. Saadet Hanımın kızı Zeynep de Adana Kız Lisesi’nde öğrencimdi. Çok tatlı, içten bir ailelerdi. İlk çocuğu ise Oğuz’du. Oğuz o sıralar sanıyorum askerde idi. İkinci çocuk Zeynep idi. Melike adında kızları Zeynep’ten birkaç yaş küçüktü. Bir de benim kızlarıma akran Hakkı adında küçük bir oğulları vardı. Saadet Hanım ilkokul öğretmeniydi, şiiri de çok severdi. Samimiydik, “Çayı koy, geliyoruz.” türünden sıcak bir dostluğumuz vardı. Çok keyifli sohbetlerimiz olurdu. Kiracıydılar ve bir gün beklenen oldu, onlar da taşındılar. Neyse ki bir iki sokak ilerideydi tuttukları ev… Kız kardeşim Yaseminlerin evine de oldukça yakındı.
 
Yirmi iki yıldır bu apartmanda oturuyorum. Kimler geldi, kimler geçti! Bunlar gibi pek çok komşum taşındı yıllar içerisinde. Bu evi alıp taşınırken eski komşularımdan ayrılmak da beni çok üzmüştü ama bir ev sahibi olmak en büyük hayalim olduğu için sevincim hüznüme galip gelmişti. Bu nedenle ev alıp taşınanlara üzülmemem gerektiğini biliyordum ve kendimi bununla teselli edebiliyordum. Ama şimdi Senem Hanımın taşınması nedense beni çok daha fazla üzüyor. Oysa o, ait olduğu yere dönüyor. O halde gözlerimdeki yaşları silmem ve komşuma “Yolun açık olsun!” demem gerekiyor.
 
Yolun açık olsun Senem Hanım! “Senin gibi iyi bir insanı tanıdığım için çok mutluyum. Hayatım boyunca senin gibisine rastlayamam. Pişirdiğin nefis yemeklerin tadı hala damağımda… Hakkını helal et Harika Hanım! Seni hiç unutmayacağım.” dedin. Helal olsun komşum! Ben de ömrümce senin gibisine rastlayamam. Kültürlü, aydın, ileri görüşlü, eğitimli, anlayışlı, görmüş geçirmiş, asil, cömert komşum! Seni asla unutmayacağım. Senin yerine taşınacak olanlarla samimi olmayacağım. Çünkü ayrılıklar beni çok hırpalıyor. Gözlerimin yaşı kolay kolay kurumuyor. Güle güle git. Yolun açık olsun. Yaşadığım sürece evimin kapıları senin için daima açık olacaktır. Seni çok seviyorum.
 
YOLUN AÇIK OLSUN
 
Dinlemezdin “Gitme!” desem değil mi?
 
Yolun açık olsun sevgili komşum.
 
Gittiğin yerlerde mutlu ol emi!
 
Yolun açık olsun sevgili komşum.
 
*
 
Yüreğin tertemiz, dostluğun güzel,
 
İzzetin, ikramın oldukça özel,
 
Abla- kardeş olduk kıskanmasın el,
 
Yolun açık olsun sevgili komşum.
 
*
 
Varlığınla mutlu edeceğini,
 
Ömrünce iyilik güdeceğini,
 
Hissetmiştim bir gün gideceğini,
 
Yolun açık olsun sevgili komşum.
 
*
 
Harika ağlasa, üzülse boştur,
 
Senin komşuluğun, sohbetin hoştur,
 
Gittiğin yerleri neşenle çoştur,
 
Yolun açık olsun sevgili komşum.
 
*
 
HARİKA UFUK
 
ADANA
 
26.01.2015
 
17.50
 
Toplam blog
: 389
: 261
Kayıt tarihi
: 01.12.13
 
 

Adana'da doğdu. Öğrenim hayatına İstanbul'da Çengelköy İlkokulu'nda başladı. İstanbul Marmara Ünive..