Hızlı ve hırslı yaşam

Birçoğumuz gündelik hayatta o kadar hızlı ve hırslı yaşıyoruz ki, adeta programlanmış bir makine gibi, bir yarış atı gibi, koşturmacalar içinde kaybolmuş değerler, yaşanamamış yaşantılar. Oysaki herkesin kendine ayıracak zamanı ve harcayacak parası olmalıdır. Birçok genç nesil tıpkı teknoloji manyağı olmuş gibi elinde telefon neyin ne olduğunun farkında bile değil. Sanki aptallaştırılmış bir nesil gibi. Yazık çok yazık bu böyle olmamalı. Teknolojinin bu kadar esiri olmamalıyız. Bize yarar yerine zarar veren teknolojiden uzak durmalıyız. Teknolojiyi yerinde ve zamanında kullanmalıyız. Hayatı, sessiz sakin, stresten uzak yaşamaya gayret etmeliyiz. İmkânlarımızın ölçüsünde yılda bir kez tatil yapmak ruh ve beden için iyi gelir. Elimizden geldiğince tatillere çıkıp gezmek, değişik yerler görmek insana rahatlık, huzur, mutluluk verir. İnsan moralinin iyi olması birçok hastalıklardan korur ve sağlıklı yapar. Bu hızlı yaşam içerisinde bazı şeylerin farkında olamıyoruz. İlla da büyük şeyler beklemek, çok paralar harcamakla değil küçük şeylerle de mutluluk yakalanabilir. Yeter ki farkında olalım mutlulukların…

 

Hepimiz bu âlemde yolcuyuz, hiç birimiz kalıcı değiliz. Önemli olan bu yolculuk içinde mutlu güzel bir yaşam ile örnek bir kişilik sergilemektir. Kavgasız, gürültüsüz, haklara saygılı yaşamak en güzelidir. Zenginlerin birçoğunda o kadar dünya ve para hırsı bürümüş ki adeta hiç ölmeyecekmişler gibi doyamazlık hissi, savaş gibi rekabet ortamları var. Oysaki herşey boş ve geçici. Yokken var olduk varken yok olacağız. Bu kadar doyumsuzluk, hırs neden? Entrikalar niçin?. Sevelim, sevilelim, yaşayalım, yaşatalım, korunalım, koruyalım. Bazen o kadar olumsuzluklara tanık oluyorum ki, insanlığımdan iğreniyorum. Böyle mi olmalı insanlık, yaşam, kalite, sevgi, saygı… Birlik beraberlikler azalmış, aile bağları bozulmuş, her şeyimizle asimile olmuş bir toplum olmuşuz. Toplum aile düzenimizin bir an önce onarılması gerekiyor. Paranın esiri, kölesi olarak bütün düzenlerimizi, şahsi menfaatler yüzünden bozmuşuz. Kimseye saygı sevgi kalmamış. Yakın gelecekte bu hırs böyle devam ederse, yaşantıların dahada anlamsız ve zevksiz olacağını, mutsuzlukların artacağını ne yazık ki görmekteyiz. Düzelmeyi önce kendimizden yapmalıyız. Ne ekersek onu biçeriz. Sevgi, saygı, şefkat, hoşgörü ekelim ki, huzur, mutluluklar bizlerle olsun. Önce kalplerimizi temiz tutarak örnek davranışlar sergileyerek gönüller kazanmalıyız. Gönülleri alamadıktan sonra güzel yaşasanız ne olur. İlk önce yöneticilerin adil, hak hukuk içinde yer almaları gerekmektedir. Adil gelir düzeninin gelmesi, haklara riayet edilmesi toplumsal barışın, huzurun sağlanması açısından son derece önemlidir. Dilerim gelecek, hepimiz için güzel olsun, gelecek bizim olsun, hepimizin yüzü gülsün…

 

Aslında bu hızlı yaşam biçiminde bazı şeyler atlanıyor, atlatılıyor. Bu hızlı tempoda bazı şeyler unutturuluyor. Sağlıklı gelecekler, sağlıksız geliyor. Çünkü bazılarının işine böyle iyi geliyor. Ama gün gelir ilahi adalet onlara da iyi gelecek. Yarınların iyi olmasını diliyor ve umuyorum.