Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '14

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla hicret, hicri takvim, muharrem ayı ve kardeşlik hakkında sohbet….

Hocayla hicret, hicri takvim, muharrem ayı ve kardeşlik hakkında sohbet….
 

“Hayırlı Cumalar hocam”

“Hoş geldin evladım , senin de Cuman hayırlı olsun.

”Sağolun hocam.”

“Sen de sağol evladım. Bugün neler soracaksın bakalım?”

“Hocam bugün ben bir şey sormayayım da, siz istediğiniz bir konuyu anlatın.”

“Hımmm. O zaman sana Hicret ve kardeşlikten söz edeyim. Şimdi neden bu konuyu açtığımı soracaksın.   Sen sormadan ben söyleyeyim. Yarın hicri yılbaşı. Yani hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayına giriyoruz. ”

“Hicri takvim dediğiniz hani, içinde Recep, Şaban, Ramazan olan aylar değil mi?”

“Evet evladım. İşte o hicri takvimin ilk ayı Muharrem ayıdır.”

“Peki Muharrem ayının bir özelliği var mı hocam?”

“Olmaz mı? Hz. Adem ile Hz. Havva’nın yeryüzüne ayak bastığı ay Muharrem ayıdır. Ayrıca, Nuh’un gemisinin Cudi dağına oturduğu ay ile Hz. Musa’nın Firavun’un gazabından kurtulduğu ay da Muharrem ayıdır.”

“Hocam bir de Kerbela olayı bu ay içinde olmuştu değil mi?”

“Evet evladım. Hz. Peygamberin torunu Hüseyin 10 Muharrem’de katledilmişti. Bu yüzden Şii ve Alevi mezhebine mensup olanlar o günü matem günü olarak ilan etmişlerdir.”

“Hocam bu ay içinde bir de aşüre gününden söz ediliyor. Değil mi?”

“Evet evladım. O konuda değişik tevatürler var. Nuh’un gemisi Cudi dağına oturmadan önce elde kalan erzakların hepsiyle aşure yapıldığı söylenir. 10 Muharrem de aşure günüdür. Halkımız da o hafta aşure yapıp, konu komşuya dağıtır.”

“Hocam, Kuran’da hicretten söz ediliyor mu?”

“Hz. Peygamber Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde onu Medine’de çok iyi karşıladılar. Herkes kendisini misafir etmek istedi. Bilinen bir şeydir. O da devenin çöktüğü yerdeki kişiye misafir olacağım dedi ve Hz. Eyüp’ün evine misafir oldu. Mekke’den Medine’ye göç edenlere muhacir, misafir edenlere ise El Ensar denir. İşte misafirliğin ve kardeşliğin en iyi örnekleri hicret zamanı görülmüştür. Kuran’daki ayetlere gelince:

“İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler, şüphesiz bunlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir. 

Hicretle ilgili bir hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmaktadır:

Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin oldukları kimsedir. Muhacir ise Allah’ın yasakladığı şeyleri terk edendir.

“Hocam hicretten kendimize bir kıstas çıkarabilir miyiz?”

“Fetihten sonra hicret yoktur. (Burada Mekke’nin fethinden söz ediliyor) buyuran efendimiz, kıyamete dek ümmetine asıl hicretin Allah’ın yasak kıldığı şeylerden uzak durmakla gerçekleşeceğini haber veriyordu.  Hicret; bâtıldan, boş şeylerden, ömrü israf eden her türlü arzu ve istekten uzaklaşarak hakka, hakikate, ahlak ve irfana teslim oluşun ifadesidir.  Hicret, bir mekandan diğerine yapılan yolculuk değildir sadece. Hicret, maddeden manaya, fenadan bekaya yürüyebilmek, Yüce Mevlâ’nın yarattığı tertemiz fıtratımızı koruyabilmektir. Şirkten, küfürden, nifaktan uzaklaşıp, iman ehli olabilmektir. Hicret; fâni dünyanın çekiciliğine kanmamaktır. Nefsin heva ve arzularının tuzağına düşmemek, ulvi duygu ve gayeleri, gelip geçici heves ve tutkulara feda etmemektir.

“Hocam günümüzde bakıyorum da Müslümanlar birbirlerini öldürüyorlar. Bu nasıl kardeşlik?”

“Maalesef öyle evladım. 1436 yıl önce hüznü mutluluğa, bedeviliği medeniliğe dönüştüren hicretin, bugünün bedevileşen dimağlarını ilim pınarlarıyla, çölleşen yüreklerini merhamet ve muhabbet yağmurlarıyla yıkamasına insanlık olarak ne kadar muhtacız. Değil mi?”

“Evet hocam. Siz Hicri yılbaşında insanlara nasıl bir çağrıda bulunursunuz?”

“Farklı ırk, dil, ve renkte yaratılmışlığımızı Allah’ın ayeti olarak görelim. Gelin tüm ırkçılığı, mezhepçiliği kaldırıp atarak birlik ve kardeşliğe hicret edelim. Gelin her türlü zulmü, kötülüğü, husumeti ayaklar altına alıp, adalete, iyiliğe, merhamete ve muhabbete hicret edelim. Gelin şiddeti, vandalizmi, yakıp yıkmayı terk edelim ve yeryüzünü imar etmeye, harabeleri mamur etmeye hicret edelim.  Gelin saldırmayı, yıldırmayı, öldürmeyi bir an önce bırakıp, yaşanan bunca dehşet ve vahşet karşısında yangın yerine dönen yüreklerin ateşini söndürmeye, öksüzlerin yetimlerin yüzünü güldürmeye , mahzun gönülleri şâd etmeye hicret edelim.”

“Tam da ülke olarak bütün bunlara çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde umarım çağırınıza çok kimse kulak verir hocam. Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Allaha emanet olun.”

“Sen de Allah’a emanet ol evladım. Gülegüle.”

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..