Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '16

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla söz ve yemin konusunda sohbet...

Hocayla söz ve yemin konusunda sohbet...
 

“Hayırlı Cuma’lar hocam”

“Hayırlı Cuma’lar evladım. Uzun zamandır görünmüyordun”

“Yaz aylarında buralarda değilim hocam. Geldikten sonra da sizi göremedim. İzindeymişsiniz galiba.”

“Evet evladım. Yıllık iznimi kullandım ben de bu arada. Herhalde yine bana soruların olacak.”

“Evet hocam, söz ve yemin konusunda bazı sorularım olacaktı.”

“Sor bakalım evladım.”

“Hocam, bir arkadaşım var. Kendisi turist rehberi. Gerçi şu anda turizm de pek iyi değil ama, özellikle Arap turistlerden çok şikayetçi.”

“Neden evladım?”

“Araplara, sabah saat 10 da toplanalım diyormuş, gidecekleri yere vaktinde gitmek için, adamlar, saat 10,30 hatta saat 11’de ancak gelebiliyorlarmış. Otobüsler için de sorun oluyormuş. Bizim Türklerin de onlardan pek farkı yokmuş. Ama Avrupa’dan turistler geldiği zaman, saat 10 denilse, adamlar 10 a 5 kala toplanma yerinde hazır oluyorlarmış. Müslümanların bu konulara daha hassas olmaları gerekmez mi?”

“Evladım, bu dinden ziyade insanların aldıkları eğitimle ilgili bir konu. Geç gelenlerin ülkelerinde böyle durumlara göz yumulursa, bu insanlar başka ülkelerde de aynısını yaşarlar. Diğerleri belki Müslüman değil ama insanlık değerleri daha yüksek.”

“Hocam bir de verilen sözlerin güçlendirilmesi için edilen yeminler var. Dinimiz yemin konusuna nasıl bakıyor? Yemin edip de, sonra da bozulursa, ne gibi sakıncaları olabilir. Bu konuda ne yapmak gerekir?”

“Şimdi evladım yeminle ilgili Kuran-ı Kerim’de bir çok ayet var.  Örneğin; “Yeminlerinizi koruyunuz.” (Maide, 5/89), “Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91) .

“Bu konuda hadisler ne diyor hocam?”

Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve kefaret ödesin” (Müslim, Eyman, 11-19)

“Yalan yere yemin etmek dinimizdeki en büyük günahlardan biridir“ (Al-i İmran 3/77; Nahl 16/91, 94, 95; Buhari, Eyman 16; Müslim, İman 220).

“Hocam, hadiste yemin bozulunca kefaretten söz ediliyor. Kefaret ne demek?”

“Kefaret sözlük anlamında, gizleyen, örten demek. Dinimizde ise kefalet bir günahı Allah’a bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç demektir.”

“Peki hocam, her konuda kefaret geçerli midir?”

“Hayır evladım. Örneğin başka birine ait bir malı, ilgisi olmayan birine ait olduğuna dair, yemin ettiniz. Yani yalan yere yemin ettiniz. Böylelikle birinin hakkının yenmesine aracılık ettiniz. İşte o ve benzer yeminler için kefaret olmaz. Hakkı olan mal o insana verilmedikçe, siz kefaret verseniz bile günaha girmiş olursunuz.”

“Mahkemelerde yalan yere insanlar yemin ediyorlarsa o zaman bunlar da günahtır. Değil mi hocam?”

“Tabii ki, bir haksızlık karşısında haksız olan tarafı destekleyici yeminler ederseniz, onun kefareti olmaz.”

“Peki hangi konularda kefaret olur hocam?

“Sözlerimin başındaki hadiste olduğu gibi, bir kimse bir şey için yemin eder ve sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve kefaret ödesin sözünü şöyle bir örnekle açıklayayım. Örneğin kardeşinizle kavga ettiniz, bir daha yüzüne bakmam diye de yemin ettiniz. İşte kardeşinizle görüşmeniz daha hayırlı değil midir? Böyle durumlarda, yemininizi bozar ve kefaretini ödersiniz.

“Peki kefaret nasıl ödenir hocam?”

“Bu konuda maide süresinin 89. Ayeti şöyle der:

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkanı) bulamazsa onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.”

“Günümüzde köle geçerli değil. Para versek bu neye göre olacak hocam?”

“Onu şöyle yapabilirler. Ramazanda verilen fitre miktarı bir günlük fakirin yiyeceğine eşit olarak kabul edilmektedir. Bir kişiye on fitre veya on kişiye, birer fitre parası verilerek, bu kefareti yerine getirmiş olurlar.  Eğer maddi olanakları yoksa, da üç gün oruç tutarak bu kefaretten kurtulurlar.”

“Anladım hocam. İnsanlar Allah adına yemin ediyorlar değil mi?”

“Evet evladım. Vallahi, billahi diyerek Allah’ı şahit gösteriyorlar.”

“Keşke siyasiler de, Allah adına yemin etseler, de yeminlerini tutmadıklarında çarpılsalar….”

“Neden evladım?”

“Çünkü siyasilerin çoğu yeminlerini tutmuyorlar da ondan.”

“Onlar ne üzerine yemin ediyorlar?”

“Namusları ve şerefleri üzerine.  Olmayan şeylerin üzerine yemin edince de çarpılmıyorlar işte.”

“Neyse evladım, o konulara fazla girmeyelim.”

“Tamam hocam, verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Sağlıcakla kalın.”

“Sen de Allah’a emanet ol evladım.”

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..