Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '14

 
Kategori
İnançlar
 

Hz.Nuh "Matrix" olunca!

Hz.Nuh "Matrix" olunca!
 

İnsanlar ve Melekler; Allah'tan "daha mı" merhametli?!


Ben geçen Cumartesi günü filmi izledim... Notlarımı aldım... Kur'an Ayetleri'yle tam tersi bir Senaryosu vardı... Filmi beraber izlediğim Kardeşim ve İnternet Danışmanım, Stuttgart’ta Ses Teknisyenliği / Mühindisliği okuyan Üniversite Öğrencisi Ahmet’e “bu hafta İncil ve Tevrat'taki Nuh Peygamber ile ilgili bilgileri de okuyacağım... Çünkü İncil ve Tevrat'ta “Nuh Peygamber'in Hatıraları nasıl geçiyor bilmiyorum... Belki Senaryo İncil veya Tevrat'a göre yazılmıştır... Fakat pek de ihtimal vermiyorum... Çünkü Senaryo bana ‘ilginç’ daha doğrusu ‘orijinal’ geldi, ‘Kur'an-İncil-Tevrat Ayetleri'nden bağımsız’ yazılmış gibi sanki” dedim...

Sonra okudum… İncil’de Film Senaryosu’na ilham verebilecek bir şey görmedim, fakat Tevrat’ta neredeyse “Senaryo’nun Tamamı” vardı, yani “Film’in Ana Konusu” hariç Senaryo “Tevrat’a göre” yazılmıştı…


> FİLM’İN MESAJI: “ALLAH” MERHAMETSİZ,
   “İNSAN ve MELEKLER” ise MERHAMETLİDİR!

Senaryo'nun Özeti; "Matrix Kafası" veya "Hitler Kafası" ya da "Orhan Gencebay Kafası"dır... Ya da “Matrix-Hitler-Gencebay Felsefesi”…

Senaryo'ya göre güya Allah (Film'de Allah diye değil 'Yaradan' diye alt yazı çevrilmiş, Allah kelimesi / adı hiç kullanılmadı)Dünya'yı bozdukları gerekçesiyle “insan neslini yok etmek” istiyor, bizim “Melekler”, Film'de ise “Gözcüler” diye geçenlerle birlikte Nuh Peygamber Allah'a karşı gelip İnsan Nesli'nin devamını sağlıyorlar... Yani Melekler / Gözcüler ve Nuh Peygamber "merhametli" oluyor, Allah / Yaradan ise "merhametsiz"...

Film’in Konusu aklıma bu yüzden Matrix, Hitler ve Orhan Gencebay’ı getiriyor… Çünkü Matrix’in Konusu da “insanları yok edip yeni ve mükemmel insan ırkı yaratmak” üzerine kurulu… Hitler de “Yahudileri yok ederek İnsanoğlu’nu kurtaracağım” iddiasındaydı ve 6 milyon Yahudi’yi öldürdü… Orhan Gencebay da “çare”yi bunda görüyor ve “batsın bu dünya” diyor… Şarkı yıllar sonra yeniden okunup-kaydedilirken başında da şunu söylüyor:

Daha adil, daha mutlu bir Dünya için, batsın “bu” Dünya!...

Film’e göre Allah da Matrix, Hitler veya Orhan Gencebay gibi düşünüyor… O da “mutlu bir Dünya” için çareyi “yok etmek”te buluyor. Senarist’in dayanağı ise Tevrat’ta geçen şu Ayet:

Tanrı Nuh’a, “İnsanlığa son vereceğim” dedi, “Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. (Yaratılış 6/13)

Senarist de bunun “çelişkili” olduğunu fark etmiş olacak ki, filmde “yeryüzünün de insanoğluyla birlikte yok edileceğini” hiç işlemiyor ve sadece “insanoğlunun yok edileceğini” üstünde duruyor… Zaten Allah “yeryüzünü yok edece olsa”, o zaman hayvanlardan birer çifti neden Gemi’ye doldursun?!!! Demek ki, yeryüzü yok edilmeyecek, insanoğlu yok edilecek!

Devamında Nuh Ekibi’yle berlikte Gemi’yi inşa ediyor ve Gemi’ye binenler kurtuluyor, binmeyenler boğuluyor… Daha doğrusu “binmeyenler” değil “binemeyenler” boğuluyor, çünkü Nuh “kendi Ailesi’nden başkasını”Gemi’ye almıyor!!! Gerekçe olarak da “Allah insan neslini bitirmek istiyor, onun için Gemi’ye almayacağım, onlar ‘şimdi’ boğulup ölecek, biz ise yaşayan ‘Son İnsanlar’ olacağız, biz de ölünce insan nesli tükenecek” oluyor!

Oysa ki Allah’ın “insan neslini yok etmek” gibi bir isteği de, “sadece iyi insanlar yaşasın” gibi bir beklentisi de yok… Yaptığı; “uyarılarını dinlemeyenleri cezalandırmak”tan ibarettir… Yani Nuh Kavmi’ne yaptığının aslında Lut Kavmi’ne yaptığından bir farkı yoktur… Allah “Dünya’da sadece iyi insanlar yaşasın” değil, “Dünya Yönetimi’nde / Geneli’nde kötü insanlar değil, kötü insanların itip-kaktığı / sömürdüğü iyi insanlar hakim olsun” istiyor! Bunu şu Ayet’ten anlıyoruz:

Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip-horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim. (Kasas Suresi / 5.Ayeti)

Gemi’ye “kimlerin bindiği” ya da Nuh Peygamber’in “kimlerin binmesine izin verdiği” Kur’an’da şöyle geçiyor:

Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: “Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları.” Ama Nûh'la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti. Nûh dedi: "Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafûr'dur, Rahîm'dir." (Hûd Suresi / 40-41.Ayetler)

Görülüyor ki Tevrat’ın aksine Kur’an “Gemi’ye sadece Nuh, Karısı, Oğulları ve Gelinleri olmak üzere toplam ‘8 kişi’ bindi, diğer insanlar ise boğulup-yok oldu, zaten Allah da bunu istiyordu” demiyor! “Aileni ve İman Etmiş Olanları” diyor! Yani Allah’ın “İnsanoğlu’nu yok etmek” gibi bir isteği yok!


> TEVRAT ve KUR’AN’A GÖRE; ALLAH’IN
   “İNSAN”A BENZEYİP-BENZEMEDİĞİ KONUSU!

Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı. (Yaratılış 5/1) Bu Ayet filmde çok tekrarlandı, yanlış hatırlamıyorsam en az 5 defa… Kur’an-ı Kerim’de ise Tanrı “insan dahil hiçbir şeye benzemez”… Bunu şu Ayetler’den öğreniyoruz:

Gökleri ve yeri ortaya çıkarandır, Fâtır'dır O. Size, benliklerinizden eşler yapmıştır; davarlardan da çiftler. Bu tarz içinde üretiyor sizi. O'nun benzeri gibi bir şey yoktur. Gereğince işiten, gereğince görendir O. (Şûrâ Suresi / 11.Ayeti)

Hiç kimse O'nun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz! (İhlâs Suresi / 4.Ayeti)

Yani basit ifadeyle Allah’ın insan gibi kolu-bacağı yoktur, çünkü insan gibi “eşya” değildir… Bu konuyu şöyle anlatmışım:

“Allah’ın Şekli”ne dair Kur’an’da herhangi bir ipucu yoktur. Zaten şekli olsa bizim gibi “eşya” olur. “Şekli ve eşya”yı Allah yarattığına göre, “kendi yarattığı şeyin içine girmesi” söz konusu değildir… O bakımdan “Allah diye aklınıza hangi şekli getirirsek getirelim, onu derhal kafamızdan silip-atmamız gerekir, çünkü o Allah değildir” diyor İmam-ı Azam... 

Ayrıntıları “Din Adına Konuşan Hurafe Manyakları’na Cevap: Saçmalıkname” Kitabımız’da yer alan “Öğretilen ve Tanıtılan Allah’ın Farkları” Makalemiz’den okuyabilirsiniz. (2.Baskı / Sayfa: 88-93 / Aralık 2008-Denizli)


> HADİSÇİLER’İN ALLAH’I;
   “KUR’AN” DEĞİL, “TEVRAT” PATENTLİ!

Ayetler böyle derken Hadisler tam tersine Allah’ı Tevrat’ta olduğu gibi “İnsan”a benzetmiştir:

Allah Peygamberler’e “Allah olduğunu ispatlamak için” Ahiret’te bacağını açıp-baldırını gösterir!(Müslim-İman 302 / Buhari 97-24, 10-29 / Hanbel 3-1)

Bu konuda “şöyle bir iddia” da varmış:

Bu Hadis’in “hangi”da geçtiğine dikkat edin! Hadis Kitapları’nın sözde “en doğru” olarak gösterilen, “tek Hadisi’ni inkar edenin ‘kafir’ olacağı sylenen” Müslim ve Buhari’de!... “Hadisçiler’in Mantığı”na göre bu Hadisi inkâr eden “kafir”, bu Hadis’e inanan “Gerçek Müslüman” olacaktır!(“Uydurulan Din Kur’an’daki Din” Kitabı / “Allah’ın Baldırı Olur Mu” Bahsi / Sayfa: 92 / 11.Baskı / İstanbul Yayınevi - Eylül 2007)

Kur’an Araştırmaları Grubu’nun adı geçen Kitabı’nda iddia edildiği gibi “Allah’ın bacağını açıp baldırını göstereceği” ile ilgili Hadis’in ve benzeri onlarcasının olduğu “Saçmalık Destanı”na inanmak gerekiyor bu Dinciler’e göre… Yoksa imanın gidiyor :) Dindarlar’a göre ise bunlar “Din-İman” değil “Küfür-Şirk-Saçmalık” konusudur!

Bazılarınız “bunu demek istememişlerdir / demezler” diyebilirler… Fakat ifadeleri “Buhari ve Müslim’deki ‘tek 1 Hadis’i inkâr eden kafirdir” şeklindeyse ve bu Hadis ve Hadisler de “o Kitaplar’da yer alıyorsa” bal gibi de “bunu” demek istemiş / demiş oluyorlar…


> “TEVRAT’IN ALLAH”I KUR’AN’A SOKULAMADIĞINDAN
   “HADİSLER”E SOKULUYOR!
 
Görülüyor ki bu “Hadis / Söz / Peygamber Sözü” diye piyasada dolaştırılan Kayıtlar; aslında aslını yitirmiş olan Tevrat Ayetleri’nin tekrarıdır…

Çoğunluğu da aslını yitirmiş Tevrat’a falan da dayanmaz, Siyasi Saltanat için uydurulmuştur…

Bunların Müslümanlar’a dayatılan başlığı “Hz.Muhammed’in Hadisi” olsa da, aslında “Tevrat Hadisi”dir…


> İNCİL ve KUR’AN’A GÖRE NUH’UN KARISI
   ve OĞLU GEMİ’YE BİNDİ mi BİNMEDİ mi?!

Film’de Nuh’un “Karısı” ve “Oğlu” da Gemi’ye biniyor… Senarist bunu şu Tevrat Ayetleri’ne dayandırmış:

RAB Nuh’a, “Bütün ailenle birlikte gemiye bin” dedi, “Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum. (Yaratılış 7/1)

Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.(Yaratılış 7/7)

Nuh, oğulları Sam, Ham, Yafet, Nuh’un karısıyla üç gelini tam o gün gemiye bindiler. (Yaratılış 7/13)

 Tevrat Ayetleri "böyle" yazarken, bizde bir söz vardır ve şöyledir: “NUH” dedi, “PEYGAMBER” demedi!...

Peki “nerden” geliyor bu söz?! Şu Kur’an Ayetleri’nden geliyor:

Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah'tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: "Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!" (Tahrim Suresi / 10.Ayeti)

Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp götürüyordu. Nûh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: "Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma." Oğlu cevap verdi: "Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur." Nûh dedi: "Allah'ın merhamet ettiği dışında bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur." Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı. (Hûd Suresi / 42-43)

Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: "Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin." Allah buyurdu: "Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım." (Hûd Suresi / 45-46)

Tahrim ve Hûd Sureleri’nde geçen Ayetler’in anlamı; Nuh’un Karısı ve Oğulları’ndan biri Tevrat’taki Yaratılış Ayeti’nde yazdığı gibi Gemi’ye binmedi… “Kâfir” olarak suda boğuldu… “Nuh dedi Peygamber demedi” sözü de buradan geliyor… Çünkü Nuh’un Karısı ve Oğlu, Nuh’un “Peygamber” olduğuna inanmıyordu…

Okuduğunuz Ayetler’den Tevrat Tercümeleri İzmir Protestan Kilisesi Derneği’nin Sitesi’nden ve Kur’an Tercümeleri ise Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk Meâli’nden alınmıştır…

“Din” kaynaklı bir Film olan “Nuh / Büyük Tufan”ın Kur’an ve Tevrat açısından eleştirisi böyle… “Sinema Sanatı” olarak ele alacak olursak görüşüm şu:


> 2014 YAPIMI 3D’Lİ ve İNGİLİZCE OLAN MATRİXVARİ NUH;
   1956 YAPIMI “10 EMİR – HZ.MUSA” KADAR BİLE DEĞİL!

Film 3D’li idi… 43 yaşımdan sonra hayatımda “ilk defa” 3D Gözlükleri’yle bir Film izledim… Bileti de, 3D Gözlükleri de, -Sinema Filmi izlemenin olmazsa olmazı- Mısır Patlağı’nı da Kardeşim Ahmet ısmarladı… E malum, ben Memleket’in “en fakir” Yazarı’yım :) Ahmet pek beğenmedi Film’i… Fakat Sinema çıkışnda yukarıda yazdıklarımı dinledikten sonra bu Kur’an Ayetleri’ni de öğrendi ve “olsun, iyi ki bunu izledik, sana da konu çıkmış oldu” dedi…

Film aslında 3D’lik de değildi… Çünkü “suyun altındaki” 4-5 Sahne hariç, 3D’nin tadına da varamadım… Yani Film, 10 yıl önce çevrilen bir “Yüzüklerin Efendisi” değil…

Neticede Dünyaca Ünlü Oyuncu Russell Crowe “Başrolü”nde ve Hollywood İmkânları’yla çekilen Film’de, elbette Sinema Sanatı anlamında “Güzel Sahneler” de var ama açıkçası beni 1956’de çevrilen ve Başrolü’nü Charlton Heston’un oynadığı “10 Emir / Hz.Musa” Filmi kadar bile etkilemedi… Bana göre 1956 Yapımı “10 Emir / Musa”, 2014 Yapımı “Nuh / Büyük Tufan”dan, gerek Ayetler’le Uyumu ve gerekse de Sanatsal / Görsel Başarısı bakımından daha güzel…


> İSLÂM’A GÖRE PEYGAMBERLER
   “GÜNÂH İŞLEMEZLER” Mİ?!

Hemen hemen hergün çay içip sohbet ettiğimiz Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Kapitalist Fotograf Sanatçı'sı “sen böyle diyorsun ama izleyenler çok beğenmiş Film’i, ben de gidip bir izleyeyim” dediğinde “onlar ‘efektleri’ni beğenmiştir, yoksa Kur’an Ayetleri’yle apaçık çeliştiğini ve de Tevrat Ayetleri’nin de değiştirilerek Senaryo’nun yazıldığını bilmezler” dedim ve şunu da ilave ettim:

Hiçbir Kur’an ve Tevrat Ayeti’ni bilmeseler bile; Film’deki, İnsanların ve Melekler’in ‘merhametli’, Allah’ın ise ‘merhametsiz’ olduğunun iddia edildiğini fark etmeleri gerekirdi! 

Kapitalist Fotografçı hak verip “İnsanları ve Melekleri ‘merhametli’, Allah’ı ise ‘merhametsiz’ gösteren bu Film’e Kültür Bakanlığı nasıl onay vermiş, onlar bunu nasıl fark edememiş” dedi…

Aslında istediği olmuş, yani Film bir Avukat tarafından “Mahkeme”ye verilmiş ayrıca Kültür Bakanlığı’na da “şikayet” edilmiş! “Mahkeme’ye vermesi” açısından doğru, ama “Şikayet Konusu / İçeriği” açısından yanlış bu ve Cevabımız’la bitirelim:

Avukat Yusuf Erikel Film’in “Allah'ın peygamberi Hz. Nuh'un şahsiyetini rencide ettiği ve inançlara aykırı olduğu” iddia etti ve  “Film’in Gösterimi’nden önce” şu metnin yayımlanmasına karar verilmesi istedi:

Saygıdeğer İzleyiciler, seyretmekte olduğunuz bu Film, “tamamıyla Film’in Senaristi’nin kendi kurgusu” olup, bu filmdeki Hz. Nuh Karakteri’nin ve anlatılan olayların İslam inancıyla, Kuran-ı Kerim'de bahsedilen Büyük Peygamber Hz. Nuh ile alakası yoktur. Hz. Nuh, Kuran'da övülen büyük bir peygamber olup, İslam İnancı’na göre Peygamberler “günah işlemekten münezzeh”tir. Saygılarımızla siz sayın izleyicilere duyurulur.

İhtiyati tedbir talebinde "karşı taraf" Kültür ve Turizm Bakanlığı ile filmin yayın hakkı sahibi şirket olarak gösterilirken, mahkemeden, kararın bir nüshasının bakanlık, bakanlığın il müdürlükleri ve RTÜK'e gönderilmesi de talep edildi. Avukat Erikel, dilekçesinin sonunda, "Davacı, talepte bulunan, Hz. Nuh'un sonraki kuşaktan torunu olan, inanan mümin" ifadesine yer verdi.

Daha önce Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri'nde yasaklanana film, son olaraksa Malezya'da yasaklandı. (“Nuh: Büyük Tufan Filmi için Mahkeme’ye Başvurdu” Haberi / “Hürriyet” Gazetesi / 08.04.2014)


> “AVUKAT’IN PEYGAMBERİ” de, “TEVRAT’IN ALLAHI” GİBİ!...

Avukat “iyi” başlayıp, sonradan “gerekçesi”ni açıklarken bir çuval inciri “berbat” etmiş! Şikâyeti’nde / İhtiyari Tedbir Talebi’ndeki iddiaları “neresinden tutarsanız tutun” elinizde kalıyor!

Çünkü-1: “Film; tamamıyla Film’in Senaristi’nin kendi kurgusudur” gerekçesinin gerçekle hiçbir alakası yoktur!... Yukarıda ispatladığım gibi Senaryo “Senarist’in Kendi Kurgusu” değil, “Tevrat Ayetleri’nin Kurgusu”dur!

Çünkü-2: “İslâm İnancı’na göre Peygamberler ‘günâh işlemekten münezzeh’tir” gerekçesinin gerçekle hiçbir alakası yoktur!... Çünkü Kur’an-ı Kerim’de hem de Onlarca Ayet’te Peygamberler’in yaptıkları hatalar gündeme getirilmekte ve de bazı Peygamberler açıkça azarlanmaktadır…

Yani Avukat’ın da Kur’an’ı okuduğu falan yoktur, piyasada dolaşan o Ezber’e Laflar’ı, kendi ifadesiyle “Halk Arasında Dolaşan / Dolaştırılan İnancı” tekrarlayıp, buna “İslâm İnancı” demiştir… İnanç’ın “İslâm İnancı” olabilmesi için, İslâm’ın Kitabı Kur’an’da “dayanağı”nın olması lazımdır… Dayanak’ta ise hiçbir şekilde “Peygamberler’in günahtan münezzeh olduğu” değil, tam tersine “işledikleri bir sürü günah ve hatalar” vurgulanmaktadır… Hem Avukat’ın dediği / ona öğretildiği gibi olsa, Kur’an’da Onlarca Ayet’te Peygamberler “işledikleri günahlardan ve de yaptıkları akıl almaz hatalardan ötürü” ha bire “Tövbe” edip dururlar mı?

Yani “İnsan Nesli’ni yok etmek” isteyen Allah’ı Tevrat’a mâl ettikleri gibi, Avukat da “Günah İşlemeyen Peygamberler”i “İslâm İnancı’na Göre” diyerek, bir bakıma Kur’an’a mâl etmiştir! Çünkü Kur’an’ı okuduğu falana yoktur! Okusa o Onlarca Ayet’i görür…

Ayrıntıları merak edenler, “Güllerin Efendisi Hz.Muhammed ‘Sürgün’de” Kitabımız’da yer alan “Rüyamda Hz.Muhammed’i Değil Einstein’i Görmek İsterim / Beşincisi Olma” Makalem’i okuyabilirler… Peygamberlik’in bir “Kariyer” olmadığının anlatıldığı o Makalem’de, Kur’an Ayetleri’ne dayanarak "Peygamberler’in işledikleri günahlar ve da hatalar" ile ilgili bir sürü örnek verdim…

Yani Şikayetçi Avukat’ın “Gerekçe”si; “Peygamberler Günâh İşlemez” değil, “Allah İnsan ve Melekler’e göre daha merhametsiz / gaddar gösterilemez” olmalıydı!... Çünkü Film’in “saçmaladığı” ve de Allah’a “hakaret ettiği” yer burasıdır!

Çünkü Avukat’ın Gerekçesi’nin hiçbir dayanağı yoktur, benim “İnsanlar veya Melekler değil Allah daha merhametlidir” İddiam’ın / Gerekçem’in dayanağı ise Kur’an ve şu Ayeti’dir:

Allah merhamet edenlerin “en merhametlisi”dir! (Yûsuf Suresi / 64.Ayeti)

----------------------------------------------------

AFİŞ / FOTOGRAFLAR:
- Nuh  / Büyük Tufan: Sinema Türk Sitesi
- Tasarım / Uygulama: Yatağanbaba Grafik-Tasarım

KİTAPLAR:
- Din Adına Konuşan Hurafe Manyakları'na Cevap: Saçmalıkname...
- Güllerin Efendisi Hz.Muhammed "Sürgün"de...
- Adrese Teslim - Kapıda Ödeme için Sipariş: 0537 411 59 83

SİTELER ve E-POSTA:
- www.yataganbaba.com
- www.facebook.com/muratyataganbaba
- muratyataganbaba@gmail.com 

 

 
Toplam blog
: 31
: 4637
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

YAZAR, Gazeteci, Yayıncı, Programcı... Yayınlanmış "12 Kitap"ım ve Yarışma'da 1.olmuş "Sinema Fil..