Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

İktisat Bilmeyene Altın Tahvilinin-Sertifikasının En Basit İzahı...

İktisat Bilmeyene Altın Tahvilinin-Sertifikasının En Basit İzahı...
 

Çizim, Yücel Evren


İktisattan hiç anlamam, ne demek şu “yastık altındaki altın”ı ekonomiye kazandırmak, altın tahvili/sertifası  da ne ki, diyenlerdenseniz, en basit şekilde anlatıvereyim.

Son günlerde devlet yönetimi düzeyinde iki söylem dikkatinizi çekmiştir.

Deniyor ki,

Faizler çok yüksek.

Bir de deniyor ki, yastık altındaki altınlarınızı ekonomiye kazandıracağız.

Türkiye’de en çok borcu olan kurum devlet.

Devletin bugünkü iç borcu 528 milyar TL’ymiş.[1]

Her borçlu gibi Devlet de bu yüzden “faizler çok yüksek” diye bağırıyor.

“Altın” da oradan akıllarına, yani gündeme geldi.

Devletin hesabına göre yastık altında, yani vatandaşın evinde, altın, bilezik, toplam 2.200 ton[2] altın varmış. Bu da ediyor yakaşık 350 milyar lira…

Devlet, bankalara yüksek faizle borçlanmış ya, bu borcu kapatmak için vatandaşa diyor ki, “sen altınlarını bana borç olarak ver, ben onunla bankalara olan borcumu ödeyeceğim…”

İşte  “altın tahvili”, “altın kira sertifikası” gibi süslü kelimelerle bunu anlatmaya çalışıyor.

Efendim, şöyle olacak…

Emekli Hafise teyze, bakkal Murat amca.. bak, iyi dinle!

Şimdi sen evindeki altınlarını alıp Ziraat Bankası’na götüreceksin. (Ama öyle küpe, yüzük, kolye filan değil, 22 ayar, 24 ayar bilezik, bi de tam, yarım, çeyrek filan…)

Banka, kaç gram altın teslim ettiğine dair sana bişey[3] verecek.

Vade şimdilik 2 yıl.[4]

Diyelim ki 100 gram altın götürdün. Senede bir, aşağı yukarı ikibuçuk gram[5] altın da devlet verecek.

Vadeden önce altınını istersen, kar payıyla beraber kaç gram altının varsa ve kaç para tutuyorsa sadece para olarak alabileceksin.

Yok vadesini beklersen de ister altınını (kaç gramsa o kadar çeyrek filan) istersen de parasını alabileceksin.

Efendime söyleyeyim, peki bankada toplanan altınlar ne olacak?

O da şöyle olacak.

Bu altınlar eritilip külçe altın haline getirilip Hazine’nin Merkez Bankasındaki hesabına yatırılacak.

Merkez Bankası bu altınlar karşılığında Hazine Müsteşarlığına (yani Devlete) parasını verecek, onlar da bu parayla bankalara olan faizli borçlarını ödeyecekler.

Böylece ne olacak?

Devletin bankalara olan faizli borcunun yerini vatandaşa olan altın borcu alacak.

Peki yapılan tüm bu işlemlerin Devlete ve dahi altınını Devlete borç veren vatandaşa nasıl bir faydası veya zararı olacak?

Gelecekte nasıl olacağını ne biz ne de hiç kimse bilmiyor. Ama geçmişte şöyle olmuş; sen oradan pay biç.

2006 yılı ağustosunda  735 dolar olan altın fiyatı[6] 2011 yılının ağustos ayına kadar devamlı artmış, 1.850 dolara kadar[7] çıkmış. Ondan sonra da zikzaklarla da olsa devamlı azalmış, bugün itibariyle 1.276 dolara[8] kadar düşmüş.

Altın fiyatları 2006 – 2011 Ağustos ayları arasında gördüğün gibi yükselirse altınını devlete borç vermiş olan vatandaş köşe olacak, Devlet de bankalara yüksek faizle borçlu olduğu günleri dahi mumla arayacak.

Tersi olursa bu kez Devlet köşe olacak, vatandaş da “veresiye satan”ın durumuna düşecek.

Şunu da belirtelim ki eksik olmasın, ben her halukarda altınımı bozdurmam, devlete de borç olarak veririm derseniz, altın fiyatları dalgalanmaları dışında altınınız her yıl ağırlık olarak yaklaşık yüzde ikibuçuk artacaktır.

Konu bundan ibarettir.

 

Kenan IŞIK

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..