Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

İlaçlara eş değer besinler neler? Ne kadar alınmalı?

İlaçlara eş değer besinler neler? Ne kadar alınmalı?
 

Malumunuz sonbahar mevsimine girdik. Havalar yavaş yavaş serinlerken, güneş ışınları etkisini kaybetmeye çoktan başladı.

Havaların soğuması ile birlikte, vücut direncimiz düşmeye başladı..

Enfeksiyonların da yavaş yavaş kapımızı çalmaya başladığı bu mevsimde bağışıklık sistemimiz de yavaş yavaş düşmeye başladı!

Kış mevsimini daha sağlıklı geçirmek adına sonbahara geçişte tüketmemiz gereken ilaç değerindeki besinleri uzmanlar şöyle anlatıyor:

Sarımsak: Doğal ve etkili bir antibiyotik olma özelliğine sahip sarımsak, gripten kansere birçok hastalığa karşı faydalı. Hele de mevsim geçişlerinde vücudun azalan savunma mekanizmasını güçlendirmede büyük katkı sağlıyor. Ancak sarımsağı çiğ olarak tüketmek gerekiyor. Zira pişirilme, mikrodalga veya kurutmayla hazırlanan sarımsak ürünlerinde asıl yararlı madde olan alil sülfür bileşenleri azalıyor.

Zencefil: Benim de çok severek kullandığım bir bitki olması nedeniyle önerilerim arasında bununda bulunmasını özellikle istedim. Sayısız faydasıyla 'mucize' besin olarak da adlandırılan zencefil, akciğerden kalınbağırsağa, karaciğerden lenfoma, lösemi, en tehlikeli deri kanseri türü olan malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserlerine faydalı. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye de fayda sağlıyor. Ancak zencefil kullanırken dikkatli olunmalı. En sık görülen yan etkileri mide yanması ve egzama. Aşırı miktarda tüketilen zencefil, merkezi sinir sistemini baskılayabiliyor ve kalpte ritim bozukluğuna neden olabiliyor. Pıhtılaşmayı azaltan ilaçlarla birlikte de kullanılmamalı zira kanamaya neden olabilir.

Zeytinyağı: Akdeniz kenarında toprakları bulunan ülkelerin beslenme alışkanlıklarından en önemlisi Zeytinyağı’nın sıklıkla kullanılmasıdır. Zeytinyağının sık olarak kullanıldığı bölgelerde, genellikle yaş ortalaması yüksek olur. Örneğin Ülkemizde Aydın ve özellikle Nazilli yöresi, Yunan adaları ve özellikle mutfağı ile ünlü Girit. Sağlıklı beslenmede önem kazanan sağlıklı besinlerin başında zeytinyağı geliyor. Meme, yumurtalık, kalınbağırsak, yemek borusu, mide ve akciğer kanserine karşı koruyucu olduğuna yönelik çok sayıda çalışma var. Kalp ve damar dostu olan zeytinyağı aynı zamanda sonbaharda azalan su tüketimine karşı bağırsakları çalıştırmasıyla da katkı sağlıyor. Salatalarınıza ve pişirdiğiniz yemeklere sonradan ilave edeceğiniz saf zeytinyağı, vücut direncini de artırıyor.

Brokoli: Ülkemizde de bol bol yetişen ve değişik tür yemekleri, salatası yapılan bu güzel sebzeyi yemenizi özellikle tavsiye ediyorum. Yalnızca ben değil, beslenme uzmanları da Brokoliyi tasfiye ediyorlar. Kalp damar hastalıklarından korumada çok önemli bir besin olan brokoli, kansere karşı da en önemli koruyucu bitkiler arasında yer alıyor. Kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra, B grubu vitaminleri içermesi kalp krizi, damar tıkanıklıkları ve felç gibi hastalıklardan koruyucu etki sağlıyor. Brokolinin asıl yararlı maddesi, ona acı tadını veren ‘sülfürofandur’. Bu madde brokoli filizinde bol miktarda bulunuyor. Siz siz olun özellikle de bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için sonbaharda brokoliye sofralarınızda yer verin.

Yeşil Çay: Özellikle enfeksiyonların kapımızı çalmaya başlayacağı ve sıcak içeceklerin daha revaçta olacağı sonbaharda yeşil çay önemli bir şifa deposu. Kararında tüketildiğinde önemli faydaları olan yeşil çay, karaciğer, prostat, akciğer, pankreas ve kalınbağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi ile dikkat çekiyor. Bir dilim limon ilave ederek tüketeceğimiz yeşil çay, yüksek anti-oksidan kapasitesiyle içeceklerin baş tacı. Ancak siz siz olun, tüketiminde aşırıya kaçmayın. 3 fincan yeşil çay tüketimi yeterli.

Nar: Tam da zamanı geldi! Bizim buralarda nar hasadı başladı. Pazarda satılmaya başlandı. Fiyatı da çok ucuz. Tezgâhlarda yerini almaya başlayan bereketin simgesi nar. Bugün adeta 'doğal antibiyotik' olarak nitelendirilen ve binlerce yıldır kullanılan bitkisel ürünlerin başında gelen narın faydası öyle çok ki... Kansere karşı koruyucu etkisiyle de dikkat çeken nar, özellikle baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerine faydalı. Günde 50 mililitre nar suyunun uzun süreli kullanılması ile faydası elde ediliyor. Ancak düşük tansiyonu olanlar tüketirken dikkat etmeli. Zira narın tansiyonu düşürücü etkisi var.

Zerdecal: birçok bitkisel çay ile birlikte benim de tükettiğim bir ürün. İçeriğindeki curcumin ile önemli bir kanser savaşçısı olduğu kanıtlanan zerdeçal, alzheimerdan diyabete birçok hastalığa karşı da faydalı. Günde iki tatlı kaşığı zerdeçalı ister yemeklerinize serpebilir isterseniz çay olarak tüketebilirsiniz. Ancak aşırıya kaçmamak şart! Uzmanlara göre; uzun süreli ve fazla kullanımı durumunda mide mukozası tahrişine neden olabiliyor. Hamileler ve emziren anneler ise doktor onayı almadan kullanmamalı. Küçük safra taşları, karaciğer iltihabı, mide ve oniki parmak bağırsağı ülseri ile akut gastriti olanlar da kullanmamalı. Kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte de alınmamalı diyorlar.

Badem: Faydalı olduğu kadar da pahalı bir besin! Tam bir magnezyum, demir ve kalsiyum deposu olan badem vücudun enerji üretiminde önemli rol oynuyor. Uzmanlara göre; İçeriğindeki riboflavin ile doku onarımına da yardımcı oluyor. Bazı kanserlerin gelişmesini ve kansızlığı önleyen bademin bir porsiyonunda (23 adet), 75 miligram kalsiyum bulunuyor. Yine bir porsiyon badem, günlük alınması tavsiye edilen E vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor. En iyi bitkisel protein kaynaklarından biri olan badem kalbin en iyi dostu! Badem yağı, doymamış yağ olması nedeniyle kandaki kolesterol düzeyini düşürmeye yardımcı oluyor.

Somon: Deniz somonları ile çiftlik somonları arasında besinsel olarak birçok farkın olduğu uzmanlar tarafından ortaya konuldu. Hele de balık sezonunun açılmasıyla tam bir sağlık deposu olarak dikkat çekiyor somon. İçeriğindeki Omega-3 yağı ile sayısız faydası bulunan somon, kalp krizini önlemekten bağışıklık sistemini güçlendirmeye dek mükemmel bir kaynak. Her geçen gün yeni bir faydası ortaya çıkarılan Omega-3'ün, kan basıncını düşürmekten inme riskini azaltmaya dek pek çok yararı var. Somon aynı zamanda düşük kolesterol ve doymuş yağ içeren mükemmel bir protein kaynağı.

Antioksidan etkiye sahip A, C ve E vitaminleri başta olmak üzere mineraller ve Omega-3, Omega-9 yağ asitlerinin doğal yollardan alınması gerektiğini vurgulayan Diyetisyenler, B vitaminleri, kalsiyum ve lif açısından zengin ve proteinleri ete eş değer olan kuru baklagillerin de mutlaka tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Yaz aylarında yeterince(!) güneşten faydalanamayanlar için bol güneşli havalarda spor da yapmak şart.

 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..