İlham veren Öğretmen

Yenilik, inovasyon, Z kuşağı tanımları her platformda dile getiriliyor. “Bugünkü gençleri anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil sözü de her velinin ifade ettiği bir durum. Şunları da duyuyoruz

- “Bizim çocuk çok zeki, biraz çalışsa neler başarır”

- “Hocam valla anlamıyorum her şeyleri var ama neden çalışmıyor bu çocuk”

- “Hocam eskiden böylemiydi biz sokakta öğretmenimizi görünce kaçacak delik arardık” Gibi.

Konuştuğum gençler ailem beni anlamıyor, anlamak istemiyor diyor. Aileler ise hocam iki dakika konuşsak hemen telefona sarılıyor beni dinlemiyor diyorlar. Öğretmenler ise görsel, akıllı uslu çocukların peşinde.

Nasıl olacak diye bende yıllardır araştırmalar yapıyorum. Değişik platformlarda eğitimcilerle görüşüyorum. Bireysel öğrenci ve veli görüşmeleri ile beklentileri anlamaya çalışıyorum.

Öncelikle bu durum tek taraflı bir durum değil, meselenin çok yönlü değişkenlere sahip olduğunun farkında olmalıyız.

Öğretmen-Öğrenci-Veli sistematiği hep bahsedilen eğitim-öğretimin 3lü sacayağı. Ama sistematik olarak da MEB i de bunun içerisine dahil etmek gerekiyor.

Ben burada sadece öğretmen tarafında neler yapılabilir bunlardan bahsetmek istiyorum.

Empati: Eğitimde ihtiyacımız olan en önemli duygulardan biri empati. Empati için ise bireyin gelişim süreçlerinin çok iyi bilinmesi gerekir. Aynı duyguyu yaşamak, bireye birey olduğu için değer vermek. Kendi döneminde yaşadıkları ile kıyaslamak yoluna gidilebilir.

Kişisel Gelişim: Günümüzde çok duyduğumuz bir kavram “kişisel gelişim”. Eğitim/öğretim temel başlığı ile her döneme başlıyoruz. Çok iyi ders anlatan bir öğretmen iyi bir öğreticidir. Ancak eğitici olmak için önceliği kendimize vermemiz lazım. Tavsiye kitaplar, seminerler ile bu süreç pekiştirilmelidir.

Sosyal/Duygusal Zekâ Gelişimi: Her şey ders demek değil ifade edilir ama hep ıskalanan şey bireyin sosyal/duygusal zekasını geliştirecek aktivitelerin akademik derslerin gerisinde kalmasıdır. Bu konuda okul öncesi çok önemli. İlerleyen yıllarda bu sürece katkıda bulunacak çalışmalar diğer zümreler tarafından yapılabilir.

Etkin Dinleme:  Toplumumuzun genelinde olan bir durumda şu ki, anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz. Karşımızdaki konuşurken vereceğimiz cevapları tasarlıyoruz ya da kendi duygu ve düşüncelerimize yoğunlaşıyoruz. Öğrencilerimiz bazı sorular ya da sorunlarla bize geldiğinde değer verdiğimizi gösterip iyi bir dinleme ile soru(n)larını daha iyi anlama fırsatı yakalayabiliriz.

Hedef ve Amaç Gösterme: “Verim” kavramının iyileştiricilerinin başında hedef ve amaç belirlemek gelmektedir. Öğrencilerimiz bu konuda çok fazla bilgiye sahip değiller. Kariyer ilgi testleri sonuçlarına göre ya da becerilerine göre uygun yönlendirmeler yapılabilir.

Hüseyin ER

Eğitim Danışmanı-Lise PDR

huseyinerpdr@gmail.com