Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İlk Mektup

İlk Mektup
 

https://www.youtube.com/watch?v=MfVv6l_aFYI

 

Bu kez seni beklemiyorum sevgili.  Seninle yazıyorum. Yazan herkesle birlikte. Yazının icadından şu zamana kadar yazıyorum. Elime aldığım sivri uçlu taşlardan üzerinde parmaklarımın gezindiği tuşlara gelene değin, çağlar boyu sürüyor seni yazmam. Duvara çizilen kendini harf zanneden şekillerde, taşlarda, derilerde, göğe yükselen anıtlarda,  el yazmalarında, matbaanın mürekkebinde, görünmez belleklere yüklenen programlarda hepsinde varım… Ne olduğumu bilmiyordum seni yazmaya başladığımda. Belki sadece bir fikirdim. Belki sadece bir pıhtı, belki bir nur…  Milyar yıllık bir uykudan büyük patlama sonucu uyandırılıp etrafa saçılan enerjim beni ilkel bir insana dönüştürdüğü gün vahşi bir aşkla yazıyordum.

Aşk çılgınca üremekti. Sertçe dokunmak, ısırmak, bağırmak, kanatmak… Vücudumu kaplayan tüyler seyrelmeye başlayıp, davranışlarımdaki kabalık azalıp, zeki, utanan bir kadına dönüştükçe aşkım da evirildi. Taşlara, tabletlere, kemiklere zorbalıkla kazıdığım aşk yumuşak, tutkulu dokunuşlara dönüştü.  Beynim romantik oyunları öğrenmeye başladığında hareketlerimdeki kontrolsüz çılgınlık yerini sevmekteki uysallığın hazzına bıraktı.

Kültürler girdi, dinler girdi, ırklar girdi aramıza. Seni ve beni ayrı tutmak için devrimler, inkılaplar… Sen hor görüldün yâr. Ataların yok edildi. Ben var edildim.  Çoğaldım. Sonra sen güçlendin. Arttın, büyüdün. Ben yakıldım, kesildim, yıkıldım.  Aşk kaldığı yerden devam etti.  Beni dönemlerden geçirdiler yâr. Adına boyun eğme dediler, ahlak dediler, toplumsal kural… Seni bunun için savaşa zorladılar. Zekân korkunç bir silaha dönüştü. Beni ve yaşamı umursamazken bile sana olan sevgimden vazgeçmedim.   

İlkelliğimizin, yaşamak için avlanmak, ekip-biçmek zamanlarından kalan yorgunluğumuzun acısını çıkarırcasına sahip olduğumuz rahatlığın yarattığı korkunç bencilliğimize, gözü dönmüş hırslarımıza rağmen küresel yok oluşumuzu seyretmeye dayanamayacak kadar şefkatli doğa gibi sevdim, seviyorum seni.

Olmadığını söylüyorlar sevgili. Hayal gördüğümü.  Bilmiyorlar hiç bilmiyorlar ben seni milyar zaman öncesinde içimde bir fikirle büyüttüm. Evirildikçe sevdamı destanlara, masallara, türkülere, şiirlere, yüreklere yazdım. Canıma kattım.

Zifiri karanlıkta yazıyorum sana sevgili.  Boşluğa atıldığım günden beri yazıyorum. Bilmiyorlar sevgili yârim bir zamanlar sadece dönüp duran bir toz zerresinin insanca sevebileceğini… 

 

 
Toplam blog
: 110
: 1076
Kayıt tarihi
: 26.05.14
 
 

Dünyanın kirletemediği bir lotus... ..