Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '15

 
Kategori
Futbol
 

İnatlarla açılan sezon

İnatlarla açılan sezon
 

 2015 yazını en en "geçirmesi gibi geçirmeyen" takım olarak Galatasaray olabilir. İlkbaharda her şeyi kazanmış bir ekip olarak çok fazla restorasyon gerekmiyor gibi gözükse de kazın ayağı öyle değildi ve işler iyi giderken de cesur hamleler yapılabilmeliydi. Hamzaoğlu'nun başını en çok ağrıtacak konulardan biri bu olacak gibi gözüküyor. 
 
2 kupalı şampiyonun giderek yaşlanan ve Şampiyonlar Ligi'nde 17 yaşındaki Tielemans'a karşı bile yetmeyen temposuna önlem olarak takımın gençleşmesi gerekiyordu fakat bu durum, Carole ve Rodriguez'le sınırlı tutuldu. 4 yıldır takımın merkezi olan Melo - Selçuk'tan Melo'yla bu yaz yollar ayrılsa kimsenin itirazı olmazdı ama çok kötü yönetilen bir pazarlık süreciyle Melo'ya istediği yeni kontrat verildi. Melo, her sezon geç form tutuyor ama artık 32 yaşında ve takım onun temposuzluğunu kotarabilecek dinamizmden uzak. Jose'nin burada daha fazla süre alması, akla en yatkın senaryo. Yine orta alana yapılan Bilal ve Jem takviyelerinin hiçbir geçer akçesi yok. Neyseki bu yaz, gereksiz transfer sayısı 2'de kaldı. 
 
Takımın en defolu yeri gözüken savunmaya hala gereken takviye yapılmadı ve Denayer ismi orayı ne kadar götürür, bu önemli. Oyuncu çok ciddi bir form gösterse de sezon sonu gidecek ve 2016 yazı için stoper arayışları şimdiden başlamalı. Sol beke yapılan Carole eklemesi olumlu gözüküyor ve Telles'ten ciddi süre çalması muhtemel. Ancak takımın en aksayan yeri sağ bek ve oraya yine bir artı değer katılmadı. "Sabri'nin iyisini alırsak ona Sabri'den daha fazla maaş ödeyeceğiz." savunmasıyla yapılmayan hamleyi, bu yıl o bölgede yaşanacak Gaitan, Salvio, Griezmann, Nani , Quaresma vs eşleşmelerinden sonra tekrar konuşmak gerekecek. Sabri'nin parlak lig başlangıcı kimseyi yanıltmasın, zira Galatasaraylılar 12 yıldır bu anları çok iyi biliyor artık. 3 maç iyi oyun ve yeni kontrat. Bu denklemi yıllardır çözemeyen Galatasaray başkanları ve hocaları da cabası. Ömer Üründül'ün dediği gibi, "Futbol gerçekten çok enteresan."
 
Muslera'yla birlikte geçen yıl takımı şampiyon yapan ileri hattın da kimyası, bizzat Hamzaoğlu tarafından bozulmuş durumda. Yılın en dramatik çıkışını yapan Yasin, Süper Kupa'da golünü de attı ama ligde eşofmanı bir türlü çıkaramıyor. Podolski ve Sneijder de lige durgun girdi ama böyle oyuncuların yanına Umut Bulut'u koyarsanız otomatikman verimlerini düşürmüş oluryorsunuz. 2016 yılına giderken, yabancı sınırının kalktığı bir ortamda Galatasaray 9 numarasının hala Umut'ta olması, bu da yetmezmiş gibi her maç 11'de başlaması, hiçbir teoriyle açıklanamaz. Fatih Terim tedrisatından geçmiş olan Hamzaoğlu; Umut, Burak, Melo, Sabri vs konularındaki gereksiz inatlarıyla eski hocasının kötü huylarını da almış gibi gözüküyor. "Bu takımı geçen sene ben şampiyon yaptım." demek için yaptığı hamleler, takımın lig iddiasını daha en baştan sekteye uğrattı. Avrupa'daki umutsuzluk da cabası. Ekstra hiçbir hamle yapmasına gerek kalmadan, geçen seneden alışılmış düzeni yakalaması başarı için yeterli olacaktır. Başarmak için bazen bir şeyler "yapmamak" gerekir. Hamzaoğlu'nun vizyonsuzluğu ve gereksiz kaprisleriyle kaybedecek zamanı yok bu kulübün.
 
Takım için adaletin sağlandığı, Carole - Rodriguez - Denayer gibi isimlerin daha fazla kullanıldığı, Yasin'in balkondan tekrar salona döndüğü, Burak'ın rahat bırakıldığı, acilen bir sağ bek alındığı, Melo'nun kaprislerine yüz verilmediği takdirde bu takım yine bir şeyler başarır. Bruma'nın yerine yapılan Podolski takviyesi bile çoğu şeyi yukarı çekmeye yeter. Yoksa 2016 kışında, taraftarlar yeni hocanın adı bildirildi mi diye sık sık kulübün resmi sitesine girebilir. 
 
Toplam blog
: 18
: 95
Kayıt tarihi
: 28.02.13
 
 

Futbolda, bilhassa Galatasaray'la ilgili görüşlerimi yazıyorum. Beğenirseniz ne mutlu bana. ..