Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '17

 
Kategori
Kitap
 

İnsan Bazen Kaçmak İster. Kendinden Kaçmak

İnsan Bazen Kaçmak İster. Kendinden Kaçmak
 

Bakış acısı imza günü afişi


Yazar Hanife Mert'in Eylül 2017 tarihinde edebiyat dünyamızda yerini alan Bakış Acıcı romanını okumaya devam ediyorum. Her satırı, her sayfası ders alınması gereken gelişmelerle devam ediyor. Okuyucuyu adeta peş peşe akan sayfalara mıh gibi çakıyor.

Yazar, "İnsan kaybetmeye görsün; bir yerden başladı mı kayıplar, arkası çorap söküğü gibi gelir, kimi zaman hızına yetişemez olursun, ardı arkası kesilmeden devam eder. Silkinip kalkmaya çalışsan da üzerine bir diğeri iner, gücün kuvvetin kesilir, çaresiz kalırsın, bedenin yorgun düşer...Sonunda teslimiyet..." diye yazıyor. Devamında ki satırlar insan yaşamında çekilen sıkıntıları, acıları, olmaması gereken hataların varlığını sorguluyor.

Birbirini delice seven iki yüreğin arasına giren bilinmez bir durum sonrasında ailenin çektiği sıkıntılar, acılar. Babanın beklenmeyen ani ölümü sonrasında içine düşülen boşluk, yol, yordam arayan bir çocuğun dramı ve sonrasında ailenin parçalanmasına giden yolda en büyük acıyı çocukların çekmesi.

"İnsan bazen kaçmak ister. Kendinden kaçmak. Hatta kendinden kaçıp gölgesinde gizlenmek ister..."  bu çok ağır düşünce içinde bulunan dramın açıklaması olsa gerek.

Aslında anlatılanlar bir bakıma çatlayan duvarları, farkında olmadan çürüyen asırlık çınarları, yüz yıllardır bilinen ilişkilerde ki çatlakları bir kez daha sorgulamamıza vesile oluyor.

Yazar okuyucuya yaşam kulvarında ki zorlukları, gerçekleri aktarırken; bir yandan da bireylerin birbirini suçlaması ve olayların akışının çıkmaza sürüklenmesini, çözüm yolu aranmamasının ne denli acılara neden olabileceğini de düşündürüyor. Zihinlere bir mıh gibi çakıyor.

Anadolu coğrafyasında yüz yılardır değişmeyen kadına bakış açısı romanın ilerleyen sayfalarında karşımıza çıkıyor. Küçük bir kız çocuğunun gereksiz yere büyüklerince sorgulanmadan insafsızca suçlanmasının anlamsızlığını bir kez daha anlamamızı sağlıyor.

Yazar, göremediğimiz, görmek istemediğimiz bir şeylerin üstlerindeki kalın örtünün sıyrılıp görünür olmasını da sağlıyor. Görünür kılınsa da derindeki örtünün üzerindeki ağır ve kalın örtüyü bir ucundan ancak aralıyor.

Bakış Acısı sorulması gereken ve yanıtlanması zor sorularla dolu.

İstesek de istemesek de sonuçta toplum içinde varlığımızı sürdürdüğümüz her şeyin bir sonucu ve parçasıyız.

İnsan ruhunun derinliklerinde iz bırakan olayların çözümsüzlüğünün verdiği acıların kitabın okunması sonucu inanıyorum ki toplumda, benzer olaylara bakış açısını değiştirecektir.

Teşekkürler Hanife Mert. Bir kez daha toplumun kanayan gizli yarasını okuyucunun duyumsaması, yorumlaması, düşünmesi için verdiğin mücadele için.

 

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..