Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

19 Kasım '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsan eti yiyicileri...

İnsan eti yiyicileri...
 

Hiç düşündünüz mü, varınızı, yoğunuzu insana hizmet için adadığınız halde “sen bizden değilsin” diyerek her gün her gece dedikodu sofrasında meze olarak çiğnendiğinizi…


İnsan eti yiyicilerini genellikle korku filmlerinde görürüz, ürpererek izler, iğreniriz, tiksiniriz.

Oysaki günümüzde de yoğun bir şekilde insan eti tüketicileri ve yiyicileri bulunmaktadır.

İnsan etini sadece imgesel yaratıklar yemez.

İnsanlarda bir birinin etini zevkle yerler.

Hiç düşündünüz mü, birilerinin dudakları arasında çekiştirildiğinizi, çiğnendiğinizi…

Hiç düşündünüz mü,”bu adam bizden değil” diyerek aylarca, yıllarca çekiştirilip çiğnendiğinizi…

Hiç düşündünüz mü, varınızı, yoğunuzu insana hizmet için adadığınız halde “sen bizden değilsin” diyerek her gün her gece dedikodu sofrasında meze olarak çiğnendiğinizi…

Örnekler çoğaltılabilinir.

Birilerinin iki dudağı arasında olmak yıpratıcı bir süreçtir.

Öyle hemen çiğnemeye başlamazlar sizi.

Dudaklarının arasında kıstırırlar önce, iyice bir yoklarlar yumuşak karnınızı.

Hangi etinizi koparsalar, canınızın en çok yanacağını hesaplarlar… 

Pek fenadır birilerinin iki dudağı arasında olmak.

Ağızlarına bir lokma olarak sunulduğunuzda, öyle bir hazdır ki, bu tat damaklarının bütününe yayılır, ağır ağır nefes alıp verirler, alacakları zevkin doruğuna varmak için, insan etinin lezzetini yaşamak için.

İşte bunlara “İnsan eti yiyen yaratıklar” diyorum.

Bunlardan her her yerde her zaman bulunur.

Bunlar hiçbir zaman kendilerine benzemeyen insanları kabullenemezler.

Bunların beraber çalışacağı veya paylaşacağı ortamda kesinlikle fikir üretimi, yapılmayanı yapma, model olma gibi yeniliklere açık insanlar olmamalı.

Aksi takdirde o insanın etinin yumuşaklığı veya sertliğine göre belli sürede tüketilmesi bunlar için kaçınılmaz olur.

Önce karalamaya çalışırlar, sonra iftira atmaya kadar işi götürürler.

Kendilerinden daha kuvvetli pençeye sahip olanları kışkırtırlar,

Ölümcül darbeyi gücü temsil eden pençe sahibi vurur.”Bu bizden değildir” diyerek.

Netice de çiy çiy yerler o insanın etini.

Ne kadar yetenekli iseniz, ne kadar ışıltılı, çalışkan, başarılıysanız,

Etinizin çabuk tüketilme oranı o kadar yüksektir.

Bir an önce kendi başarısızlıklarını ve yeteneksizliklerini kapatmak için iki dudakları arasında çırpınmanız ve çiğnenmeniz için seferber olurlar.

Örneğin, gireceğiniz bir mülakat sınavında bile kendi muadillerini bulundurmaya özen gösterirler.

Onlara çiğnetirler, santim santim, gram gram…

Mülakatta verdiğin her doğru cevap, onların insan etine duydukları iştahlarını daha da kabartır.

Yargısız infazla sana savunma şansı bile tanımazlar.

İtirazını bile kaile almazlar.

Çünkü seninin etin çiğnenerek yenilmelidir.

Senin yeterli olduğunu, senin başarılı olduğunu gördükçe, sorulara cevap verdikçe, bu defa senin nefes alış verişinde ararlar başarısızlığını.

Neden diye sorduğunda, “yetkinlik bakışımızla değerlendirdik.” Derler.

Israr edersen,”seninle çalışmak istemiyoruz bizden değilsin.” Derler.

Birilerinin iki dudağı arasında olmak yıpratıcı bir süreçtir.

Öyle hemen çiğnemeye başlamazlar sizi.

Dudaklarının arasında kıstırırlar önce, iyice bir yoklarlar yumuşak karnınızı.

Hangi etinizi koparsalar, canınızın en çok yanacağını hesaplarlar… 

Pek fenadır birilerinin iki dudağı arasında olmak.

Ağızlarına bir lokma olarak sunulduğunuzda, öyle bir hazdır ki, bu tat damaklarının bütününe yayılır, ağır ağır nefes alıp verirler, alacakları zevkin doruğuna varmak için, insan etinin lezzetini yaşamak için.

İşte bunlara “İnsan eti yiyicileri” diyorum.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..