İran ve Katar hedefte

1979 yılından beri ilk kez İran Meclisi’ne bir saldırı düzenlendi. 1979’da ise İslam Devrimi yapılmıştı. Yani modern İran’da ilk kez meclise bir saldırı düzenlendi. Saldırıyı tarihin en alçak terör örgütlerinden biri olan İŞİD üstlendi.

Terör örgütü İŞİD, 28 Mart 2017 günü Fars dilinde 30 dakikalık bir video yayımlayarak, İran’ı tehdit etmişti. Tehdit videosunda kısaca İran’ın Yemen ve Suriye’deki politikaları eleştirilmiş ve İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e çağrıda bulunularak bu bölgelerdeki faaliyetlerine son vermesi ve İran’da Yahudilerin gayet hoşgörülü yaşamasının engellenmesi istenmişti. Bu tarihten sonra yine İŞİD defalarca İran’da bulunan uyuyan hücrelerine; devlet binalarına ve dini bölgelere saldırılar düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu.

Aradan geçen 2-3 ay içerisinde İran’ın güvenlik önlemlerini artırdığına dair bir çok haberler geliyordu, ancak İŞİD’in ilk kez Tahran’da saldırı düzenlenmesi engellenemedi. Saldırılar eş zamanlı olarak İran meclisine ve İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni’nin türbesine yapıldı. Saldırılarda son belirlemelere göre 12 kişi hayatını kaybetti 40’a yakın da yaralı var.

Peki önceki gün Katar politik, bugün ise İran fiziksel olarak neden saldırılara uğradı? Bu sorunun keskin bir kaç cevabı var.

Aslında temelde İran da Katar da korku ve baskı politikası ile Ortadoğu’daki planlarından bir şekilde el çektirilmeye çalışılıyor.

Özellikle iç karışıklığın son zamanlardaki merkezi Yemen’de Katar ve İran’ın Husileri desteklemesi bir çok ortadoğu ülkesinin dikkatini çekmiş durumda.

İran ve Katar’da yaşanan politik ve fiziksel saldırıların başlangıç noktası ise Katar Emiri Temim Bin Muhammed es Sani’nin İran için “Bu düşmanlık akıllıca olmaz” sözlerini kullanması ve Hizbullah ve Hamas’ı direniş hareketi olarak lanse etmesi oldu. Hem de bu sözleri İran ile pek de dost olmayan Suudi Arabistan’da söylemesi tansiyonu büyük ölçüde yükseltti.

Zaten bu sözler sonrasında Katar’a karşı hamleler bir anda hızlandı ve önce Katar politik sonra da İran fiziksel saldırılara maruz kaldı. Her ne kadar Katar boyun eğmiş görünse de, İran tarihinden bildiğimiz üzere, İran bu saldırılara kapı arkalarından sert cevaplar verecektir.

İran’ın İŞİD’e karşı tutumu hiç olmadığı kadar yükselebilir. Hem de saldırıların Katar düşmanları tarafından yapıldığı düşüncesi ile İran’ın önümüzdeki 10 yıllık politikasını bir anda değişebilir.

Krizden çıkartılabilecek en büyük sonuç, Ortadoğu’da güvenli yaşamak için ABD’nin silahlarına ihtiyaç duyuyor olmanız olabilir.