İsrail ve ABD'nin Katlettikleri Sivil Değil de Üniformalı Olsa Daha (mı) İyi?

ABD, İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı, İsrail, ABD’nin uygulamasını protesto eden Filistinlilerin üzerine ateş açtı, onlarca kişi öldü, binlerce kişi yaralandı, dünya ayağa kalktı.

Neymiş;
“sivilleri öldürüyorlar”…
Varsa “sivil”, yoksa “sivil”…

Kulakları sağır eden yüksek seslerde en çok duyulan sözcük bu;
Sivil!
Emperyalist ABD’nin ve jandarması İsrail’in katliamlarına karşı çıkılırken sözüm ona, gerekçe; “Sivil Ölümleri…”

Sivil, sivil, sivil…
Burada “sivil” sözcüğü hangi anlamda kullanılıyor?

Silahsız, savunmasız… anlamında. Yani, ölenlerin “asker, polis” olmadıklarına vurgu yapılmak isteniyor.

Ölenler asker, polis, güvenlik personeli… vb. olsa, “sorun yok” adeta… Kriter üniforma! Üniformalıysa, ölsün, iyi… Sivilse bağırıyorlar… “Siviiiiiillll”

“Sivil”se kızıyorlar…

Suriye’de de aynını yapıyorlar… Nusra, IŞİD ve diğer terör örgütleri, hatta ABD, İsrail ve Koalisyon uçakları Suriye güvenlik güçlerinden kaç yüz bin kişiyi öldürmüş olursa olsun, bu kınanmaz. Suriye askerleri ne zaman ki karşı bir hamle yapıyor, aynı tepkiyi duyuyoruz; “Sivilleri katlediyorlar…”

E şimdi soralım, kardeşim; Filistin’in askeri, polisi mi var ki, karşı çıkan sivil değil de üniformalı olsun?

Filistin halkının hepsi sivil!

Böyle yapanlarımızın bir eksiklikleri var. Empati yapmıyorlar. İşlerine öyle geliyor anlaşılan…

Ve ben yine sormak isterim…

Peki, değerli kardeşim, bu saldırıların benzerlerinde bir üniformalı, söz gelimi bir “Mehmetçik” yaşamını yitirince “iyi” mi oluyor?

Onlar “sivil” değil mi?
Ama biz onlara “şehit” diyoruz!...
Onların, yüreklerine ateş düşen anacığı, babacığı, kardeşi, eşi, bebeciği “sivil” değil mi?

Emperyalistin veya piyonlarının silahlı saldırısında öldüğü anda üzerlerindeki giysinin üniforma olup olmamasının ne önemi var?

Ortada saçma sapan bir “sivil” goygoyculuğu, fetişizmi, kandırmacası… var.

Ölenlerin “insan” olup olmadıklarıyla ilgilenen yok.

Bu pencereden baktık, baktırıldık! Komşularımız, kardeş ülkelerimiz Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Filistin’de, Yemen’de… yapılan katliamlarda sayıları “sivil” kayıplardan kat be kat fazla olan “üniformalı” ölümlerine, seyirci kalmak dahi değil, sevindik, alkış tuttuk…

O üniformalılardan öldüre öldüre, devletleri yıka yıka, parçalaya parçalaya etrafı dikensiz gül bahçesine çevirdiler, dibimizde 2. İsrail’i kurdular, Fırat Kalkanı, Afrin… direnişlerimizde askerimizi, polisimizi şehit ettiler, bugünlere geldiler, ortamı müsait hale getirince Kudüs’ü İsrail’e Başkent yaptılar, karşı çıkanları ister üniformalı ister sivil olsunlar, gözlerini kırpmadan öldürmekten çekinmeyeceklerini gösterdiler, istediklerini elde ettiler… Biz bağırıyoruz. “Siviller öldürülmesin…”

Ne farkı var? Üniformalı veya sivil… Asker, polis, kadın, çocuk, yaşlı… Hepsi insan değil mi?

Küçücük aklımızla sözüm ona bir haksızlığa karşı çıkmış oluyoruz…

Öyle mi?

İyi öyleyse… Bağırmaya devam edelim, o zaman… “Sivilleri öldürmesinler”… Ölenler “ üniformalıysa “iyi”…

Ve ben halen, her gün Güney Doğu’dan, Irak’tan, Suriye’den haberleri gelen “şehitlerimize”, Mehmetçiğime ağlarım.

Ayıp mı ki? “Sivil” değiller ya…


Kenan IŞIK