Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

İşsizlik

İşsizlik
 

TUİK dün yeni işsizlik oranlarını açıkladı. Sonuç; Yeni işsiz sayısına 550.000  işsiz daha.
 
Bölün 81 ile, her ile 6.000 işsiz daha.
 
Genç nüfusta hemen hemen her 4 kişiden biri işsiz.
 
‘’Bak işte bunu da beceremediler’’ diye sevinecek halimiz yok ama durum gerçekten üzücü ve hatta endişe verici. İşsiz insan çaresizliğinin kanunsuz işlere bulaşma ihtimali yüksek.
 
Genelde tarafsız yazan Ekonomi yazarı Ege Cansen gençlerin işsizlik sorunuyla ilgili olarak  ‘’Dünyanın her yerinde bu sorun var’’ diyerek görüşünü kafadan bildirmiş. Sebep olarak da ‘’çalışan insanların yaşlanana kadar işini bırakmak istememesi’’ ni yazmış.
 
Gerçek payı olabilir ama sorunun bu kadar yüzeysel olabileceğini düşünmüyorum.
 
Ülkemizin gerçekleri biraz farklı.
 
Çevremden örnek vermek gerekirse, hayatımın büyük bölümünün geçtiği Kadıköy’deki görüntü dikkatimi çekiyor.
 
Hasanpaşa’dan Altıyol’a, Altıyoldan Kadıköy’ün ve Moda’nın caddelerinden tüm sokak aralarına. Kadıköy’den Yeldeğirmeni’nin tüm sokak aralarına kadar her yer yeme-içme dükkanı olmuş.
 
Millet para kazanmanın tek yolunu böyle görüyor.
 
Tarım gerilemiş. Dün Yılmaz Özdil’in tarım konusundaki yazdığı yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Aklınıza hangi tarım ürünü geliyorsa hepsi yurt dışından. Sudan’dan arazi kiralanmış, bizim adımıza Sudan’lılar ekip biçecek, biz yiyeceğiz veya satacağız. Dünya’da kendine yeten 7 ülkeydik bir zamanlar. Tarım arazileri azalıyor, ayrıca milyonlarca dekar arazi atıl. Ekilmiyor.  Herkes şehirde.. 
 
Hayvancılık ayrı bir olay. Semtin kasabına et niye pahalı diye sorduğumda ‘’ abi ben Bayburt,luyum, eti almaya gidiyorum, her gittiğimde hayvanla uğraşanların işi bıraktığını görüyorum, hayvanla uğraşan kalmadı ki’’ demişti.
 
Türkiye’de sanayi durduğu yerde duruyor. 2000 yılında Gölcük’te açılan ve bugün 10.000 kişinin çalıştığı Ford Otosan fabrikası çapında açılan bir fabrika yok. Zaten ihracat gelirimizin büyük çoğunluğu otomotiv sektöründen.
 
Sadece inşaat sektörünün işsizliğe çare olmadığı görülüyor.
 
Devlet politikaları işsizlik konusunda önemli.
 
Sn. Cumhurbaşkanı’nın istihdam konusunda işadamlarına 80.000 mektup gönderdiği yazılıyor. 2007 global Dünya krizinde de iş adamlarına ‘her biriniz fazladan bir kişi işe alsanız, sorun çözülür’’ demişti ama bu ekonomi yazarları tarafından destek görmemişti. Onlara göre yeni iş sahaları açılması ve teşviklerin gözden geçirilmesi daha doğru idi.
 
Bana göre ise ülkemin en büyük sorunu eğitim ve aşırı nüfus artışıdır
 
Yaz boz tahtasına döneneğitim sisteminden vasıflı insan sayısını arttırmak mümkün değil.
 
Diğeri süratle artan nüfusa kaynak yetişmemesi. (konut, gıda vs.)
 
Bu kadar yeme içme yerinde ayaküstü sağlıklı bir nesil yetiştirmek mümkün değildir.
 
Rahmetli iş adamı Vehbi Koç 1949 yılında kurduğu Aile Sağlığı ve Planlama Vakfının amacını şöyle açıklamıştı.
 
Bir ülkenin en büyük zenginliği nasıl nitelikli insan gücü ise, en büyük zaafı, yumuşak karnı da terörden, işssizliğe kadar pek çok sorunun temelinde VASIFSIZ İNSAN KALABALIĞIDIR. 
 
Bunu 68 yıl önce söylemiş. 
 
Şimdi bir de bu ülkenin işini, aşını, kazancını, her türlü kaynağını paylaşan 3.5 milyon da mülteci var.  
 
Bir diğer konu gelir adaletsizliği. İşsizlikle dolaylı olarak bağlantılıdır.
 
Şehirleri örümcek ağı saran AVM leri  ne yazık ki belli bir zümreyi mutlu etse de, işsizliğe çare olamamaktadır. AVM sayısının giderek artmasının da kalkınmaya bir katkısının olmadığı görülmektedir.
 
Bugün büyük şehirlerde yükselen lüks rezidanslar ÖTV, KDV ve uzun vadeli kredi  imkanlarına karşı devletin kazancından feraget etmesine rağmen satılamamaktadır. Bunu her tık yaptığımızda karşımızda gördüğümüz reklamlardan, gazetelerin kocaman reklamlarından anlıyoruz.
 
Alım gücü yok. İşsiz kadar, düşük ücrete çalışanlar da mağdur.
 
Dün gece Bloomberg ekonomi kanalında Charlie Rose’yi izledim. Konukları dünyanın en zengin insanı Bill Gates ile 86 yaşında ünlü bir ABD li ressamdı.
 
Usta televizyoncu Charlie Bill Gates’e yönelttiği sorulardan birinde mutlu olup olmadığını sordu.
 
Hayatta mutlu olabilmek için slikon vadisinde insanlarla ilişki kurup, çeşitli projeler geliştiriyorum diyordu. Durmuyordu ve üzerinde yaşadığımız gezegenin ısınması ve iklim değişiklikleri üzerindeki endişelerini dile getiriyordu.
 
Ressam ise ‘’benim mutlu olmam bir şey değiştirmez’’ diyordu. Çok para kazandığını aile olarak mutlu olmasının kendisine yetmediğini, 350 milyon ABD linin çok büyük kesiminin haftada 40 saat çalışarak dünya nüfusunun yarısından yani 4 milyar insandan daha çok kazanan 8 tane milyardere çalıştığını bunun ise hiç değişmediğini ayrıca dünyanın en iyi 100 üniversitesinin ABD de olmasına rağmen, dünyanın en kötü ve en pahalı sağlık sisteminin yine ABD de olmasına akıl erdiremediğini bunların kendisini mutsuz ettiğini söylüyordu.
 
Düzen, refah içinde sandığımız dev bir kapitalist ülkede de böyle.
 
Sürünen her yerde ve hep aynı…
 
Usta Ekonomist Ege Cansen’in de dolaylı olarak, yüzeysel geçiştirdiği sorunun cevabı da galiba bu.
 
Ama bizim ne petrol kuyularımız var, ne de üstünde ürün yetiştirip, dünyaya satacağımız  devasa tarım arazilerimiz ve ne de Dünya’nın en iyi üniversitelerimiz,
 
İstihdam açığını kapatmak, emir veya rica ile değil ancak Eğitim, Sanayi ve Tarım seferberliği ile mümkün gözükmektedir.
 
  
 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..